TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun paylaştığı raporu değerlendiren hayvan hakları savunucuları, avcılık, hayvancılık endüstrisi, fayton ve petshopların raporda neden yer almadığını sordu.
Hayvan haklarını savunan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu‘nun 22 Ekim‘de Meclis Başkanlığı’yla paylaştığı rapora dair görüşler, eleştiriler ve endişeler aktarıldı. Alınan olumlu tavsiye kararlarının esnetilmeden yasalaşması için TBMM’ye seslenildi.
Özgüner: Raporda avcılık, hayvancılık endüstrisi, faytonlar ve pet shoplar yok
Hayvan hakları örgülerinin ortak taleplerinin büyük ölçüde raporda yer aldığına dikkat çeken Hayvan Hakları ve Etiği Derneği‘nden Burak Özgüner şunları söyledi: “Sivil toplumun taleplerinin çoğu komisyon raporunda yer bulsa da avcılık, faytonlar, pet shoplar, ‘geleneksel’ diye tanımlanan hayvan dövüşleri, hayvancılık endüstrisi, hayvan deneyleri, pet shoplardaki hayvanlara yönelik zulüm komisyonda görmezden gelinmiştir. Üzülerek belirtmeliyiz ki komisyon, hayvanlar konusunda en can alıcı hak ihlâllerinin, sistematik işkencelerin yaşandığı alanlarda suskun kalmayı tercih etmiştir.” Özgüner, “Her şeye rağmen komisyon raporundan umutluyuz; yasa teklifi sürecinde de sonuna kadar müdahiliz, yasama sürecinin takipçisiyiz,” diye konuştu.
Ertürk: Atlı faytonlar için Ekrem İmamoğlu’nun sözünü tutmasını bekliyoruz
Faytona Binme Atlar Ölüyor İnisiyatifi‘nden Elif Ertürk ise, “İnisiyatif olarak, faytonların atlara olan zararını, zulmü, sömürüyü, ölümleri yıllardır dile getiriyoruz. Türkiye çapında atlı faytonların tamamen yasaklanmasını, emekliye ayrılan atlar için rehabilitasyon merkezleri yapılarak yaşamlarının sonuna kadar güvence altına alınmasını istiyoruz. Denetimler ve fayton sayısının azaltılması gibi önerileri kabul edilir bulmuyoruz” dedi.
Ertürk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim öncesinde Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun “Söz Veriyorum” beyannamesine faytonların kaldırılması için onay vererek imza attığını hatırlatarak, İmamoğlu’nun sözünü tutmasını istedi.
Yağcı: Hayvanlı sirkler ve yunus parkları yasaklanmalı
Yunuslara Özgürlük Platformu‘ndan Öykü Yağcı da, hayvanlı sirklerin ve yunus parklarının tamamen yasaklanmasına ve bu tesislerdeki hayvanların korunmasına dair önlerinde belirsiz bir süreç olduğunu belirterek, yasama aşamasında toplumun her kesiminden ve ilgili tüm sivil oluşumlardan yasama sürecinde TBMM‘ye çağrı yapılmasının önemine değindi. Yağcı şöyle konuştu: “Yunus parkı sahiplerinin katıldıkları Komisyon toplantısında uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuatımızca koruma altındaki yunusların Türkiye sularından özel izinlerle canlı yakalanmalarını istemiş, dünya çapında etkinliği olmadığı kanıtlanan yunusların esaret altında üretimini talep etmişlerdir. Hatta ‘sektörleşmeyi ve faaliyetlerinin yasal zemine oturtulmasını isteyerek’, yaklaşık 15 yıldır sürdürdükleri faaliyetlerinin yasa ve yönetmelik dışı olduğunu kendileri afişe etmişlerdir. Sözde yunusla terapi uygulamalarında da ‘kar amacı güttüklerini’, gelişimsel bozukluğu olan veya engelli bireylere kazanç kapısı olarak baktıklarını beyanlarıyla bir kez daha ortaya koymuşlardır. Hayvanları ve insanları ticari amaçla sömürmeye devam eden yunus parkı sahiplerinin ve hayvanlı sirk işletmecilerinin etik dışı ve yasadışı taleplerinin, asılsız beyanlarının yasama sürecinde dikkate alınmaması gerektiği aşikârdır” dedi.
Yağcı, konuşmasını“Gelecek nesil hayvanların aynı sömürü biçimlerine maruz bırakılmaması ve yeni kuşaklara çarpık bir hayvan ve doğa sevgisi aşılanmaması için TBMM’nin bu önemli sorumluluğu üstlenmesini bekliyoruz” diyerek bitirdi.
Biltekin: Köpek ile koyunun arasında haklar ve hisler bağlamında fark yok
HAKİM’den Fatma Biltekin, et, yumurta süt ve balık endüstrilerinde istismar edilen hayvanların haklarının, yaptıkları sunumlara ve toplu taleplerine rağmen raporda yer almadığının altını çizdi. Biltekin “Raporda, insan menfaati için kullanılan hayvanların yaşadığı hak ihlalleri ile ilgili, hayvan hakları savunucularının verdikleri bilgiler doğrultusunda bir durum tespiti yapılabilirdi. Hayvan hakları savunucularının, 21. yüzyıl için bir utanç kaynağı olan canlı hayvan ticaretinin yasaklanması önerisine de raporda yer verilebilirdi” şeklinde konuştu.
Komisyonun hayvanları duygulu varlıklar olarak tanıdığını belirten Biltekin, ancak arıcılıkta, avcılıkta, yün ve tiftik üretiminde her gün hakları gasp edilen, sistematik işkenceye maruz kalan hayvanların “duygulu varlıklar” değillermiş gibi raporda yer almadığına dikkat çekti. Biltekin, “Oysa köpek ile koyunun, at ile sığırın, muhabbet kuşu ile tavuğun arasında haklar bağlamında da hisler bağlamında da hiçbir fark yoktur” dedi.
‘2018’de Türkiye’de 1 milyar 242 milyon 525 bin 865 hayvan eti için öldürüldü’
Biltekin, “Sayılar bize insanların hayvanlar üzerinde kurduğu tahakkümün, şiddetin, soykırımın ne kadar korkunç olduğunu gösteriyor” diyerek paylaştığı veriler şöyle: “TÜİK verilerine göre 2018 yılında Türkiye’de, 1 milyar 242 milyon 525 bin 865 hayvanın eti için öldürüldü. 124 milyon 054 bin 810 tavuk yumurtası için sömürüldü. 3 milyon 138 bin 154 hayvan süt üretimi için suni tohumlama yöntemi ile tecavüze uğradı. 2.546 hayvan av turizmi kapsamında katledildi. 45 milyon 569 bin 640 hayvan yün tiftik üretimi için kırkılma esnasında işkenceye maruz kaldı.