Özel’in ittifak açmazı

Sizden önceki koltuğa oturan kişi partiyi sağa çektiği için oradan kalkmak zorunda kaldıysa siz o koltuğa oturduğunuzda, sadece bu sebepten bile, tersini yapmak zorunda kalırsınız.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayı’nda yapılan konuşmalardan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Özgür Özel’inkileri bir kenara koyuyorum. O konuşmalar hemen hemen herkesin beklediği gibiydi. Benim üzerinde durmak istediklerim ise delegelerin yaptıkları konuşmalar. Genelde sesi duyulmayan ve kurultaydan kurultaya söz alabilen delegelerin konuşmalarının bir yol çizdiğini ya da en azından ana muhalefet partisini anlamak için faydalı olduğunu düşünüyorum.

Kurultay’da oylamalara geçildikten sonra ara ara dönüp delegelerin yaptıkları konuşmaları dinledim. TV’de, sosyal medyada yorumcular ve doğrudan partinin üyeleri, seçilen ya da seçilmeyen adaylar zaten bol bol konuşuyor. Konuşan herkesin aklının bir tarafında beş ay sonra gerçekleşecek yerel seçimler var. Bu hem yeni yönetimin ilk sınavı olacak hem de Mayıs 2023 Seçimleri ile ilk yarısı oynanan karşılaşmanın sonuçlarını ortaya çıkartacak. Yerel seçimler konuşulmaya başlandığında da ittifak meselesi devreye giriyor. Fakat tam da burada her konuşmada ortaya çıkan bir durumun altını çizmek istiyorum. İttifak meselesi CHP’yi altüst etmiş durumda. Hatta şunu söyleyebilirim: Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybettiği için değil, yaptığı ittifaklar ve onu bu ittifaklara yönlendiren kişiler sebebiyle koltuğunu yitirmiş görünüyor. Partilerle yapılan ittifaklar ve düşüncelerle yapılan, danışmanların kişiliğinde simgeleşen ittifaklar.

İttifak siyasetinin kaybettirdikleri

Herhalde Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önümüzdeki senelere kalacak yegâne benzetme hançer benzetmesiydi. İYİ Parti ve Meral Akşener’in seçim döneminde yaptıkları ve yapmadıklarını bu benzetmeyle açıkladı. Onu bu konuşmayı yapmaya getiren süreçleri ve bu konuşmayı düşününce genel başkan olarak kalsaydı İYİ Parti ile bir ittifak ihtimalinin kalmadığını söylemek çok bulunmaz bir tahlil olmaz. Fakat durum diğer cepheye geçince biraz çetrefilleşiyor.

Özgür Özel değil ama Özel’i destekleyen hemen hemen tüm konuşmacılar ittifak yapmaya ve ittifak için yapılanlara eleştirilerde bulundu. Saadet, Deva ve Gelecek partileri başta olmak üzere eleştiriler sıraladılar. Özgür Özel bu motivasyonla mı çıktı bilemiyorum ama yukarıda da belirttiğim gibi Kılıçdaroğlu’na gösterilen tepkinin önemli bir bölümü ittifaklar üzerineydi ve bu ister istemez Özel’i ittifaklar konusunda bir tutum almaya itecektir.

Kılıçdaroğlu 6’lı Masa’nın bir bölümüne, Özel tarafı ise 6’lı Masa’nın öteki bölümüne tepki gösterdi. Özellikle de delegelerin yaptığı konuşmalarda bir konunun altı hep ama hep çizildi: Sağ ile ittifak yapmak istemiyoruz. Sol ile, sosyalistler ile ittifak yapmak istiyoruz. Sizden önceki koltuğa oturan kişi partiyi sağa çektiği için oradan kalkmak zorunda kaldıysa siz o koltuğa oturduğunuzda, sadece bu sebepten bile, tersini yapmak zorunda kalırsınız. Seçildiğiniz Kurultay’da, 14 Mayıs’ta ve 28 Mayıs’ta birlikte yol yürüdüğünüz altı parti hakkında (Zafer Partisi’ni de eklemeliyiz) tek olumlu kelimenin edilmediği bir Kurultay. Bunu aklınızdan çıkartamazsınız.

İmamoğlu faktörü

Fakat bir de işin Ekrem İmamoğlu boyutu var. Kimse üzerinde durmayı seçmedi ama Özgür Özel için “emanetçi” eleştirisi yapılabilecek kadar İmamoğlu’nun dahil olduğu bir süreç yaşıyoruz. Bu kadar medyatik, önemli görevleri ve hırsları olan birinin bu süreçlere dahil olmaması elbette beklenemezdi. İmamoğlu, ittifak yapılan partileri (özellikle de İYİ Parti) Kurultay delegelerinin gördüğü gibi olumsuz görmüyor, olumsuz anmıyor. Bu açık bir gerçek. Aynı Meral Akşener ile arası en iyi CHP’li siyasetçinin Ekrem İmamoğlu olduğu gibi.

Kurultay iradesini bu şekilde ortaya koymuşken, yerel seçimlerde CHP nasıl hareket edecek? Bir başka soru da şu: Kendi soluna fikren ve fiziken açılan bir CHP’ye İYİ Parti’nin bakışı nasıl olacak? Her sözü alanın “39 vekil” olarak kodladığı ittifakta olunan partilere verilenler, yerel seçimde tekrarlanmak istenirse Özgür Özel’in koltuğu ne kadar sallanacak?

Sonuç olarak; CHP’de değişim gerçekleşti ama değişim bitti mi ondan emin olmak güç. Siyasal İslamcı partiler ile olan bağ kopartılabilir. Fakat delegeler için sadece ve sadece kötü anlamlar akla getiren ideolojilerle İzmir’de rakip olurken, İstanbul’da ittifak yapmak; Eskişehir’i verirken Ankara’da birlikte miting yapmak büyük bir açmaz olacaktır.

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR