Ana Sayfa Blog Sayfa 1972

Karadeniz ve Marmara’daki mavi yüzgeçli orkinos ve kılıç balığı gibi pek çok tür artık yok

Yeni yapılan bir araştırma Marmara Denizi ve Karadeniz’de yer alan ve aralarında mavi yüzgeçli orkinos, kılıç balığı ve Atlantik uskumru gibi türlerin bulunduğu pek çok balığın ya ticari olarak ya da tamamen yok edildiğini ortaya koydu.

Etrafımızdaki Deniz (Sea Around Us) girişimi ile birçok üniversiteden araştırmacının yürüttüğü çalışma sonucunda Karadeniz’de 17 balık türünün tamamen yok edildiği, 17’sinin ise ticari olarak tükendiği ortaya çıktı. Marmara Denizi’nde ise 19 balık türü tamamen, 22 balık türü ise ticari olarak tükendi.

‘929 tondan 33 tona düştü’

Phys’da yer alan habere göre Çalışmanın baş yazarlarından Aylin Ulman, “Örneğin orkinosların Karadeniz’e göçü 1985 yılında, tüm yumurtlama grubunun sadece bir günde yüksek fiyatlarla Japonya’ya ihraç edilmek üzere Marmara Denizi’nde yakalanmasının ardından durdu” dedi.

Marmara Denizi’ndeki mavi yüzgeçli orkinosların en son 2007’de rapor edildiğini belirten Ulman “Balıkçılığın zirvesinde yakalanan balık sayısı 929 tonken 2001 yılında bu sayı 33 tona düştü” ifadelerini kullandı.

1967’den itibaren veriler incelendi

Araştırmacılar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından toplanan veya hakemli yayınlarda da atıfta bulunulan 1967-2016 dönemine ait balıkçılık verilerini gözden geçirerek ve balıkçılar ve uzmanlardan gelen geleneksel ekolojik bilgilerden yararlanarak, kayıpların ilk zaman çizelgesini oluşturdu.

Bir tür 1967’deki verilerde mevcutsa ancak 2016’da artık mevcut değilse, bu bir yok etme olarak tanımlandı. Öte yandan ticari neslinin tükenmesi, 50 yıllık dönemde av miktarının orijinal değerlerinin yüzde 80’inden daha fazla azalması olarak tanımlandı.

Sebebi aşırı avlanma

Ulman bu türlerin şu anda olmamasının birincil nedeni olarak aşırı avlanmayı gösterdi. Bu da büyük çapta ekosistemde değişikliklere yol açarak başka türlerin etkilenmesine sebep oldu.

İnceleme, yönetim planı eksikliğinin Karadeniz ekosisteminin ciddi şekilde bozulmasına katkıda bulunduğunu ve benzer bir kaderin Marmara Denizi’ni beklediğini çünkü her ikisinin de yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor.

British Columbia Üniversitesi, Mersea Deniz Koruma Danışmanlığı, Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Yönetimi Enstitüsü’nde yer alan akademisyenler tarafından yapılan çalışma Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlandı.

İstanbul’da etkili olan sağanak yağışlar Arnavutköy’de hortuma yol açtı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) uyarılarının ardından İstanbul‘da sabah saatlerinde başlayan yağışlar Yeniköy açıklarından başlayarak pek çok ilçede etkisini gösterdi. Vatandaşlar yağışlar nedeniyle zor anlar yaşarken pek çok ev ve işyerini su bastı.

Yağmurun etkili olduğu Arnavutköy’de meydana gelen hortum kameralar tarafından görüntülenirken, bir fabrikayı yağmur suları bastı.

Küçükçekmece’de sabah saatlerinde yağan kısa süreli yağmur trafiği durma noktasına getirdi. Yağmur sonrası oluşan kilometrelerce araç trafiği nedeniyle bazı vatandaşlar yaklaşık bir saat İkitelli Caddesi’ndeki trafikte kaldı.

Yağışlar Anadolu Yakasında da etkili oldu. Yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar üst geçit altlarına ve otobüs duraklarına sığınırken D-100 Karayolunda yoğun trafik oluştu.

Vatandaşlara uyarı

MGM, bugün ve yarın etkili olması beklenen yağışlara karşı vatandaşları uyardı.

MGM tarafından hazırlanan “2018 Meteorolojik Afetler” raporuna göre Türkiye’de de iklim krizi bu afetlerin sayısını her geçen yıl artırıyor.

Buna göre Türkiye’de 2018 yılında 871, 2017 yılında 598, 2016 yılında 654, 2015 yılında 731 meteorolojik afet raporlandı. MGM verilerine göre de bahsi geçen bu dört yıl, 1940’lardan beri ülke tarihinde en çok meteorolojik afetin görüldüğü yıllar olarak ön plana çıkıyor.

CHP’li belediyelere yüklenen Erdoğan: Yerel yönetimler reformu geliyor

Ankara‘da AKP Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’li belediyelere yüklenerek yerel yönetimler reformunu gündeme getirmeyi planladıklarını söyledi.

ATO Congresium‘da yapılan toplantıda CHP’li belediyelere gönderme yapan Erdoğan, “Daha 1,5 yıl öncesine kadar belediyecilik hizmetlerinde hiçbir sıkıntının yaşanmadığı şehirlerimiz akmayan sular, toplanmayan çöplerle gündem oluyor. Çöp, çukur, çamur yeniden insanımızın kabusu oldu” dedi.

Erdoğan, yerel yönetimlerin yetkilerini kısmaya hazırlandıklarının da sinyalini vererek, “Yerel yönetimler reformunu gündeme getirmeyi planlıyoruz. Mahalli idarelerimizin kronik sorunlarını hal yoluna koymayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Reform ne getiriyor?

Cumhurbaşkanı’nın yeniden gündeme getirdiği ‘yerel yönetim reformu’, imar başta olmak üzere belediyelerin yetkilerinin alınarak, bakanlıklara devredilmesini öngörüyor.

Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu’nun 11 Ocak 2020’de yaptığı toplantıda hazırlanan ve Erdoğan’a sunulan rapor kapsamında  belediye başkanı ve belediye meclislerinin imar başta olmak üzere belirli yetkilerinin ilgili bakanlıklara devredilmesi önerilmişti. Ayrıca yerel yönetim yapılanması ve mevzuatının da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyumlu hale getirilmesi (bağlanması) de ele alınmıştı.

Yeniden gündeme getirilen bu düzenleme, belediye başkanının belediye meclisinin de başkanı olması uygulamasına son verecek. Belediye meclisi başkanları, üyeleri arasından belediye meclislerince seçilecek. Belediye borçlanmalarına yönelik yeni modeller de masada. 

‘İdeolojik belediyecilik tekrar hortladı’

Konuşmasında bu düzenlemeye referans yapan Erdoğan, birçok şehirde insanlara sunulan hizmetlerin hem kalitesinde hem de sayısında ciddi düşüşler olduğunu öne sürdü. Seçim döneminde kullandığı “çöp, çamur, çukur” sözlerini hatırlatan Tayyip Erdoğan,  bazı şehirlerde bunların yeniden insanların kabusu olduğu iddiasını dile getirdi:  

“İdeolojik belediyecilik tekrar hortladı. Bilhassa belediye çalışanlarımız kılık kıyafetine göre, dış görünüşüne, siyasi tercihlerine göre ayrımcılığa uğramaya başladı. Bilhassa AK Parti’den CHP’ye geçen belediyeler de bazı yöneticilerin adeta bir öç alma, intikam alma hevesiyle hareket ettiğini görüyoruz. Seçimlerde ‘kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız’ diyenler, göreve geldikten sonra binlerce insanımızı işinden, aşından etti. Bay Kemal bu sözleri vermemiş miydi? Biz ne yarım asırlık mahalli idareler geçmişimizde ne de 18 yıllık iktidarımız döneminde böyle sahnelerin yaşanmasına asla müsaade etmedik. Seçim döneminde söylediklerimizi, sandıklar kapandıktan sonra unutanlardan da olmadık.”

Erdoğan, geçen hafta sonu Rize‘de Ayder Yaylası’nı dolaştığını, buradaki alt ve üst yapı çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Bu manifestonun gereğini Ayder Yaylası’nda inşallah hayata geçireceğiz ve ardından Uzungöl‘ü de ele alıp hayata geçireceğiz. Çünkü belediyecilik AK Parti’nin işidir. Bunu biz yapacağız” diye konuştu. 

 

HDP’li Sürücü: Av spor değildir, ihaleleri iptal edin

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında 798 yaban hayvanının öldürülmesine ilişkin ihalelerin iptalini istedi.

Konuya ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı’na soru önergesi veren Sürücü, “Yaban hayatının para karşılığı hiçe sayılması, şiddet ve ölüm içeren bir eylemin spor sayılması 21. yüzyıl açısından bir utanç kaynağıdır” dedi.

Sürücü, bakanlığın açılan ihaleleri iptal etmesinin elzem olduğunu, bundan böyle hayvan öldürmeyi yasal bir çerçeveye sığdırıp meşru göstermenin önüne geçecek düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. 

Bakan Pakdemir’liye: İptal edecek misiniz? 

Sürücü,  Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye şu soruları yöneltti:

  • Bakanlığınız yaban hayatın dengesini bozacak olan ihaleleri iptal edecek midir?
  • Şiddet ve ölüm içeren bir eylemi spor olarak görüyor musunuz?
  • Şanlıurfa’da giderek sayıları azalan ceylanların canı karşılığında açılan ihaleyi kimler almıştır?

Yargı sürecini bile beklemiyorlar

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında 2020-2021 sezonunda Türkiye genelindeki kotalar geçtiğimiz gün açıklanmıştı.  

Hayvan hakları aktivistleri ve bölge halkının itirazlarına yol açan, bölge müdürlüklerinin partiler halinde gerçekleştirdiği ihalelerin yargı süreci devam ederken, Türkiye genelinde yaban domuzları haricinde 798 yaban hayvanı için öldürme izni çıktı. 

Buna göre, 398 erkek yaban keçisi, 25 hatalı boynuzlu şelek yaban keçisi, 45 dişi yaban keçisi, 12 melez yaban keçisi, 39 çengel boynuzlu dağ keçisi, 9 Anadolu yaban koyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karaca ve sayıları bölge müdürlüklerince belirlenecek yüzlerce yaban domuzu öldürülecek.

Mezopotamya Kültür Merkezi 18 yıldır faaliyet sürdürdüğü binasından çıkarıldı

Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), 18 yıldan bu yana kültür-sanat faaliyetlerini sürdürdüğü Beyoğlu’ndaki binası boşaltıldı.

MKM çalışanları, binanın önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya HDP Milletvekili Hüda Kaya, HDP MYK üyesi Ferhat Encü, HDP İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve Kürt Araştırmalar Derneği Eşbaşkanı Eyüp Subaşı da katıldı.

‘Zulüm saltanatına teslim olmayacağız’

MKM’ye bağlı Koma Gulên Xerzan solisti Çiya Şenses, yıllardır tüm zorluklara rağmen kültür ve sanat faaliyetlerini bu binada icra ettiklerini söyledi:

Ancak bu hakkı ellimizden alıyorlar. Zorla binamızı elimizden alıyorlar. Her türlü saldırılara rağmen bugün ve bu günden sonra da faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

HDP Milletvekili Hüda Kaya da, İstanbul’da yıllardır kültür ve sanat çalışmalarını sürdüren MKM’nin zorla kapatıldığını belirterek yaşananların haksız ve hukuksuz olduğunu ifade etti:

Kayyımcı, gaspçı, hakları sömüren, istismar eden, çalan ve emeği yok sayan bir iktidar zihniyeti ile karşı karşıyayız. İktidar, muhalefet güçlerine yaptığı bu tür icraatlarla “sizin konuşma, sanat, müzik yapma hakkınız yok” diyor. “Nefes alma, yaşama, ihalelere girme hakkınız yok” diyor.

(…) Bulunduğumuz her yerde müziğimizi yapmaya, sanatımızı yapmaya devam edeceğiz. Bu iktidar bunu da bir kenara yazsın; zulüm saltanatına teslim olmayacağız.

Bina, 2019 yılı içinde sözleşmeleri olmasına rağmen kiracılara bilgilendirme yapılmadan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından üç kez ihaleye çıkarılmıştı. Farklı şekilde ihaleden haberdar olan ve üç kez girdikleri ihaleden ikisini kazanan MKM’ye Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından “Yeterli rekabet oluşmadı” denildi ve ihale iptal edildi. Beyoğlu Kaymakamlığı’na devredilen binanın Beyoğlu Belediyesi’ne verilmek üzere boşaltılması kararı alındı. Binanın boşaltılması için verilen sürenin bugün dolmasından sonra bina polis tarafından ablukaya alındı.

Dünya genelinde koronavirüs vakaları 22 milyon 600 bini geçti

Covid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki yeni vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, dünya genelinde virüs nedeniyle 791 bin 401 kişi öldü. Vaka sayısı dünya genelinde 22 milyon 602 bin 98’e çıkarken, virüs saptanan 15 milyon 319 bin 76 kişi sağlığına kavuştu.

Tedavisi süren ve Dünya Sağlık Örgütü‘ne (DSÖ) resmen bildirilen 6 milyon 491 bin 621 aktif vaka bulunuyor.

En fazla vaka ve ölümün olduğu ABD’de 5 milyon 701 bin 162 kişide Covid-19 tespit edildi, salgın nedeniyle 176 bin 342 kişi hayatını kaybetti.

Güney Amerika, Hindistan ve Rusya en riskli ülkeler

ABD dışında vaka sayıları 250 bini geçen ülkeler şöyle:

Brezilya (3 milyon 460 bin 413), Hindistan (2 milyon 841 bin 337), Rusya (942 bin 106), Güney Afrika (596 bin 60), Peru (558 bin 420), Meksika (537 bin 31), Kolombiya (502 bin 178), Şili (390 bin 37), İspanya (387 bin 985), İran (350 bin 279), Birleşik Krallık, (321 bin 98), Arjantin (312 bin 659), Suudi Arabistan (302 bin 686), Pakistan (290 bin 958), Bangladeş (285 bin 91), İtalya (255 bin 278),  Türkiye (253 bin 108).”

Ölü sayısı 10 bini geçen ülkeler ise şu şekilde: 

Brezilya (111 bin 189), Meksika (58 bin 481), Hindistan (54 bin 17), Birleşik Krallık (41 bin 397), İtalya (35 bin 412), Fransa (30 bin 468), İspanya (28 bin 797), Peru (26 bin 834), İran (20 bin 125), Rusya (16 bin 99), Kolombiya (15 bin 979), Güney Afrika (12 bin 423), Şili (10 bin 578).”

Thunberg ve Merkel Berlin’de buluştu: Krizi kriz gibi ele alacak liderlere ihtiyacımız var

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg iklim değişikliğini hafifletmenin yollarını konuşmak için Berlin’de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi.

Thunberg’in yer aldığı görüşmeye aralarında Fridays for Future hareketinin Almanya temsilcilerinden Luisa Neubauer’in de bulunduğu diğer genç iklim aktivistleri de katıldı.

Merkel, sözcüsü Steffen Seibert’in ulusal ve küresel öneme sahip iklim meseleleri üzerine “gayri resmi görüş alışverişi” olarak nitelendirdiği buluşma için, aktivistleri kendi idari salonunda ağırladı. Görüşme yaklaşık 90 dakika sürdü.

‘İstediğimiz şey bir liderlik’

Görüşmenin ardından Thunberg, Luisa Neubauer, Anuna de Wever ve Adelaide Charlier gazetecilerin sorularını yayınlamak için bir basın toplantısı düzenledi.

Buluşma hakkında bilgi veren Thunberg “İstediğimiz şey bir liderlik. Biz liderlerin bir adım öne çıkmasını, konfor alanlarından ayrılmasını, geleceği öncelemesini, uzun vadeli düşünmesini ve insanları önemsemesini istiyoruz. Krize kriz gibi davranmalarını talep ettik” dedi. Aktivistler Merkel’in cevap olarak daha cesur adım atmayı göz önünde tutacağını söylediğini belirtti.

Buluşma sırasında öne çıkan bir başka başlık ise aktivistlerin daha önce Avrupa liderlerine yönelik kaleme aldığı mektup oldu. Aktivistler, Merkel’den bu metni dikkate almasını talep ettiklerini söyledi.

Avrupa liderlerine açık mektup

Aktivistler temmuz ayında Avrupa liderlerine yönelik bir metin kaleme almış ve iklim değişikliği konusunda Avrupa’nın harekete geçme sorumluluğu olduğunu belirtmişti.

Metinde “İklim ve ekolojik krizi kriz olarak ele almadan çözebileceğimizi iddia etmeyi bırakmalısınız” ifadeleri yer almıştı. Mektupta AB Konseyi Başkanlığı’nı yürüten Almanya’nın harekete geçmesi de talep edilmişti.

Nobel ödüllü Malala Yousafzai, Leonardo DiCaprio ve Billie Eilish gibi ünlülerin yanı sıra genç aktivistler, iklim bilimcilerin ve binlerce kişi de metne imzalarıyla destek olmuştu.

‘İki yıl eylemsizlik içinde geçti’

Greta Thunberg’in 2018 Ağustos ayında İsveç Parlamentosu önünde başlattığı okul grevleri tüm dünyaya yayılmış, Fridays for Future (Gelecek için Cumalar) hareketinin doğmasına sebep olmuştu.

Thunberg eylemlerinin ikinci yılında Guardian’a yaptığı açıklamada iki yıl boyunca iklim için kayda değer bir adım atmayan hükümetleri eleştirerek “İki yıl eylemsizlik içinde geçti” ifadelerini kullanmıştı.

‘Unutulma hakkı’ymış: Tecavüz hükümlüsü hakkındaki haberlere erişim engeli geldi

Antalya’da bir kadına tecavüz ettiği suçlamasıyla yargılandığı davada 22 yıl altı ay hapis cezası alan milli güreşçi Recep Çakır hakkındaki haberlere erişim mahkeme kararıyla engellendi.

Diken’in haberine göre engelleme kararı, Antalya’daki Korkuteli Sulh Ceza Hakimliği tarafından, 13 Ağustos’ta alındı.

Mahkeme, kararında, Anayasa Mahkemesi’nin devletin bireye “geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesini engelleyerek yeni bir sayfa açma olanağı verme” konusunda sorumluluğu olduğuna dair hükmünün bulunduğunu dile getirdi.

AYM’nin ilgili kararında, kişisel verilerin silinmesini talep etme hakkı bulunduğu, bunun “kişilerin geçmişteki olumsuzlukların unutulmasına imkan tanımayı kapsadığı” kaydedildi. Hakimlik, bu kararın da dikkate alınarak sitelere erişim engeli getirildiğine hükmetti.

‘Kamu yararı dikkate alınmamış’

Hukukçu Yaman Akdeniz ise Diken‘e konuşarak unutulma hakkından, basın özgürlüğü ve kamu yararı kavramlarına ters düşecek biçimde yararlanılamayacağını belirterek “Hakim basın özgürlüğü ve üstün kamu yararı açısından hiçbir değerlendirme yapmıyor” dedi.

Akdeniz ayrıca mahkemenin, talep edenin daha önce yargılanarak hüküm giymiş olmasını dikkate almadığını ifade etti:

Bu olay sade bir vatandaşın 15 sene önce aldığı basit bir trafik cezası veya sosyal medyada öğrenciyken yayınlanmış sarhoş resmine artık erişilmemesi talebi gibi bir talep değil. Halen devam eden, kamuyu yakından ilgilendiren ve asla unutulmaması gereken bir olaya ilişkin talebin reddedilmesi ve basının haber yapma, kamuoyunun da haber alma hakkı korunmalıydı.

AKP ve MHP’lilerin ortak tasarısıydı

AKP ile MHP’lilerin imzasını taşıyan yeni sosyal medya düzenlemesi 31 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.

Yeni sosyal medya düzenlemesinin 5’inci maddesi şu şekildeydi:

İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir.

ODTÜ’de yeni dönemde uzaktan eğitim verecek

ODTÜ, koronavirüs salgını dolayısıyla bir sonraki dönemi uzaktan eğitim ile sürdürme kararı aldı.

Üniversite yönetimi gerekçe olarak yemekhane, yurtlar, toplu taşıma, sınıfların havalandırma açısından yetersizliği, öğretim üyelerinin büyük kısmının yaş ortalamasının yüksek olmasını ve düzenlediği anketin sonuçlarını gösterdi.

Öğrencilere ve öğretim üyelerine anket

ANKA’nın aktardığına göre YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın Covid-19 salgınından dolayı üniversitelere yetki devri yapıldığını duyurmasıyla üniversiteler derslerin nasıl yapılacağına ilişkin kurullarını toplamaya başladı.

ODTÜ ise bir anket düzenleyerek öğretim üyeleri ve öğrencilerin yaklaşımını sordu. Yeni dönemin online olmasını isteyen öğretim üyeleri, az sayıda öğrenciyle yüz yüze yapılacak ve aynı dersi online aktaracak hibrit sistemi de reddetti. Öğretim üyeleri, yazılı yapılacak sınavlar için öğrencilerin şehir gelmelerini sakıncalı buldu.

Şehir dışı ve konaklama sorun

Aynı anketi yanıtlayan öğrencilerin üçte biri dersleri her türlü riske rağmen sınıfta almak isterken, üçte ikisi uzaktan eğitim almak istedi. Öğrencilerin çoğunluğu sınav haftasının seyretilmiş sınıflarda olmasını istedi. Burada sınavlara gelenlerin hastalık kapma riski ve şehir dışından gelenlerin konaklama sorunları gündeme geldi.

 

Güleda Cankel’in katiline müebbet hapis cezası

 
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Pehlivan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı. Salonda genç kadının babası Mustafa Cankel ve taraf avukatları hazır bulundu.  
 
Zafer Pehlivan, savunmasında cinayeti tasarlamadığını öne sürerek, “Boğazını sıktığımı hatırlıyorum, gerisini hatırlamıyorum. Acılı ailesinden özür diliyorum” dedi. Pehlivan, Güleda Cankel’i öldürdükten sonra Instagram hesabından, “Canınızın istediği zaman ölmeyeceksiniz. Bitti 13:47” paylaşımında bulunmuştu.
 
Sanığın avukatı da sosyal medya ve basının davada hükmü verdiğini öne sürdü ve “Müvekkilimin adil yargılanma hakkı elinden alındı” ifadesini kullandı. Duruşma sonucunda mahkeme heyeti Pehlivan’a “kasten öldürme” suçundan müebbet cezası verdi.

Ne olmuştu?

Isparta Fatih Mahallesi’nde apartta kalan Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü birinci sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Güleda Cankel, 19 Kasım 2019’da eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından 17 saat boyunca işkencenin ardından bıçaklanarak öldürülmüştü.

Katil zanlısı Pehlivan hakkında tasarlayarak veya canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. 

Isparta Valiliği, Cankel‘in  öldürülmesiyle ilgili kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiaları üzerine inceleme başlatmıştı.