Nükleer teşvikler – Çiğdem Toker

Bu yazı cumhuriyet.com.tr sitesinden alındı

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba yasa tasarısında, nükleer santral yatırımlarına sağlanan mevcut desteği genişleten bir madde de yer alıyor.

Konu; biri Rusya, diğeri Japonya olmak üzere imzalanmış iki milletlerarası anlaşmayla Türkiye’nin enerji gündemine girmiş bulunan Akkuyu ve Sinop nükleer güç santrallarını ilgilendiriyor.

Getirilen madde, her iki santralın “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”da, nükleer enerji santralı yatırımları için öngörülen teşvik ve desteklerden yararlandırılacağını hükme bağlıyor.

Söz konusu karar, 2012’de yürürlüğe girmiş bir Bakanlar Kurulu kararı.

Akkuyu NGS zaten KDV ve Gümrük Vergisi teşviğinden yararlandırılmıştı. Ekonomi Bakanlığı’nca geçen kasım ayında Resmi Gazete’de yayımlanan listeye göre, sabit yatırım tutarı 76 milyar TL olarak görünen Akkuyu NGS’de KDV ile 4.5 milyar TL’lik gümrük vergisi yer alıyor. Yanı sıra, 2012 tarihli teşvik kararnamesinde yapılan bir değişiklikle de “öncelikli yatırım konuları” başlıklı 17. maddeye nükleer santral da eklenmişti.

Hatırlatalım: Akkuyu NGS’nin stratejik yatırım statüsüne alınması, zaten milletlerarası anlaşmadan doğan bir beklentiydi. İlk zamanlarda Ekonomi Bakanlığı’nın “burada bir ihracat yapılmıyor” gerekçesiyle direnç gösterdiği bu statü, sonradan verildi. Dahası Akkuyu, hem stratejik hem de “öncelikli” yatırım haline geldi. İç içe geçmiş bu iki statü, sigorta destek primi ile kredilerde faiz desteklerinde önemli avantajlar sağlıyor. Öncelikli yatırımlarda yüzde 80-90 oranlarında ve 7-12 yıl boyunca vergi indirimleri uygulaması var.

Ucu açık destek

Mevcut durumda zaten bu avantajlar sağlanmışken torba tasarıya konulan ekstra madde, nükleer santrala sağlanacak destek kapsamını gri bir alan haline getiriyor. 20 milyar dolara kurulacak Akkuyu NGS, 4 reaktörden oluşacak. TETAŞ, dört reaktörde üretilecek elektriğin yüzde 50’sini (KDV hariç) satın alacak.

2010 yılında elektriğin kilovat saati 12.35 cent olarak belirlenmişti. Rusya tarafının bu tarifede hiçbir indirim ya da değişiklik yapmaksızın, Türkiye’nin sürekli avantaj ve destek sağlaması, bir dizi yeni soru işaretlerini de gündeme getiriyor.

Rusya tarafının beklentisi, Türk şirketlerinin bu projeye en az 6-7 milyar dolar civarında bir finansman desteği sağlamasıydı. Ancak gelinen noktada bu kaynağın sağlanması kolay görünmüyor. Torba yasayla getirilmesi amaçlanan bu açık uçlu destek paketinin, finansman sağlamayı kolaylaştırıcı bir çözüm olarak düşünüldüğü belirtiliyor.

Sinop, depremsellik, tarife

Özel şirketlerin, hisse satın almaktan vazgeçmesi dolayısıyla EÜAŞ ile EÜAŞ’ın Jersey Kanal Adaları’ndaki iştirakinin adının geçtiği bugünlerde; nükleer yatırımlara kamunun ortaklığının kesinleşmesi halinde sağlanacak destekler de başka bir anlam kazanacak. Sağlanan devlet teşvik ve destekleri, hisse satın almak yerine, mal ve hizmet satın alınan tedarikçi şirket olmayı yeğleyen Türk firmaları açısından da farklı bir cazibe alanı oluşturacak.

Bu arada Sinop NGS ile ilgili olarak üretilecek elektriğin kilovat saat başına satış tarifesi konusunda henüz tam bir uzlaşı olmadığı kulislere yansıyan bilgiler arasında.

NGS yatırımlarında çalışılan fizibilite raporlarında depremsellik büyük önem taşıdığı için, yatırım bedelinin buna göre şekilleneceği, tarifede de bunun etkili olacağı öngörülen bir durum. Depremselliğe ve bu faktörün dayanağı yatırım maliyetine bağlı olarak, Japon şirketlerin fizibilitesinde tarife bedelinin, mevcut piyasa koşullarına göre çok çok yüksek çıktığı belirtiliyor.

Çiğdem TOKER – CUMHURİYET 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR