Editörün SeçtikleriHafta SonuLGBTİ+Manşet

[Onur Ayı özel] Baskıya karşı direniş ve gökkuşağı: Heyecanla hazırlıklarımızı yapıyoruz

0

Haziran ayı dünyada LGBTİ+’ların bir aradalığın kutlandığı, bütün ay boyunca gerçekleştirilen etkinlik, yürüyüş ve organizasyonlarla gökkuşağı bayraklarının dalgalandığı bir ay fakat ‘Türkiye’de bir Onur Ayı’ dendiğinde daha çok bir ‘direniş‘ halini akıllara getiriyor.

Onur Haftası’nın bu yılki teması olarak da yine bu kelime seçildi: Direniş. Peki tüm baskı ve yasaklamalara rağmen 2022’nin Pride Haftası’nda ve yürüyüşte neler yaşanacak, her yürüyüşü bir onur yürüyüşü olan lubunyaların bir arada olacağı Onur Yürüyüşü’nde bizleri neler bekliyor? Bu sene iki ayrı komite çatısı altında hazırlıkları gerçekleştirilen Onur Haftası ve Yürüyüşü’ne ilişkin sorularımızı 30. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Organizasyon Komitesi ve LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Komitesi’ne yönelttik:

Öncelikle İstanbul Onur Haftası’nda bizleri bu sene neler bekliyor?

Bu sene 30’uncusunu kutluyor olacağız Onur Haftası’nın. Bu bizim için heyecan verici. ‘Direniş’ teması ile bir araya geliyoruz yeniden. 2013’te henüz Gezi Parkı eylemleri başlamamışken içimize doğmuşçasına güzel bir denk gelişle ‘Direniş’ teması seçilmişti. Hem LGBTİ+ hareketinin hem de kesiştiğimiz, hak mücadelesi veren tüm direnişleri bu yıl hatırlamak istedik.

Etkinlikler bu yıl da hem çeşitli, hem temayla iç içe. 40’a yakın etkinlik var programımızda ve programı oluştururken bu sene de çok zorlandık. Hem birbirinden güzel etkinlik önerilerini toparlayıp yerleştirmede hem de insanların rahatça takip edebileceği bir takvim oluşturmada epey mesai harcadık. Oldukça dolu, oldukça yoğun bir takvim oldu yine; ki önerilen, aklımıza gelen, yapmak istediğimiz daha birçok etkinlik vardı.

Bu yılki takvimi umarım herkes heyecanla takip eder ve etkinliklerde sıkça buluşuruz. Hepimizi birbirinden önemli etkinlikler ve buluşmalar bekliyor, diyelim.

Onur Haftası komitesi nasıl oluşturuluyor ve kimlerden oluşuyor? Bir araya gelme süreci nasıl işliyor?

Onur Haftası komitesi gönüllü aktivistlerden oluşuyor. Her yıl haftayı organize edebilmek için çağrılarla bir araya geliyoruz ve hazırlıklara aylar öncesinden başlıyoruz. Aralık- Ocak gibi ilk çağrılarımız oluyor ve yaklaşık 6-7 aylık bir süreçten bahsediyoruz aslında. Kuir feminist ilkeler doğrultusunda düzenli aralıklarla bir araya gelip Onur Haftası’nın hazırlıklarını planlıyoruz. Hafta takviminden bağımsız kendi içimizde de kesişimsel feminizm, ırkçılık, sağlamcılık, veganlık, şiddetsizlik gibi atölyeler vs düzenleyerek ilkelerimizi gözden geçiriyoruz. Haziran ayında Onur Haftası bitiminde ise komite her sene dağılıyor ve bir sonraki senenin hazırlıkları için sıfırdan çağrıya çıkılıyor.

‘Her geçen gün şiddetin dozu artarak üzerimize geliyor’

Bu baskı ortamında bir Onur Haftası organizasyonu hazırlarken neler hissettiniz?

Baskı her zaman vardı ve var olmaya devam ediyor. 2015’ten bu yana yasaklar da baskılar da hiç azalmadı, aksine her geçen gün şiddetin dozu artarak üzerimize geliyor. Tekrar ediyoruz: Baskılar bizi yıldıramaz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da aynı coşku ve heyecanla hazırlıklarımızı yapıyoruz.

Pandemi, ekonomi ve şugar mekanlar

En çok hangi konuda zorlandınız ve size bireysel olarak katkıları neler oldu/oluyor?

Pandemi ile birlikte pek çok mekan kapandı, el değiştirdi, vs… Ekonominin iyice kötüleşmesi ile erişilebilirlik iyice azaldı. Onur haftasını organize ederken, partileri, etkinlikleri vs organize ederken hem maddi olarak hem de mekan bulma konularında zorluklar yaşayabiliyoruz. Güvenli, şugar mekanların önemini ve dayanışmanın önemini hepimiz bu zamanlarda bir kez daha hatırlıyoruz.

Kutlu olsun!

Onur Ayı Haftası’nda LGBTİ+’lara hangi mesajlar verilecek? İktidarın baskıcı söylemlerine nasıl bir karşı duruş sergilenecek?

Temamızı tekrarlayabiliriz: Direniş. Tüm baskılara ve şiddete rağmen direniyor ve hak mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Hepimizin Onur Ayı/Haftası kutlu olsun!

Yürüyüş ve polis ablukası

Onur Ayı’nda yürüyüş gerçekleştirilecek mi? Bunun için neresi ve neden seçildi?

Onur ayı, Haziran boyu gerçekleşen bazen Temmuz ayına da sarkan ve Türkiye ile Kürdistan’da bulunan tüm illerde kutlanıyor artık. Yürüyüş de birçok yerde gerçekleşebiliyor. O ilin valisine, politik baskılara göre bazen izin veriliyor, bazen ise kolluk kuvvetlerinin baskısıyla karşılaşıyor. İstanbul’da da uzun yollardır polis ablukası altında gerçekleşiyor.

Lubunyalar Haziran ayının son pazar günü Taksim’e akıyor ve Taksim’in değişik noktalarında bir araya gelip Onur Ayı’nı kutluyor. İstiklal Caddesi ise tüm muhalif gruplara kapalı uzun süredir. Hükümet İstiklal Caddesi gibi önemli sembolik bir geçit alanında herhangi bir muhalif grubun ‘gövde gösterisi’ne temaşasına izin vermek istemiyor. Bu sene İstanbul’da yürüyüş çağrımız her seneki gibi olacak.

Kolluk kuvvetlerinin gayri meşru tavrı bizi bağlamaz. Bir araya gelişlerimiz, şanlayışlarımız yine benzer bölgelerde olacak lakin ‘nerede’, ‘nasıl’ kısmını Onur Haftası sırasında açıklıyor olacağız. Hepimizin hafızasının, hatırlayacağı direnişlerimizin vuku bulduğu, bulacağı bölgelerin işaret edileceği ise kesin gibi.

Polis şiddetine karşı hazırlık kiti

Son senelerde yaşananlara benzer şekilde bu sene de aşırı polis şiddeti olması durumunda; öncesi ve sonrası için LGBTİ+’lar kendilerini nasıl koruyabilirler?

Polis şiddetine karşı bir hazırlık kiti hazırlayıp, lubunyaların yanlarında neler bulunması gerektiğini yayımlıyoruz. Bunun için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirler. Sonrasında ise gönüllü avukatlarımız ve aktivistler olarak olası şiddet ve gözaltı durumlarını takip ediyoruz, arkadaşlarımızı almadan geceyi sonlandırmıyoruz. Gözaltılar, baskı, tehdit biz transların, lubunyaların çok uzak olduğu konular değiller. Direniş ve bir aradalığımız bizleri güçlü kılıyor.

‘İdeal bir dünyada da her yürüyüşümüz onur yürüyüşü olacak’

Sizce güvenli ve baskıcı olmayan bir ortamda, ideal bir dünya düzeninde, nasıl bir onur haftası olurdu? Neler değişirdi?

İdeal bir dünya düzeni dediğimizde hepimizin kafasında başka bir dünya tahayyülü olabilir. Biz lubunyalar yatay örgütlenme biçimlerimizle, karar alma mekanizmalarımızla, eşit ama farklı olduğumuzu bilerek örgütlenirken aslında kendimizce bir dünya tahayyülü kuruyoruz. Bazılarımız bunu Gezi’ye benzetebilir, bazılarımız ise özyönetimlere. Ve ideal dünya düzenlerimizde emin olun toplumsal cinsiyet ve cinsiyet kimliği ile uğraşacağımızı sanmıyoruz. Her birimizi kapsayan, kimseyi geride bırakmayan, herkes için erişilebilir bir dünya tahayyülümüz var diyebiliriz. İdealde de her yürüyüşümüz onur yürüyüşü olacak.

‘Umutlu oluşumuz varlığımızdan, temaşamızdan, akışlarımızdan’

Onur Haftası öncesi insanlara neler söylemek istersiniz?

Onur haftasını yakından takip edip katılabildikleri tüm etkinliklere katılsınlar, sosyalleşsinler, yakınlaşsınlar. Yürüyüşümüze gelip birbirimizi görelim, temaşa edelim, gelmek istemeyen ya da gelemeyen evlerinde online etkinliklere dahil olsun. Bir arada olalım.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Bu seneki temamız direniş. Umutlu oluşumuz varlığımızdan, temaşamızdan, akışlarımızdan… Lubunyaların direnişi bitmeyecek. 20-26 Haziran arasında etkinliklerde ve yürüyüşte görüşmek üzere.

You may also like

Comments

Comments are closed.