Karadeniz ve Doğu Akdeniz‘de gerçekleştirilen fosil yakıt arama çalışmalarına tepki olarak Eylül 2020’de başlayan Kazma Bırak hareketi, son haftalarda etkili olan aşırı hava olayı Daniel Kasırgası‘nın Libya, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye‘de neden olduğu kayıp ve zarara dikkati çekerek iklim kriziyle mücadele çağrısı yaptı.
Hareketin Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs kollarından yayımlanan ortak basın açıklamasında Daniel Kasırgası’nın Akdeniz‘i kasıp kavurduğu belirtilerek Libya’da 11 bin 300, Yunanistan’da 15, Türkiye’de 7 ve Bulgaristan’da 4 kişinin yaşamını bu afete bağlı olarak yitirdiğine dikkat çekildi.
Kasırganın ayrıca binlerce hayvanın ölümüne, kentte geniş çaplı zararlara ve ekosistemin zarar görmesine de neden olduğunu hatırlatan Kazma Bırak, “Bunun maliyeti yıkıcıdır ve yoksul insanlar sadece şimdi değil, gelecek yıllarda da büyük ölçüde etkilenecektir” diyerek iklim krizinin etkilerinin artarak devam edeceğini vurguladı.
Kazma Bırak platformu, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“[Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli] IPCC, Akdeniz bölgesine ilişkin son raporunda aşırı yağış olayları konusunda uyarıda bulunmuş ve ani sel baskınları potansiyeline dikkat çekmiştir. Bu uyarı, İspanya, İtalya, Türkiye, Bulgaristan, Fransa ve Yunanistan’da yaşanan sel felaketleriyle ilgili gerçek kayıtlarla birleştiğinde, iklimle ilgili bu zorlukların ele alınması için proaktif önlemlere duyulan acil ihtiyacı vurgulamaktadır. Ancak şimdiye kadar hiçbir şey yapılmadı. Kapitalist devletler ve şirketler kendi yeşil yıkama kurumlarına bile kulaklarını tıkamış durumdalar.
Yunanistan ve Türkiye’deki orman yangınlarıyla ilgili son açıklamamızda vurguladığımız gibi, bu devasa kayıpların üç ana nedeni olduğuna işaret ediyoruz: iklim krizi, gelişigüzel kentleşme ve kamu hizmetlerinin tasfiyesi. Her üçü de kapitalizmin canlıların ihtiyaçlarından ziyade kâra öncelik vermesinin sonuçlarıdır. Kentsel altyapının canlıların ihtiyaçlarına göre katılımcı ve demokratik bir şekilde güçlendirilmesi, daha fazla can kaybını önlemek için en önemli önceliğimizdir. Yaşam ve geçim kaynaklarının kaybını önlemek için acil önlemler talep etmek üzere güçlerimizi birleştiriyoruz: Sel önleme projeleri (inşaat şirketlerinin kârına dayalı değil, suyun doğal akışına dayalı), yeniden ağaçlandırma, vb.
Ayrıca tahliye planlarının hazırlanmasını ve kamunun önümüzdeki yıllarda sıkça yaşanacağı kesin olan bu tür felaketlerle başa çıkacak şekilde organize olmasını talep etmeliyiz. Son olarak, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için, petrol ve gaz çıkarımını durdurmak, fosil yakıtları aşamalı olarak kaldırmak, üretimi yeniden düzenlemek vb. için uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var. Enerji, plastik, otomobil, silah ve inşaat endüstrileri kârlarını korumak için bu önlemlere karşı dişe diş mücadele edeceklerdir. Ancak yaşamı ve çevreyi korumak istiyorsak, insana yakışır ve ekolojik bir yaşamın önünde duran bu kapitalist güçleri süpürüp atmamız gerekiyor.
Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız ve daha fazla can kaybını önlemek için herkesi iklim krizine karşı hareketlere katılmaya çağırıyoruz.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…