Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Kış geldi, sobalarda zehir yanıyor

0

Malumunuz, enflasyon almış başını gitmiş ve hemen hemen her şeyin fiyatı artmış vaziyette. Plastik poşet hariç! Poşet üreticisi lobi gruplarının baskısı nedeniyle ne yazık ki parayla poşet uygulaması da artık anlamını yitirdi. Çünkü paralı poşetin herhangi bir caydırıcılığı kalmadı. Plastiğin bu kadar ucuz ve erişilebilir kalması da bir çevre kırımının nedeni. Plastiğin yarattığı tek problem görsel kirlilik ya da çevrede bulunurluğunun yarattığı etki ile sınırlı değil.

Geçen hafta sonu Adana Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Doğu Akdeniz Çevre Platformu öncülüğünde bir çevre çalıştayı düzenledik. Oldukça yüksek katılımlı ve son derece verimli geçen çalıştayda çok kıymetli konuşmacılar çok önemli bilgiler verdiler. Bunlardan biri de Kayıhan Pala hocaydı. Hoca sunumunu yaparken Adana’ya varışıyla ilgili bir detay anlattı. Hocanın sunumunun konusu Çukurova’da hava kirliliği meselesiydi. Kayıhan hoca Adana’ya vardığında ilk dikkatini çeken şey, havanın aşırı kirli olmasıymış. Bu Adana’da yaşayanların sürekli dem vurduğu bir gerçek ancak bu sene biraz daha farklı bir şey söz konusu. Kayıhan hocanın da gözlerini ve genzini yakan havanın kaynağı bu sene biraz farklı.

Kömür bile yakılamıyor

Adana, şehir merkezi hariç çeperlerinde ısınma için çoğunlukla sobaların yakıldığı bir şehir. Elektrik ile ısınmanın oldukça pahalı olması ve ilgili bölgelerde yenilenebilir enerjiye dayalı herhangi bir girişimin ya da doğalgaz alt yapısının olmaması, kömürle ısınmayı temel yöntem yapıyor. Ayrıca çarpık kentleşme de önemli bir neden. Ancak gelin görün ki son bir yıl içerisinde kömür fiyatlarındaki aşırı artış yoksul vatandaşın başka seçeneklere yönelmesine neden oluyor.

İşte bu yönelimin sonucunda da Kayıhan hocanın bahsettiği durum ortaya çıkıyor. Aslında bu son beş ayın meselesi değil. Geçtiğimiz yaz ayında bir hafriyat döküm sahasında karşılaştığım bir manzara beni oldukça etkilemişti. Bir grup insan gelen hafriyat kamyonunun döktüğü hafriyatın üzerine hücum ediyordu. Öncelikle bunu inşaat demiri toplamak için yaptıklarını düşünüyordum ama yaklaşıp sorduğumda çoğunun önümüzdeki kış için ahşap ürünleri topladığı cevabını almıştım. Şok olmuştum, çünkü işlenmiş ahşap ürünlerinin yakılmasının yaratabileceği riskleri düşününce şok olmamak elde değildi.

Evlerde plastik ve lastik yakılıyor

İşte bu durum yakın zamanda fahiş artan fiyatlar nedeniyle biraz daha şekil değiştirmiş vaziyette. Vatandaş bu alternatifleri, plastik, tekstil malzemeleri ve araba lastiklerine kadar genişletmiş. Önceleri çiftçilerin ısı kalkanı oluşturmak için sera içlerinde ya da meyve bahçelerinde tarımsal plastikleri ya da lastikleri yaktığını ve böylelikle üretilen tarımsal ürünleri zehirlediklerini biliyordum ama evlerinde plastik ya da araba lastiği yakan vatandaşların olması, durumu biraz daha farklı bir şekle sokuyor. Çünkü açık havada plastik ya da benzeri ürünler ve işlenmiş ahşapların yakılmasından yayılan zehirli gazın yarattığı etki ile ev içinde aynı malzemelerin yakılması sonucu ortaya çıkan etki aynı değil. Yani insan üzerindeki etkisinden bahsediyorum. Sonuçta baca ile atmosfere saldığınızda ekosistem için benzer etki yaratılmış oluyoruz.

Gelin bazı malzemelerin içeriklerinde ne türden kimyasalların olduğunu ve evdeki sobada yakıldığında nasıl bir tehlike yarattığına bakalım.

PVC Kapı Pencere Malzemeleri

PVC aleve dayanıklı olmasına rağmen, PVC ürünleri ısıtıldığında zehirli hidrojen klorür gazı salar. Bu aşındırıcı gaz da çok hızlı yayılabilir ve solunduğunda öldürücü olabilir. Aslında PVC kendi başına neredeyse işe yaramaz bir plastik olduğundan, nihai üründe istenen özellikleri vermek için bir dizi katkı maddesi ile birleştirilmelidir. Bu katkı maddeleri arasında toksik plastikleştiriciler (ftalatlar gibi), tehlikeli ağır metaller (kurşun gibi) içeren dengeleyiciler, “fungisitler” ve diğer toksik maddeler bulunur. Bunlar kullanım esnasında bile sızma yapabilirken yandıklarında çok daha tehlikeli formlarla birlikte etrafa yayılabilirler. Ayrıca PVC’nin düşük sıcaklıklarda yanması sonucu “dioksin” ve “furan” gibi son derece tehlikeli zehirli kimyasallar yayılabilmektedir. Dolayısıyla sobada PVC yakmak çok ciddi sağlık ve çevre riskleri yaratmaktadır.

MDF Malzemeler

MDF (Orta Yoğunlukta Fiber Levha)hemen hemen her evde bulunan bir mobilya malzemesi. Dolayısıyla herhangi bir tadilat esnasında da mutlaka bu malzemeler çöp haline gelebilmektedir. MDF esasen üre-formaldehit tutkalı ve parafin mumu gibi tutucular ile bir arada tutulan küçük ağaç liflerinden oluşur. Bu kimyasallar yandığında, solunması halinde çok zararlı olabilecek zehirli dumanlar çıkarır. Ayrıca bu ürünün üretilmesinde eğer ki herhangi bir standardınız yoksa ya da yeteri denetim yapamıyorsanız,  başka türlü petrol türevli kimyasallar da olabilmektedir. Ayrıca bu malzemelerin ev mobilyası olarak kullanılan formlarının dış yüzeyi de çoğunlukla ya PET plastikle ya da PVC plastikle kaplanmaktadır. Dolayısıyla bunları yakmak da beraberinde tıpkı PVC ya da PET plastik yakmak gibi oldukça zehirli gazların yayılmasına neden olmaktadır.

Sunta

Odun talaşı gibi atık malzemelerin çeşitli kimyasallarla bir araya getirilerek üzerinin yine farklı malzemelerle kaplanmasıyla oluşturulan levhalardır. Üzeri kaplanmadan da kullanılabilir ancak çok çeşitli doldurucuların karıştırılabildiği bu malzemeler de yandıklarında çok çeşitli zehirli kimyasal gaz yayılabilmektedir. Üstelik bu malzemeler de boyanabilmekte ve bu boyalar da çoğunlukla petrol türevli oldukları için yandıklarında PCB, PAH veya başka türlü organik kirleticileri yayabilmektedirler.

Araba Lastiği

Lastikler, doğal kauçuk, sentetik kauçuk, çelik, naylon, silika (kumdan elde edilen), polyester, karbon siyahı, petrol vb. içerebilir. Dolayısıyla lastik yakmak hem çevre hem de insan için risklidir. Lastik yakılınca ortaya çıkan duman “karbon monoksit, kükürt dioksit, stiren, bütadien, siyanür” gibi içerikleri yayabilmektedir. Tüm bu bileşikler oldukça zehirli ve ağır kirleticilerdir. Bu nedenle, bu dumana uzun süre maruz kalırsanız, muhtemelen solunum problemleri yaşarsınız. Lastik yapımında kullanılan katkı maddeleri de yangın sırasında parçalandığında akciğer iltihabı, kanser, genetik bozukluklar, cilt ülserleri, böbrek yetmezliği, Alzheimer ve nörolojik problemler gibi sağlık sorunlarına da neden olabiliyor.

Plastik poşet, naylon kasa, bidon, şişe vb.

Plastikler oldukça farklı bileşiklerden oluşan ve yapılarına binlerce farklı kimyasallar eklenen malzemelerdir. Dolayısıyla plastiği yakmak bu kimyasalların da farklı formlarda açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Burada önemli olan plastiğin farklı sıcaklıklarda yanmasıyla ortaya çıkan içeriklerin de farklılaştığı gerçeğidir. Dolayısıyla ev ortamında soba içerisinde plastiğin yanması, yakma işleminin başlangıcından itibaren tüm plastiğin yanmasının bittiği ana kadar çok çeşitli kimyasalın ortama ve atmosfere karışmasına neden olur. Ayrıca ortaya çıkan kül de son derece toksiktir.

Plastikler çok çeşitli olduğu için yandıklarında da hidroklorik asit, kükürt dioksit, dioksinler, furanlar, kalıcı organik kirleticiler, aromatik hidrokarbonlar ve ağır metaller gibi tehlikeli ve çeşitli kimyasalların yanı sıra çeşitli partiküller de açığa çıkar. Bu emisyonların solunum yolu rahatsızlıklarına neden olduğu ve insan bağışıklık sistemlerini strese soktuğu biliniyor ve potansiyel olarak da kanserojen olduğu artık açık ve net.

Tekstil ürünleri

Tekstil ürünleri farklı tiplerdeki plastiklerden ya da bazı doğal malzemelerden yapılabilir. Ancak hepsinin ortak noktası, doğal olsun ya da sentetik olsun fark etmez, bir materyalin tekstil ürününe dönüşebilmesi için çok farklı sayıda kimyasala maruz bırakılması gerekmesidir. İşte bu nedenler giysilerin büyük bir kısmı, yandığında genellikle toksik kimyasallar salabilen plastik gibi sentetik malzemelerden ve çeşitli eklenti kimyasallardan yapıldığından, giysilerin yakılması sadece hava kirliliğine neden olmaz aynı zamanda ciddi solunum yolu hastalıklarına, deri rahatsızlıklarına ve en nihayetinde de kansere neden olur.

Peki ne yakmalı?

Herhangi bir şeyin yakılması zaten teknik olarak atmosfere çeşitli sera gazları salmak demektir. Ancak buna rağmen artan fiyatlar yoksul halk kesimlerini daha ucuz alternatiflere yönlendirmekte bu durum da beraberinde ciddi halk ve çevre sağlığı problemleri doğurmaktadır. Dolayısıyla karar alıcıların ve yerel yönetimlerin özellikle kent yoksullarının kooperatifler aracılığıyla ısınma problemlerini ucuz yollu çözebilecekleri girişimlere öncülük etmeleri gerekmektedir.

Bunlardan ilk akla geleni her ne kadar da güneş enerjisi olsa da, kış mevsiminin doğası gereği havanın bulutlu olması bu yöntemin kullanımını sınırlandırmaktadır. Ancak bunun yanında daha az toksik biyo malzemelerin en azından biyokütle enerji santrali gibi sahibinden başka kimseye faydası olmayan merdiven altı statüdeki işletmelere değil de pelet haline getirilip kent yoksullarına dağıtılması hem sosyal adalet hem de çevresel adalet açısından isabetli olacaktır. Belediyeler artık hobi faaliyetine dönüşen çevre dostu temalı işlerini kent yoksullarına yönelik olacak şekile dönüştürmelidirler. Böylelikle ucuz ve nispeten güvenilir ısı kaynaklarıyla kent yoksulları üzerindeki baskı da, buralardan kaynaklanan toksik içeriklerin de azalmasına katkı sağlanacaktır.

Bunun yanında elektrik ücretlerinde de kent yoksullarına destekler ve sübvansiyonların sağlanması yerinde olacaktır. Milyar liralık bütçeleri olan sermayeye tanınan imtiyazların kent yoksullarına da tanınması sosyal devlet olmanın gerekliklerinden biridir. Bu yapılmadığı takdirde sadece bu zehirli içerikleri yakıt olarak kullananlar değil aynı zamanda diğer toplum kesimleri de bu kirlikten nasibini alacaktır. Atmosfere sınır konulamayacağına göre, kaynak transferinde yeni düzenlemelere gitmek daha gerçekçi bir önlem olacaktır.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.