Ekolojik YaşamHafta SonuManşet

Kızıltepe Permakültür’de 1. hafta

0

Kızıltepe Permakültür’de 2. Hafta

***

Kızıltepe arazisinden

33

Kızıltepe Permakültür, 1,5 sene önce Iraz Candaş ve Eren Toydemir tarafından bir permakültür yerleşkesi olarak tasarlandı. Iraz ve Eren’le ilk kez 2014’ün sonlarında Bayramiç’teki Yeniköy Çiftliği‘nde gönüllü olarak çalışırken karşılaştım. Doğal malzemeler kullanılarak inşa edilmekte olan bir evi görüp fikir almak istemişlerdi. Benim o evden aklımda kalan en göz parlatıcı şey; eğrelti otunun yalıtım malzemesi olarak kullanıldığıydı. Kızıltepe’de ise yaşam alanı olarak kullanılan yapıda ‘slip straw‘ yöntemi kullanılmış. Temel malzemeler saman balyası ve kerpiç.

Kızıltepe Permakültür, kendi bostanı, serası ve marangoz atölyesi için çalışıyor şu ara. Bostan olarak belirlenen alanın etrafının çevrilmesi için kolektif çalıştık. Aylin, kazıkları sabitlemek için dipte kullanacağımız taşları taşıdı, Seyfo’yla ben kazıkları tütsüledik, Çağrı da onları çaktı. Tahtalar topraktan nem çekmesin ve böcek gelmesin diye tütsüleniyor. Tütsüleme işi meditasyon gibiydi benim için. “Tahtaları ateşe ne eğimle koyarsam neresini iyi yakarım, ne kadar sürede kaç tane yaparım, ateşi ne aralıkla beslemem lazım?” Geçip giden bir sürü düşünce ve odağı kaydıran dumanların arasından dönüp dolaşıp yakma işine odaklanmaya çalışan bir zihin. Kafa yorduğum şeyler bunlar olsun, başka bir şey istemiyorum.

32

Bostanı çevreleyecek kazıklar

Evde bildiğimiz anlamda bir elektrik ve su tesisatı yok. Elektrik, güneş panelleriyle sağlanıyor. Güneşin biriktirdiği elektrik, karanlık saatlerde bize fazlasıyla yetiyor. Yine de bilgisayar en fazla elektrik çeken aletlerden biri olduğundan, bilgisayarlı işler mümkünse elektrik şarjının fazlaca olduğu zamanlarda yapılıyor. Banyo yapmak için güneşli günleri kovalıyoruz, suyumuz kuzine üzerindeki güğüm içinde ısınıyor. Suyu maşrapayla ‘dökünüyoruz’. Güneş yoksa saçımızı havluyla ya da kuzine başında oturarak kurutuyoruz. Nostaljik, anneanne evi hareketleri bunlar, özlemişim.

Sifonsuz tuvalet

Bok box : )

Bok box : )

Tuvalette, kovada biriken ‘çıktı’mızın (çıktı diyelim, sevimli olsun) üzerine yeter miktarda EM (Etkin Mikroorganizma) püskürtüp, üzerine talaş serpiştiriyoruz. EM candır. Taharet musluğu yerine de ibrik var. Biriken çıktılar Kızıltepe ahalisinin ‘bok box‘ olarak adlandırdığı dışarıdaki bir bölgede toplanıyor. Orası da sonra kompostta kullanılmak üzere bir güzel talaşlanıp EM’leniyor. Talaş tedarikçisi Bayramiç’teki bir marangoz atölyesi.

Kızıltepe Permakültür, civar köylerdeki arkadaşlarıyla beraber sirke, pekmez ve salça üretiyor. Hepsinin tadı ayrı güzel ama sirkeyi sek içebilirim. Şimdiye kadar bu denli keskin ve bu kadar güzel bir sirke tatmadım.

Permakültüre Giriş ve Permakültür Tasarım eğitimlerinde sınıf olarak kullanılan ‘Mandala‘, yoga, kitap okuma, yazı yazma, oturma, düşünme, hiç bir şey yapmama, uyuma mekanı olarak da harika bir yer.

Sular göletten

Arazideki yapay gölet

Arazideki yapay gölet

Arazide koca bir yapay gölet var; yapım aşamasını internetten heyecanla takip etmiştim. Sulama için su ihtiyacı esas olarak buradan karşılanıyor, içme suyu ise köydeki çeşmelerden birinden.

Hayvan çeşidi 2, nüfus 11

42

3 kedi, 8 köpekle beraber yaşıyoruz. Köpeklerin 6 tanesi yavru ve fazla sevimliler… Mama verirken ve arabayı hareket ettirirken hepsinin bir yerde toplandığından emin olmamız gerekiyor. Sütten kesilmek üzereler. Anneleri bir yerden sonra yavruların çenelerini ısırıyor, onlar da tiz ‘iyk’lemelerle emmeyi bırakıyor (Kızıltepe halkı bu yavruların bir kısmını en kısa zamanda sahiplendirmek istiyor, etrafınıza yayarsanız çok sevinirler). Evdeki bir kedi diğerinin mamasına dadanmış, biri sinmiş durumda. Bir tanesi ise kendi halinde takılıyor. Fareler onlardan soruluyor.

39

Buradaki ilk günlerimde, haftalık Bayramiç Buluşması‘na denk geldim. Bu civarda yaşayan, genelde sonradan bu civarlara yerleşmiş ‘şehirli’ köylüler bu buluşmalarda kendi ev/arazi/hayvanları için geliştirdikleri ekolojik uygulama/teçhizatları anlatıyorlar. Bazen ilgilendikleri alanlarla ilgili film gösterimleri yapıp çeşitli konularda atölyeler düzenliyorlar. Bol da geyik dönüyor bir yandan tabi…

Sevinç Abla ile yabani ot topladık

36

Sevinç Abla yabani otları anlatırken. En sağdaki Şevketi Bostan.

Geçtiğimiz perşembe Sevinç Abla ile oğluna yabani ot toplamada yardım ettik. Sevinç Abla bize hindiba, labada, eşek helvası (sütlüce), eşek turbu (turp otu), havuç otu, kaz ayağı, şevketi bostan, ekşimik, sığır dili gibi 9 çeşit yenilebilir otu tanıttı. Hepsi de birbirine benziyor! Çoğunun adını duymuş ve yemiştim ama topla desen boş bakardım.

Sevinç Abla önden anlata anlata gidiyor, bir an tanıdık birini görmüşçesine sevinerek eğilip, mesela hindiba otunu anlatıyor, otu bıçağıyla kesip çuvalına atıyor, bazen kendi kendine konuşuyor tatlı tatlı Ege aksanıyla. O kadar kendine has bir dili var ki. ‘Çay iççeniz mi?‘ diye sorulduğunda ‘E heralde, bizi köpek mi yaladı?‘ diyebiliyor mesela.

Tam köylü olucam, bi şehir geliyo

41

Buradaki ilk hafta hep güneşli geçti, dünse yağmur beklerken kar yağışı başladı. Önümde bir hafta daha var. Bir yere tam alışırken hep şehre geri dönmem gerekiyor. Bir süre daha böyle… Her ziyarette, yaşamak istediğim hayatla ilgili yeni bir şeyler, yeni sınırlar ya da sınırsızlıklar keşfediyorum. Doğayla uyumlu yaşama isteğim gittikçe güçleniyor. Haşır huşur, yara bere, eklem ağrısı ve is içindeki ellerimi yüzümü seviyorum. Bir işi tamamladıktan sonraki yorgunluksa en büyük tatmin oluyor benim için.

Temiz hava, temiz gıda, kendini döndüren, kendine mümkün olduğunca yeten bir hayat dileğim ve yolum.

Kızıltepe Permakültür’de 2. Hafta

40-Ceylan-Yurdakuler

 

 

Ceylan Yurdakuler

You may also like

Comments

Comments are closed.