Doğa MücadelesiManşetYerel

Milleyha’nın korunması için ‘sulak alan statüsü’ yetmez, ‘özel alan’ ilan edilmeli

0

Haber: Burcu ÖZKAYA GÜNAYDIN

*

Dünyanın sayılı kıtalararası göç yollarından biri olan Hatay’da, Türkiye’de görülen 488 kuş türünden 281’i gözlemleniyor.

Samandağ ilçesinde bulunan Milleyha Kuş Cenneti, Asi Nehri‘nin denize karıştığı yerden itibaren yaklaşık üç kilometre kuzeye doğru uzanan, bölge en çok kuş türü barındıran alanlarından. Bu bölge ayrıca Türkiye’nin en önemli kuş göç yolu ve kuş gözlem noktası. Milleyha daha önce çöp, moloz, avcılık üçgeninde, şimdilerde ise açılan koca bir kanalla yok olmayla yüz yüze kaldı. Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu’nun fark edip sosyal medyadan duyurarak gündemleştirmesiyle konu yetkililerin de dikkatini çekti. Şimdi gelin Milleyha’da yaşananlara bir göz atalım.

Yağmurlar bitti sulak alan kurudu

Nisan ayıyla beraber tüm Türkiye’yle birlikte bölgede de yağmurların azalması, mayıs ayında tam bitmesiyle bölgedeki sulak alan iyice kurudu. Böylece dünyanın farklı noktalarından gelip Milleyha’da konaklayan kuşların yaşam alanı yok oldu. O dönem bölgede çalışmalar yapan kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu, sosyal medya hesaplarından “Gelin el birliği ile kuşlara yaşam alanı yapalım” çağrısı yaparak, bulunduğu yerin konumunu paylaştı. Yoğurtçuoğlu’nun çağrısına yakın çevreden gelebilen yerel halk ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye ekibi destek oldu.

Kuşlar için 48 saat boyunca su taşıdılar

Emin Yoğurtçuoğlu.

Bölgedeki çöplerin toplanmasıyla işe başlandı. Tankerle bölgeye 7 ton su taşındı, ama yetmedi. Bölgenin küçük bir sulak alan olarak kalabilmesi için için yaklaşık 50 ton su gerekiyordu. Bunun için yakın bir yerdeki kanaldan su çekimi yapıldı, ancak hortum yetmediği için işin geri kalanına kazma kürek ile su taşıma işlemi yapılarak devam edildi. Yoğurtçuoğlu, gönüllüler, itfaiye işçileri gece gündüz, 48 saat boyunca neredeyse hiç uyumadan su taşımaya devam etti ve iki günün ardından geçici de olsa kuşlar için bir sulak alan ortaya çıktı ve bölge farklı tür kuşlarla dolup taştı.

Ancak bu mutluluk çok uzun sürmedi. Onca emekle yapılan sulak alana, yapımının ertesi günü moloz döküldü. Yoğurtçuoğlu molozları gördüğü an hissettiklerini şu sözlerle aktardı: “İlkbaharda su tutan, çok önemli tuzcul bitkilerin bulunduğu, binlerce yıllık bir sulak çayır ekosisteminin üstünün birkaç kamyon ve dozerle toprak doldurulduğunu gözyaşları içinde izledim.”

Ben Türkiye’de nasıl güzel iş yapayım?

Yoğurtçuoğlu, devamında ise şöyle dedi: “Kalbim acıyor. Benim kuruyunca ellerimle kazıyıp su getirdiğim, herkesin kuşlar için seferber olduğu gölete demin bir kamyon gelip tam orta yerine moloz dökmüş. Ben Türkiye’de nasıl güzel bir iş yapayım? Nasıl bilgimi paylaşayım? Milleyha Kuş Cenneti’nin kaderi bu sanırım.”

Çöl ve denizin buluşması

Samandağ Asi Nehri’nin son denize döküldüğü nokta ve ana kuş göç yolu olduğu için Afrika‘dan, Arabistan‘dan, Hindistan’dan yani dünyanın dört bir yanından kuşların konakladığı nokta. Bunun ana sebebi ise çöl ve denizin bir arada olması. Samandağ’da onlarca farklı kuş türü olsa da bu kuşların genel adı kıyı kuşu. Kuşların göç için kıyı hattı ve verimli yerleri tercih ettiğine, çünkü gaga yapısı ve bacak boylarının kıyı ve sığ yerlerde beslenmeye uygun olduğuna dikkat çeken Emin Yoğurtçuoğlu, bu kuşların gölet ve yüzeyinde bitki olan yerlerde de beslenemeyeceğini belirtti.

Olay sosyal medyadan duyulunca Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bölgenin korumaya alınacağını açıklayarak, Milleyha’yı ziyaret etti. Bahar ayından geçen günlere kadar gölden haber alınamadı.

Geçtiğimiz günlerde göl etrafında yürüyüş yaparken açılan kanalı fark eden Emin Yoğurtçuoğlu’nun sosyal medya hesabından “Yürüyüş esnasında kuş cennetindeki gölün kenarına koca bir kanal açılmış olduğunu gördüm. Gölün suyu içine dolmaya başlamış böylece göldeki son su da kanalın içine dolup kuruyacak. Tuz Gölü’nde yavru flamingoların başına gelen buradaki kuşların ve doğanın başına gelecek” yazarak Milleyha’nın yok olmaması için bir kez daha herkesi desteğe çağırdı.

Milleyha parsel parsel tapulu arazi

Milleyha, parsel parsel birbirinden farklı kişilerin tapulu arazisi. Su kanalı da sınır belirlemek amacıyla yapılmış. Tapulu arazi olması bu bölgede rahat davranmanın önünü açıyor. İnsanlar bilgisizlik nedeniyle de sulak alana zarar verebiliyor. Yoğurtçuoğlu’nun olayı duyurmasıyla gündeme giren Milleyha’nın göl kısmının sulak alan ilan edilerek, korumaya alınacağı açıklandı.

Belediye Başkanı Lütfü Savaş konuyla ilgili şunları söyledi:  “Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Samandağ’daki Milleyha bölgesinde izinsiz ve keyfi şekilde açılan kanalları kapattık. Milleyha, yaptığımız planlamalar ile kuş cenneti olmaya devam edecek. Doğamızın bozulmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”

‘Doğa dostu projeler yapılmalı’

Yoğurtçuoğlu, koruma kararına sevinmekle birlikte bunun yetmeyeceğini söyledi:

“Sulak alan ilan edilip, Doğa Koruma Milli Parklar bünyesinde korunacağını öğrendiğimde içime su serpildi. Ama beklentimiz daha büyük. İnsanların ekositemi tanıması ve rant için kurban etmemesi gerek. Türkiye’nin her yerinden hatta dünyadan insanların dikkatini çekecek doğa dostu projeler yapılabilir, burası kuş cennetine çevrilebilir. En önemli şey de denetim mekanizması. Günde ortalama 50 kuş türü görülüyor, gelmek isteyen olursa buradayım.”

Bölgede yoğun şekilde avcılık da yapılıyor. Hatta kaçak ava çıkanlar da var. Emin Yoğurtçuoğlu, Kosta Rika’da av yasağı olduğunu Türkiye’de de en azından Milleyha gibi önemli noktalarda av yasağının olması gerektiğini kaydetti. Bir kuşun avlanmasının, tek bir tüfek sesinin duyulmasının dahi, onlarca türün huzursuz olarak bölgeden gitmesine sebep olacağını söyledi.

Bir taraf yol, bir taraf ifraz edilmiş

Subaşı Kuş Gözlem Derneği Başkanı Ali Atahan, Milleyha’yı 1999 yılından beri takip ediyor. Atahan, 2014 yılında o dönem topluluk olan daha sonra dernek olarak çalışmalarını yapan Subaşı Kuş Gözlem Derneği, 2014 yılında bu bölgenin sorunlarına dair bir rapor hazırlamıştı. Atahan, Milleyha’nın sadece göl kısmından ve sulak alandan ibaret olmadığını, Asi Nehri ağzına olan kısmı da kapsadığını söyledi. Sulak alanın 400 dönümlük kısmının Samandağlı bir kişinin tapulu arazisi olduğunu, 200 dönümlük kadar alanın kıyı şeridi kanunundan dolayı dokunulmayan alan olduğunu belirten Ali Atahan, şöyle devam etti:

“25 sene önce alanın yakınına bir türbe yapılmış. Daha sonra türbeye gitmek için bir yol açılmış. Bir tarafa yol açılmış diğer taraf da ifraz edilmiş ve o kısımda doldurulan alanlar var. Yol da kaçak; nasıl açıldı bilmiyoruz. Türbeye gittiği için de aktif kullanılıyor. Bir taraf tapulu arazi, bir taraf doldurulmuş, bir taraf türbeye giden aktif kullanılan yol. Kuşların besleneceği alan çok daralmış oldu.”

Bölgenin halen resmi olarak sulak alan ilan edilmediğini, sulak alan ilan edilse de ‘korumaya alındı’ anlamına gelmediğine dikkat çeken Atahan, bu bölgenin korunması için özel alan ilan edilmesi gerektiğini belirtti. 400 dönümlük tapulu olan kısımda arazi sahibi ile ortaklaşıp, 200 dönümlük kıyı şeridiyle kuşlar için iyi bir alan çıkacağını belirten Atahan, halen nasıl bir yol izleneceğini, resmi prosedürün nasıl işleyeceğini bilmediklerini anlattı.

‘1999’dan beri korunması gerekiyordu’ 

Sinem Kayıkçı.

Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği’nin ( DOST ) Yönetim Kurulu Üyesi, aynı zamanda Samandağ Belediyesi Meclis Üyesi Sinem Kayıkçı da Milleyha Sulak Alanı’nın 1999 yılından beri korunacak bir bölge olarak tanıdığı, bildiğini söyledi. Biyolog Dr. Samim Kayıkçı‘nın 2003-2006 yıllarında Milleyha Sulak Alanı’nda tez çalışması olduğunu ve bu bölgede en yakın gözleminin de bu tarihte olduğunun altını çizen Sinem Kayıkçı, tez çalışması sürecinde alanın ilgililere duyurulması ve tez raporunun önemsenmesi için mücadele başlattıklarını vurguladı:

“Yıllardır bu bölge için aile olarak bilinçlendirme çalışması yapıyoruz. Ancak son iki yıldır, 2021 Ocak ayından başlayarak alana çöp ve molozlar dökülüyor. Bu bölgeyi fotoğraflayarak, Milleyha’nın geri dönülmez hatalarla kirlilik ve kurutulma şeklinde tahrip edilmesi üzerine daha ciddi olarak sahaya indim.”

Dr. Ali Atahan ve Dr. Samim Kayıkçı’yı alana davet ederek bu sahanın korunması adına çağrı yapmaya davet ettiğini anlatan Sinem Kayıkçı, “Burada bir belgesel çekip yayınladık, ayrıca o tarihten sonra sahada her gün fotoğraf çekerek, çevredeki insanları uyararak ve Belediye Meclis Üyeliği kimliğimle konuyu Meclis’e taşıyarak kamuoyu yaratma çalışması başlattım” dedi. Kayıkçı, iki yıldır biliil sahada Milleyha için çabaladıklarını, Emin Yoğurtçuoğluoğlu’nun gölü hem ulusal hem de uluslararası boyuta taşıyarak, kendilerinin mücadelesine ses olduğunu kaydetti.

Sulak alandan 20 kamyon çöp çıkarıldı

Konuyu Samandağ Belediyesi Meclis toplantısına, Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’a taşıdıktan sonra ekiplerle birlikte Milleyha’dan 20 kamyon çöp çıkardıklarını, temizlik bittikten sonra da bölgeye molozlar döküldüğünü görünce tedirginliğinin de arttığını söyleyen Kayıkçı şöyle konuştu:

“Bizde güzel olan bir şey fark edilmemişken, kendiliğinden biraz korunmuş oluyor. Olayı duyurduktan sonra art niyetli insanlar çoğaldı. Günbegün o bölgeyi fotoğrafladığımda, molozların arttığını, suyun azaldığını gördüm. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a bilgilendirme yapıp Milleyha için koruma talep ettik. Emin bey tanınan, takip edilen bir isim olarak Milleyha’da olanları duyurmamızı sağladı.”

‘Moloz dökülmeye devam edilirse geri dönüşü olmaz’

Milleyha’nın şu an kurtulup kurtulmadığına dair, konu hakkında daha bilimsel çalışmaları olan kişilerin söz hakkı olması gerektiğini söyleyen Sinem Kayıkçı, doğanın kendini yenileyebileceğini, fakat şu aşamadan sonra moloz dökülmeye devam edilirse geri dönülemeyecek bir noktaya gelinebileceğini aktardı:

“2003-2006 yılından beri gözlemlediğimiz bu saha o günden bugüne çok kan kaybetti. Tamamen kurutulduğunu düşünmüyorum ama şu süreçten sonra Sulak Alan ilan edilip, iyi bir korunma olmazsa evet; yok olma süreciyle karşı karşıya.”

Doku bozulmadan ekoloji park yapılmalı

Mileyha’nın ekoloji parkı yapılarak eko-turizme kazandırılması gerektiğini savunduğunu, doğal yaşama zarar vermeyecek bir program yapılarak ekoloji park olması gerektiğini vurgulayan Sinem Kayıkçı, bir an önce resmi olarak sulak alan ilan edilmesini; önceliğin turizm değil canlı yaşamı olduğununun bilincinde uzmanların denetimi altında turizme kazandırılması gerektiğini söyledi; Milleyha’nın geleceğinin yakın takipçisi olacaklarını belirtti.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.