Sanat ve barışla kalın…
Zehir
Manzum bile kirlendi, Josephine…
Kelimeler arıtırdı ruhu,
onlar bile lekelendi…
Zehrine lanet okur da
avunurduk ya
eti çürüdü
küfürlerin…
Kokuşarak döküntülenen
benzetmelerin altında
kemiği göründü
gerçekliğin…
Redifleri bile küstürdüler, Josephine
İçimizde ahengi kalmadı
harflerin
sesliler sessiz
ünlüler soysuz
Dışımızda yoksun,
yoksun
yokum
yok ki…
Karalıyorum, Josephine
başka renk gelmiyor
aklıma
pembe butlarının hayali bile
sansürleniyor…
Azalıyorum, Josephine
çoğalan da pek yok
kanımca
kanım oyalanıyor
yaşamaya
Zaman akıyor
çepeçevre bir zayıf akımla
şarj oluyorum…
Doluyorum
çarçabuk boşalmak için
özür dilerim…
ama ben de
insan eseriyim…
Geziyorum, Josephine
verilen ödev o ki
derbeder olmam icap eder
Sırf uysun diye
loş
mayhoş
ve nahoşum
Uysun
Uyusun
Uyumlu olsun
diye
Beni bekleme bu akşam, Josephine
Başa döneceğim
ta en başa…
Bir iki kelime bulurum belki
hala ırzına geçilmemiş
Beceremezsem,
ki hayli mümkün,
yamacında yer bırak bir kıvrım…
uyaksızca
uyurum
20:44 29/1
2016
Üsküdar – İstanbul