Almanya Başbakanı Angela Merkel, gelişmekte olan ülkelerin yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısına kolay erişimi için 100 milyon dolar yardım taahhüdünde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü‘nün (DSÖ) küresel aşı ve tedavi programının (ACT Accelerator) desteklenmesi için düzenlenen zirvede konuşan Almanya Başbakanı, küresel aşı çabalarının desteklenmesi çağrısı yaptı.
Zirvede, ABD merkezli Johnson&Johnson da düşük gelirli ülkelere, ürettiği aşıdan 500 milyon doz sağlayacağı taahhüdünde bulundu.İş adamı Bill Gates ise Bill&Melinda Gates Vakfı‘nın aşı üretiminin hızlandırılması için 16 ilaç şirketiyle anlaşma imzaladığını açıkladı.
Guterres: Bir avuç ülkenin çabası yetmez
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de koronavirüs vakalarının birçok ülkede artışa geçtiğine dikkati çekerek, aşı ve tedavi yöntemleri konusunda birlikte çalışmanın her ülkenin ulusal ve ekonomik çıkarına olduğunu vurguladı.
“Küresel ekonomiyi en kısa sürede yeniden açmanın en güvenli ve en kesin yolu ACT Accelerator programı. Bir avuç ulusal aşı çabası küresel ekonominin kapılarını açmayacak” diye konuşan Guterres, küresel aşı programının çalışmalarını devam ettirebilmesi içinse acil 15 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
DSÖ’nün küresel aşı ve tedavi programı ACT Accelerator için şimdiye kadar 3 milyar dolar toplanabildi. Programın 2021 yılının sonuna kadar 2 milyar doz aşı, 245 milyon tedavi ve 500 milyon test sağlayabilmesi için 35 milyar dolar gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, çoklu baro sistemini getiren kanunun iptal istemini reddetti.
AKP ile MHP’lilerin imzasını taşıyan ve bir kentte birden fazla baro kurulmasına olanak tanıyan kanun teklifi, 11 Temmuz’da sabaha karşı baroların itirazlarına rağmen Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmiş, 15 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
CHP, 7249 sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptali için geçen temmuzda AYM’ye başvurmuştu.
Belçika Parlamentosu seçimlerin üstünden geçen 500 günün ardından koalisyon hükümeti kurma konusunda uzlaştı. Yedi parti tarafından oluşturulan koalisyonun ismi ise Vivaldi.
Uzlaşma sonucunda ülkenin yeni başbakanı olarak Flaman bölgesinden geçici hükümette Finans Bakanı olarak görev yapan Open Vld partisinden Alexander De Croo seçildi De Croo programını mecliste açıklayacak ve hemen ardından 1 Ekim’de Avrupa Birliği Devlet Liderleri zirvesine katılacak.
‘Vivaldi Koalisyonu’ olarak isimlendirilen bu hükümette hem Frankofon hem de Flaman bölgesinden Liberaller, Sosyalistler, Yeşiller ile Flaman Hristiyan Demokratlar bulunuyor. Bu koalisyonla birlikte Yeşiller, Belçika hükümetinde ilk kez bu kadar fazla yer edinmiş oldu.
Yeşiller hangi görevlere getirildi?
Hükümette hem Flaman hem de Valon Yeşilleri (Groen ve Ecolo) yer aldı. Başbakan Yardımcısı ve Kamu Hizmetleri Bakanı olarak göreve getirilen Petra de Sutter ise ülkenin ilk trans bakanı olmuş oldu. Yeşiller Partisi üyelerinin yeni kurulan hükümetteki görevleri de şu şekilde olacak:
Georges Gilkinet – Başbakan Yardımcısı – Ulaştırma Bakanı
Petra de Sutter – Başbakan Yardımcısı – Kamu Hizmetleri Bakanı
Tinne van der Straeten -Enerji Bakanı
Zakia Khattabi – Çevre Bakanı
Sarah Schlitz – Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Devlet Sekreteri
‘Çok fazla taviz vermek zorunda kalmadılar’
Avrupa Genç Yeşiller Genel Sekreteri Özgecan Kara, Yeşil Gazete’ye yaptığı değerlendirmede Yeşiller’in hükümetteki varlığının iki açıdan çok önemli olduğunu söyledi.
İlk olarak diğer Avrupa ülkelerindeki Yeşiller ile kıyaslayan Kara, “Avusturya‘da ve İrlanda’da Yeşiller koalisyon ortağı olmak için pek çok önemli konuda feragat etmek zorunda kalmışlardı. Örneğin Avusturya’da göç politikasında kendi gündemlerini ortaya koyamamışlardı. Ancak Belçika’da feragat edilen nokta çok fazla yok gibi görünüyor. O yüzden çok başarılı ve olumlu bir gelişme” dedi.
Avrupa Genç Yeşiller Genel Sekreteri Özgecan Kara
‘2040 iklim nötr hedefi konulmasını sağladılar’
Yeşillerin geldiği gibi hükümet politikalarında çok fazla etkili adım atılmasını sağladığını belirten Kara, ülkenin 2040’da iklim nötr olmayı hedefleyeceğini belirtti. Yeşillerin kabul ettirdiği politikalar arasında fosil yakıt finansmanının terk edilmesi, dijital şirketlere daha fazla vergi, sürdürülebilir ulaşım gibi başlıklar da bulunuyor.
Bunların dışında LGBTİ+ konusunda Avrupa Birliği lideri olma hedefi de konulmuş durumda. Ayrıca, 16 yaşındaki kişilerin de Avrupa Birliği seçim haklarının verilmesi de gene Yeşiller’in önerisiyle kabule dilen planlar arasında.
‘Kürtaj ve göç konusunda etkili olamadılar’
Görüşmeler sonucunda partinin eksik kaldığı yönler de olduğunu belirten Kara, “Göç ve iltica konusunda istenildiği kadar etkili ve kapsayıcı politikalar konulamadı” ifadelerini kullandı.
Özgecan Kara, ayırca partinin müzakereler sırasında kürtajın tamamen ceza kanunundan çıkartılması, kürtaj süresinin 12’den 18 haftaya çıkarılması ve bekleme süresinin 6 günden 2 güne düşürülmesi taleplerini elde edemediklerini belirtti. Parti bunu daha sonra mecliste gündeme getirmek durumunda kalacak.
Partinin kürtaj hakkı için de gerekli politikaları kabul ettiremediğini belirten Kara, Yeşillerin taleplerine muhafazakar partilerin taş koyduğunu belirtti.
‘Yeşiller tüm dünyada yükseliyor’
Özgecan Kara, açıklamasında Yeşillerin yalnızca Avrupa’da değil Kuzey Makedonya ve Karadağ’da da önemli bir güç elde ettiğini belirtti. Partiler bu ülkelerde hükümet müzakerelerinde etkili aktörler olarak yer alıyor. Kara bu durumun sebebini şu şekilde açıklıyor:
Yeşiller yalnızca iklim ve ekoloji konusunda değil birçok alanda önemli ve etkili çözüm önerileri dile getiriyor. Sosyal demokratların politikaları iklim, insan hakları, LGBTİ+ ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konulara değinemiyor. Liberaller ise zaten sosyal haklar konusunda çok zayıflar. Yeşiller geleceğin ve şimdinin partisi olarak öne çıkıyor.
Bunun Türkiye’deki Yeşiller Partisi için de olumlu yorumlanabileceğini belirten Kara, “Türkiye’deki muhalefetin de Yeşiller gibi insanların hayatlarına dokunan bir partiye ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kararıyla, Sendika.org, Mezopotamya Ajansı ve Yeni Demokrasi’nin internet sitelerine erişim engellendi.
5 Aralık 2018’de getirilen 62’nci engellemeden sonra bir kez daha erişim engeli getirilen Sendika.org’dan yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“AYM açın diyor, Sulh Ceza Hakimliği kapatıyor: Sendika.Org’a 63. erişim engeli, sendika64.org yayında! Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliği‘nin 30 Eylül 2020 tarihli kararı ile sitemiz 63. kez erişime engellendi. Yani adresimiz sendika64.org ile yeniden yayındayız”
Mezopotamya Ajansı’nın da yayın yaptığı mezopotamyaajansi22.com adresi BTK tarafından engellendi. Siteye girişte internet kullanıcıları “Bu internet sitesi (mezopotamyaajansi22.com) Gaziantep Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen 30/09/2020 tarih ve 2020/5419D.iş sayılı karara istinaden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından koruma tedbiri uygulanmaktadır” uyarısıyla karşılaşıyor.
Yeni Demokrasi gazetesinin internet sitesi ise yedinci kez erişime engellendi.
Konuyu Twitter üzerinden duyuran Yeni Demokrasi “İnternet sitemiz Antep 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla BTK tarafından erişime engellenmiştir. Devrimci basın olarak susmadık, susmayacağız! En kısa zamanda yeni adresimizle yayın akışımıza devam edeceğiz” açıklaması yaptı.
Emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne neden polis müdahalesi ile ilgili olarak 13 kişiye dava açıldı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde, 2011 Genel Seçimleri öncesinde Artvin ilçesi Hopa’ya yaptığı ziyaret sırasındaki protesto sırasında yaşananlarla ilgili soruşturma dokuz yıl önce açılmıştı. Soruşturma kapsamında dönemin il emniyet müdürü Muhsin Armağan’ın da arasında olduğu 13 kişiye dava açıldı. Dosyada sanıkların “taksirle ölüme neden olmak”la suçlanarak altı yıla kadar hapisleri istendi.
Lokumcu’nun ölümüne biber gazı kullanımının neden olduğunu belirten Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde, Muhsin Armağan dışındaki sanıklar İl Emniyet Müdür Yardımcısı T.V., Hopa İlçe Emniyet Müdürü F.Ü. ve Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli Müdür Yardımcısı E.D. oldu. Eyleme müdahale eden ve gaz kullanma yetkisine sahip dokuz polis memurunun da yargılanacağı davada ilk duruşma 24 Aralık’ta yapılacak.
Mersin Şehir Hastanesi‘nin yoğun bakım ünitelerindeki su şebekesinde, açılışından dokuz ay sonra, Lejyoner hastalığı olarak da bilinen ölümcül akciğer enfeksiyonu mikrobunun ürediği tespit edildi.
Hastane yönetimi uyarılarak gerekli önlemlerin alınması istendi. Dönemin Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Dr. Ali Kutta Çelik, başhekimliğe yazdığı yazıda, 23.11.2017 tarihinde alınan numunelerde dahili branş servislerinin ve yoğun bakımlarının bulunduğu T1 kulesinin su tankında, cerrahi branş servislerinin ve yine yoğun bakımların yer aldığı T2 kulesindeki lavabo musluğunda bakterinin ürediğini bildirdi. Gönderilen yazıda 1-2 ay aralıklarla tekrarlanan numunelerde de çeşitli yerlerde üreme olduğu vurgulandı. Ancak aradan geçen zamana rağmen önlem alınmadığı ortaya çıktı.
Bin 300 yatak kapasiteli Mersin Şehir Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Dr. İsmet Bayındır‘ın başkanlığındaki Enfeksiyon Kontrol Komitesi’nin raporları, hastalığa karşı önlem alınmadığını, mikrobun 2018 ve 2019 yıllarında tespit edildiğini ortaya koydu.
Yapımı üç yılda tamamlanan, Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olan Mersin Şehir Hastanesi, 2017’de hizmete girdi.
Kanal İstanbul projesine karşı çıkan birey ve örgütlerin katılımıyla oluşan Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu İstanbulluları kitap okuma eylemine çağırdı.
Eylem bugün (1 Ekim) saat 18.00’de Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleşecek. Koordinasyon #KitapOkuKanalıDurdur etiketiyle birlikte yayınladığı çağrıda şu ifadelere yer verdi:
1 Ekim Perşembe saat 18:00 da Kadıköy’de Süreyya Opera önünde yalın ayak birlikte kitap okuyarak Fatsa’ya selam gönderiyoruz. Sen de katıl Yaşamı Birlikte savunalım.
Fatsa’da kitap okuma eylemi
Ordu‘nun Fatsa ilçesinde kapasite artırımına gidilecek Altıntepe Altın Madeni İşletmesi‘nin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu olumlu sonuçlanınca Fatsalılar kitap okuma eylemine başlamıştı.
Tek kişi ile başlayan eylem kısa sürede çok fazla kişinin katılımıyla daha da büyümüştü. Siyanürle altın aramaya karşı olan Fatsalılar, her akşam saat 17.15-17.45 arasında Cumhuriyet Meydanı’nda toplanıyor.
Marmara ile Karadeniz’i birbirine bağlayacak Kanal İstanbul projesinden en fazla etkilenecek bölgelerin başında İstanbul’un Karadeniz kıyısındaki mahalleleri Yeniköy ve Karaburun geliyor.
İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğini hafifleteceği söylenen kanalın projesi kapsamında Arnavutköy ilçesine bağlı olan ve Karadeniz kıyısında yer alan Yeniköy Mahallesi istimlak edilecek. 300’ü merkezde 350’si sahil şeridinde bulunan toplam 650 ev, hayata geçirilecek lojistik merkezi projesi nedeniyle kamulaştırılacak.
Yeşil Gazete’ye konuşan Yeniköy sakinleri, “İstanbul’a getirisi olmayan bir proje için bizi yerlerimizden edecekler. Bu proje bir ihanet ve rant projesidir” dedi.
‘İstanbul’un haritasını değiştirecek, geri dönüşsüz bir proje’
Projeyi başından itibaren yakından takip eden İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Doğanay Tolunay da, İstanbul’un haritasını değiştirecek kanalın ekosisteme vereceği zararın geri dönüşsüz olduğuna dikkat çekti. Kentin içme suyu sorununu katmerleştireceğini belirttiği projenin, beklenen deprem ve arkasından gelecek olası tsunaminin de hesaba katılmadığını vurguladı.
Doğanay, bölgedeki köy statüsündeki yerleşim alanlarında yaşayan ve tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçinen insanların yerlerinden edileceğine dikkat çekti.
Sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluğu getiren sosyal medya yasası bugün yürürlüğe girdi.
Yasaya göre, 1 milyondan fazla kullanıcısı olan Twitter, Facebook, Instagram gibi şirketler Türkiye’de temsilcilik açacak. Temsilcilik açmayan sağlayıcılara ise para cezasından reklam yasağına uzanan ve bant daraltılması ile sonuçlanabilecek kademeli yaptırımlar uygulanacak.
Kişilik hakkı ihlalleri cezalandırılacak
Kişilik hakları ihlal edilenler, uygunsuz içeriğin kaldırılması ya da erişimin engellenmesi için sosyal medya temsilcisine başvuracak.
Temsilcinin, başvuruya en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermesi gerekiyor. Şikayetlerle ilgili olarak 6 ayda bir rapor yayınlamak da temsilciliğin görevleri arasında. Cevap yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 5 milyon lira, rapor vermeyenlere 10 milyon lira idari para cezası uygulanacak.
Mahkeme kararına rağmen, 24 saat içinde uygunsuz içerikleri kaldırmayan sosyal ağlar, doğacak zarardan sorumlu olacak.
Twitter sosyal medya yasasından etkilenecek platformlardan.
Hakaretin cezası olacak
Sosyal medya yasasıyla unutulma hakkı da getiriliyor. Kişilerin isminin geçtiği ve ‘kişilik haklarına saldırı’ olarak nitelendirdiği paylaşımlar arama motorlarında görülmeyecek.
Sanal ortamda hakaret etmenin de artık cezası olacak. Tehdit, taciz ve yalan haber yaymak eskisi kadar kolay olmayacak.
Cep telefonunda internet kullanımına ilişkin bir düzenleme de yapıldı. Cep telefonlarında artık IP bilgisinin yanı sıra PORT kaydı da yer alacak. Aynı IP adresi ile internete giren kullanıcılara ait ayrı ayrı bilgi tutulacak. Böylelikle, olası mağduriyetlerin önüne geçilecek.
‘İfade özgürlüğüne engel’
Düzenleme, teklif aşamasından bu yana internette ifade özgürlüğünü kısıtlayacak olması başta olmak üzere pek çok nedenle eleştirildi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye’den yapılan açıklamada, düzenlemedeki değişiklerin uluslararası insan hakları hukuku ve standardına aykırı olduğu ve sosyal medya şirketlerini sansüre zorlama anlamına geldiği belirtilmişti.
Eleştirilere rağmen söz konusu düzenleme Meclis’ten 29 Temmuz tarihinde geçmişti. Meclis, sosyal medya düzenlemesini kabulünün ardından 1 Ekim’e kadar tatile girmişti.
Konut, sanayi ve ticarethanelerde kullanılan elektriğe bugünden geçerli olmak üzere yüzde 5.75 zam geldi.
Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan ve üç ay geçerli olacak olan yeni tarifelerle ilişkin karar bugün Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu kararla birlikte bir kilovatsaat elektrik (tüm vergi, pay ve fonlar dahil) konutlarda 71.02 kuruştan 75.10 kuruşa, sanayide 70.97 kuruştan 75.06 kuruşa ve ticarethanelerde 94.44 kuruştan 99.87 kuruşa çıktı.
Elektrik Üretim AŞ’nin (EÜAŞ) aktif elektrik enerji toptan satış tarifesi de arttı. Buna göre EÜAŞ’ın, “toptan elektrik satış fiyatı” (kilovatsaat başına) 13.20 kuruştan 15.48 kuruşa yükseldi.