Ekolojik YaşamHafta SonuManşet

Mardin Ekoloji Kolektifi İle söyleşi – Nur Elçik

0

Sevgi, kendi bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruyarak, dünyayla bir-olmak ve ona bağlanabilmektir. Seven insan dünyayla bir bağ içindedir, kaygı duymaz, çünkü dünyada kendini evinde hisseder. Kendini unutabilir, çünkü kendinden emindir.”i

Ne serinkanlı, müreffeh bir tanım değil mi?. Bu tanımını okuduğumda, şayet manayı yeterince kavrayabilirsem, evrenle serinkanlı bir bağ kurabilirsem dünyamı yuvaya çevirebileceğimi bilmek bile içimi özenli sorulmuş sorularla okşamaya yetti. Bu satırları yazarken Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Erol Önderoğlu’nun tahliye haberleri geldi. Çilem’in tahliyesi, akıllıca planlanmış Onur Haftası’nın selameti de var üzerimde. Artık kimse dirençli bir başlangıçla dünyayla halleşmemin önüne geçemez bu yazıda.

Bana öyle geliyor ki dayanışma, direnç, isyan, örgütlülük dediğimiz şeyleri poltilik tefekkürle sınırlanmış meallerden ibaret saydıkça, içinde bulunduğumuz habitatı yuvaya çeviren, dünyanın manasını derinden kavratan bu görgülü bakışlarımız sevgiden muaf alanlar gibi tarifleniyor.

Oysa sevgi politiktir. Bombalar düşerken, coğrafyanın bir yanı ölümlerden yapılı melal denizleri içindeyken, tüm ülkeyi beton gibi bir suskunluk kaplamışken hissettiğimiz her şey politiktir. Birbirimiz için, kendimiz için, kederliler için, sevip de karşılığını alamayanlar için, mahcubiyeti değil ezile ezile utanmayı öğrenenler için, karşıtlığı ölümle sınanlar için, görkemli gemileri değil kayıkları sevenler için, direnenler için, en çok da direnenler için duyduğumuz örgütlü sevgi politikanın ta kendisidir. Bu sevgi poltikası yuva olmanın, yuva yapmanın mütemmim bir parçasıdır. Bu yüzden de “Bu topraklarda hiç kimsenin hayata küsme hakkı yoktur. Biri dünyaya küserse, öteki daha çabuk öldürülebilir hale gelir çünkü.”ii

Şimdi sizlere ekolojik bir yuvaya, bu yuvanın çayını kolektif yöntemlerle demlemeye gönül etmiş Mardin Ekoloji Kolektifi’ni getirdim. Ölümlerin ortasına bol bol ağıt bırakan bu coğrafyada hayata küsmek beri dursun, yapılacaklar listeleriyle kaç mezara borçları olduğunun hesabını yapanlardan onlar. Sevginin politik gücünü kavramış, heves ettikleriyle dünya zamanını yarılamış olanlardan.

Bu sohbet yapılagelenler karşısında uyuyakalmayı tahripkar sayanlar için özellikle. Biraz felsefeci, biraz mistik, biraz hikâyeci olanlar için. Bir de işte o mevzu bahis sevgiyi duyanlar için…

***

Yeşil Gazete (Y.G):  Mardin Ekoloji Meclisi’nin genel olarak çalışmalarından bahseder misiniz?

Mardin ekoloji Kolektifi 1

Mardin Ekoloji Meclisi (M.E.M): 2015 yılında kurulduk. Genel olarak Mardin’e yönelik elverişli tarım politikaları üzerine çalışıyoruz. Hatta yakın zamanda “Ekolojik Tarım Nasıl Olmalıdır?” gündemiyle yapılan tarım çalıştayını gerçekleştirdik. Bunun dışında Diyarbakır’da gerçekleşecek tohum takas etkinliği için çalışmalarımız devam ediyor. Mardin Artuklu ilçesindeki Kader Ortakkaya parkı ve hayvan barınağına da meşe palamudu ve badem fidesi dikimi yaptık.

dog╠åan her c╠ğocuk ic╠ğin ag╠åac╠ğ (1)

Kızıltepe Ekoloji Kolektifi’yle birlikte yürüttüğümüz “Çocuğunuzun Bir Dikili Ağacı Olsun” kampanyasıyla da ailelerle birlikte yaklaşık 1.050 ağaç diktik. Bu kampanyayla çocuklara ve ailelere ekolojik bir yaşamın parçası olduklarını hissettirmeyi amaçladık. Son olarakta geri dönüşümle ilgili bilgilendirme çalışmaları da yürüttük.

Y.G: Mardin ekoloji Meclisinin Kürt Coğrafyasında kurulmuş olmasının ona bizatihi atfettiği eylemsel farklılıklar var mı?

M.E.M: Sanırız ki farklılığımız şu. Bizler doğaya ve insana karşı yürütülen kapitalist sömürünün, yerinden yürütülen bir komünal çalışmayla aşılacağına inanıyoruz.

kerpic╠ğ ev-dirbesiye-k─▒z─▒ltepe

Y.G: Planladığınız bir şeyler var mı? Ya da düzeltelim yapmayı istediğiniz neler var? Gerçekleşmesi için illa ki koşullarınızın olgunlaşmış olmasına gerek olmayan şeyleri, belki biraz plan ile hayal arasındaki şeyleri kastediyorum.

M.E.M: Gerçekçi kısmından bahsetmiş olacağız ama yapmak istediğimiz bir sürü şey var.

Bildiğimiz gibi, savaş sonrasında doğal yapısı tahrip edilmiş bölgelerimiz var. Biz buradaki kamulaştırma politikalarına karşı demokratik tepkimizi bir an önce ortaya koymak istiyoruz. Bir de yine aynı sebepten dolayı özellikte Nusaybin, Derik, Dargeçit ilçelerinde göçten etkilenen insanlar var. Biz burada çalışma yürüten kurumlarla da ortak çalışma yürütmek istiyoruz.

mek 5

 

Aynı zamanda yerel yönetimlerde de ekolojik belediyecilik anlayışını oturtmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını komünal bir ortaklıkla tespit etmek ve değerlendirmek, ekolojik kentleşme çalışmaları yapmak ve hayvan barınaklarını iyileştirmek için çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz. Elbette bir de yerel tohum meselesi var. Yerel tohumları koruma altına almayı ve üretime geçmeyi hedefliyoruz.

Ama genel olarak tüm çalışmalarımızı şu iki temel prensipte yapıyoruz: Birincisi ekolojik yaşam temelli bir bakış açısında bilgilendirme ve paylaşma etkinliklerimizi çoğaltmak, ikinci olarak da ne yapacaksak komünal bir yöntemle yapmak. Zaten kültürümüzde pale (hasat), berîvanî (süt sağımı), düğünlerimiz, taziyelerimiz, berxbir (koyun kırkma), ev yapımı, bağ bozumu gibi komünal yaşam deneyimimiz olduğu için de oradan beslenmeyi düşünüyoruz.

Y.G: Ekolojik tarım sizin için ne ifade ediyor? Sizin için diyorum zira bu soruyla ekolojik tarımın temel prensiplerinden başka (hibrit tohum, ilaçsız tarım vb) tanıma ne eklediğinizi merak ediyorum.

mek 2

M.E.M: Bir kere Mezepotamya’nın tarımın ilk yapıldığı topraklardan olmasının kadim bir bilgisi var. Biz bu bilgiyi henüz ortaya çıkaramadık. Bunun üzerine düşünmek gerek. Bir de tabi kadınların öncülüğünde ilerleyen yerel-yerinden komünal bir ekolojik tarım hedefliyoruz.

Y.G: Her eşitlikçi, darbe gündemi yaratmaksızın, adalet savunusu üzerinden çoğalan fikriyat ve eylemlerin taşıdığı gibi ekolojik hareketin de bir elitistlik, sınıfsal seçicilik, beyaz adamlık potansiyeli var. Siz genel olarak ekolojik hareketi ve Mardin ekoloji Meclisi’ni bu açıdan nerede değerlendiriyorsunuz? Misal, elitistliğin önüne bariyer oluşturan doğal “hendek”leriniz, iç dinamikleriniz var mı?

M.E.M: Yani biz de eş temsiliyet, öz eleştiri, şeffaflık üzerinden ilerliyoruz. Aslında yukarıda belirttiğimiz yerinden temsiliyet de iktidarlaşma olasılığına karşı aldığımız bir önlem. Hem kendi konferansımız da hem de Van’da 23-24 Nisan 2016’da yapılan birinci konferansımızda biraz kendimizi sınadık aslında. Orada katılımcıların düşüncelerini demokratik ve özgür yöntemlerle dile getirebilmeleri bizim için sınavdan geçtiğimiz bir andı.

mek 8

Y.G:Kaçan bir fırsat” olarak değerlendirilebilecek, şunu beceremedik, koşullar ya da planlamalarımız daha iyi olsaydı çok daha iyi sonuç alırdık dediğiniz bir şey var mı?

M.E.M: Sadece keşke daha önce kurmuş olsaydık diyoruz. Onun dışında aklımıza gelen bir şey yok.

Y.G: Bir ekolojik çiftlik/komün/kolektif hayali istesem sizden, Nasıl bir yer olur Mardin Ekoloji Meclisi’nin ekolojik mekanı?

M.E.M: Meclisimizin bünyesinde yakın zamanda bir dernek kurmak için çalışmalar yürütüyoruz , derneğimizi ekolojik bir yaşam alanına kurmak istiyoruz. Bir park alanını oradaki halkla beraber ekoloji merkezi yapmak ve tamamen doğal malzeme kullanarak bölgenin yerel mimarisiyle inşa etmek istiyoruz.

Ve tabi yine her şeyin komünal olması hedefleniyor. Kapımızı çalan herkesle sıcak çayımızı ve ekolojik perspektifimizi paylaşmaya hazırız. Kapitalizmin caydırıcılığına bizim kadar kapılmadıkları için olsa gerek en çok da çocuklarımızla beraber bu alanda zaman geçirmek istiyoruz.

mek 3

Y.G: Peki ekofeminizm? Hiç konuşuyor musunuz aranızda feminizmi, jineolojiyi ya da ekofeminizmi?

M.E.M: Kadının doğayla bağı yadsınamaz. Zaten ilk tohumu keşfeden, eken ve saklayan kadındır. Doğal tarımın yaratıcılarıdır diyebiliriz.

Kadın arkadaşlarımız kadın ve ekoloji başlığı altında eğitim çalışmaları da yürüttüler.

mek 7

Y.G: İç örgütlenmeniz nasıl işliyor? Yatay bir örgütlenme sisteminiz var bildiğim kadarıyla. Üyelerinizde kadın, erkek ve kendini queer olarak tanımlayanlar için bir denge oluşturma çabanız var mı? Herhangi bir üyenin sözünün ve kendisinin üyeler arasında eşitliği bozucu şekilde öne çıkmasını engelleyen önlemleriniz, iç örgütlenmenize dair bakımlı soularınız var mı? Vs gibi.

M.E.M: Belirttiğiniz gibi tam olarak yatay bir örgütlenme anlayışımız var. “Toplumsal Ekoloji Paradigması”nı benimsediğimiz için farklılıklara, fikirlere önem veriyoruz. İsteyen herkes istediği zaman istediği çalışmayı yürütebiliyor meclisimizde.

Y.G: Mardin Ekoloji Meclisi’ni herşeyin istediğiniz gibi olduğu bir yer olarak tahaayyül ettiğinizde bu meclisin ortak mücadeleye, başka bir hayatın mümkün olduğuna inanan dayanışmaya biçimlerine en şahane katkısı ne olur?

M.E.M: Köleleştirilen insanın ve doğanın özgürleşmesiyle oluşacak yeni bir yaşamın mümkün olduğunu söylüyoruz. Daha ne olsun:))

51-Nur-Elcik

 

 

Söyleşi: Nur Elçik

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.