Dünya

Monsanto’ya karşı küresel mücadele

0

GDO’ya Hayır Platformu, Genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) tohum pazarının lideri Monsanto firmasına karşı başlatılan uluslararası mücadeleye katıldı.

Platform, canlı sağlığı üzerine yaşamsal riskleri olan ve her türlü ekolojik tehdidin sorumlusu bu ve benzeri firmaları tarla ve sofralardan uzak tutmayı amaçlıyor.

Günümüzde Monsanto, GDO‘lu tohum pazarının yaklaşık yüzde 90‘ına hükmediyor; tarım ilacı ve küresel tohum pazarının ise liderlerinden biri.

Tarım ilaç ve tohum tekelleri sorumlu

Canlı yaşamını ya da ekolojiyi tehdit eden ne kadar tehlikeli ve ölümcül unsur varsa, bunların büyük kısmından tarım, ilaç ve tohum tekellerinin sorumlu olduğunu belirten platform,  bu firmalardan birinin de Monsanto olduğunu belirtti.

Platformun verdiği bilgilere göre, Monsanto 1996’da tarımsal biyoteknoloji ile yarattığı GDO’lu soya ve pamuğunu dünyaya tanıttı. Bu ürünleri GDO’lu mısır ve kanola takip etti.

GDO’lu ürünler nedeniyle bugün tarım kimyasalı, özellikle de herbisit (ot öldürücü) kullanımı azalmamış, denilenin aksine katlanarak arttı.

Toprak, yer altı ve yer üstü suları, hava, insan, hayvan ve böcekler bu tarım kimyasalları ile kirleniyor ve zehirleniyor. Bağımsız kurumlar ve üniversiteler, GDO’lu ürünlerin canlılar için ölümcül riskler taşıdığını ispat etti.

Sakarinle başladı

1901’de Amerikan menşeli çok uluslu bir şirket olarak kurulan Monsanto’nun tarihçesi şöyle:

İlk ticari faaliyeti, kanserojen bir madde olan Coca Cola için üretilen yapay tatlandırıcı Sakarin ile başladı.

1920’lerde Poliklorlanmış bifeniller (PCB)’in üretimine başladı. Canlı sağlığına aşırı zararı saptanmış olan bu kimyasal ABD`de 1979’da yasaklandı. Ancak Monsanto, 2001’deki Stockholm Sözleşmesine kadar diğer ülkelerde bunların üretimine devam etti.

Sentetik

1941’de, gıda ürünlerinin de ambalajı olarak kullanılan sentetik polistiren (polystyrene) üretimine başladı. Günümüzde strafor olarak adlandırılan maddelerin atıkları Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından 1980’de yayınlanan en zararlı atıklar listesinde.

1943-45 yılları arasında ise Monsanto merkezi araştırma departmanı, radyoaktif plutonyum saflaştırma, üretim ve nükleer silah yapım projesi olan Manhattan Projesinde yer aldı.

Böcek öldürücü

1944’de “İnsanlar ve hayvanlar için çok güvenilir” diye reklamları yapılan DDT’nin ilk üreticisi Monsanto’dur. Sıtmayı önlemek için çıkartılan bu zehir, dünyanın hemen hemen her yerinde tarımda böcek öldürücüsü olarak yıllarca kullanıldı. Daha sonra çevre ve canlı sağlığına verdiği zarar nedeniyle 1972’de yasaklandı.

Dioxin

1945’te tarım ilacı olarak geliştirdiği ot öldürücünün Dioxin maddesini üretti. Kalp, karaciğer hastalıkları, üreme ve gelişme bozukluklarına yol açan çok toksik bir kimyasal madde olan Dioxin, 1997’de Dünya Sağlık Örgütü’nce kanserojen olarak sınıflandırıldı.

1955’te ilk petrol bazlı gübreyi üretti. Bu kimyasal gübreler, günümüzde hala tartışma konusu olan toprak mikroorganizmalarının yok edilişi ve toprağın bir anlamda sterilize olmasında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasında önemli rol oynuyor.

Vietnam savaşında Agent orange

1960’larda, Vietnam savaşında ormanların yok edilmesi için Amerikan ordusunun kullandığı ve 400.000 kişinin ölmesi ve yarım milyon çocuğun sakat doğmasına neden olan Agent Orange zehrinin 2 üreticisinden biri oldu.

1970’lerde Glifosat etkin maddeli ot öldürücü RoundUp isimli tarım ilacını geliştirdi. Bu kimyasalın insan ve hayvanlarda kanser başta olmak üzere, kısırlık ve ölümlü erken doğumlara neden olduğu saptandı.

Normal şekerden 200 kat daha tatlı ve kalorisi yüksek olan yapay tatlandırıcı Aspartam 1985’te Monsanto sahip olur ve NutraSweet şirketi ve ticari ismiyle şekerli tüm ürünlerde kullanılmaya başlanır.

 

Bianet

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.