Yeşeriyorum

Kafesteki Güvercinler

0

29 Kasım İsviçre Parlamentosun’da yapılan referanduma İslam âleminden tepkiler artarken, Bu ülkeyi 96 yıldır yönetenler dönüp bir kez aynaya baktılar mı? İsviçre’de minare yasağına karşı çıkan anlayışlara sormak gerek Türkiye de kilise açmak serbest mi? Yâda gayrimüslimlerin ibadethane açmaları ne kadar serbest bu ülkede. İsviçre’nin tek ayıbı bu. Ya bizim ayıplarımız…

Oysa ki 2003 yılında değişen İmar yasası AB yasaları uyum gereği CAMİ kelimesi ibadethane olarak değiştirildiğinde kiliseler önündeki yasal engeller ortadan kalkmış oldu. AB’ye şirin görünmek için yasa olarak çıkartıldı; fakat pratikte izin alma konusu valiliklere bırakıldı. Yasal anlamda bakarsak bir ilerleme gibi görünen bu madde pratikte hayata geçmediği sürece pek bir anlam ifade etmez. Bu yasa çıkalı nerdeyse 7 yıl oldu ama hala gayrımüslimler bu ülkede bırakın yeni bir kilise açmayı; var olan kiliselerin bile restorasyon, tadilat gibi işlemlerini yaptıramamaktadır. Diyanet işlerine bütçe ayıran devlet, cami yapımına finans desteği sağlamaktadır. Aynı devlet neden ülkesindeki diğer inançlara bu desteği vermemektedir. Diyanet işlerine ayrılan ödeneği 70 milyon vatandaş ödemiyor mu? Gayrimüslimler ve Aleviler de ödedikleri vergilerle diyanet işlerine para desteği sağlamış olmuyor mu?

2003 de çıkan İmar yasası ile gayrimüslimlerin kilise ve ibadethaneme açılması valilerin keyfine bırakılırken, 1942 yılında çıkartılan bir yasayla azınlık diye tabir edilen gayrimüslimlerden varlık vergileri alınmadı mı? Bu ülkede, kafes operasyonlarını basın ve medya iletişim araçlarından okuyan Gayrimüslimlerin bırakın bu ülkede ibadethane açmayı ne kadar can güvenliği olduğunu varın siz düşünün. Kendi vatanlarında (Kafeste), güvercin ürkekliğinde yaşadılar 96 yıldır.

Devlet bakanı baş müzakereci Bağış’ın basında yer alan demecinde ise;

“Bugüne kadar birilerinin demokratik haklarını, hassasiyetlerini göz ardı ettik. Sosyal devlet olma özelliğimizi, bazen hukuk devleti olma özelliğimizi maalesef göz ardı ettik. Hukuk devletinde darbe olur mu? Ama onları da yaşadık. Bizim tarihimizde böyle ayıplar da oldu. Ama biz Anayasamıza sahip çıkıyoruz ve sahip çıkacağımıza yemin ettik. Anayasamız eğer tüm vatandaşlarımıza eşit muamele yapıyorsa, o konuda da bizim eşit davranmamız gerekir” dedi.

Türkiye’nin 1926 yılından bu yana Ermeni, Rum, Süryani, Musevi kökenli Türk vatandaşlarının devlet kadrolarına alınmadığını nasıl açıklayacaksınız bakanım? Madem bunca yıl göz ardı ettiniz, tarihimizde böyle ayıplar oldu eşit, özgür yurttaş ilkesinden yola çıkarak bu ayıplara bir son verebilirsiniz pekâlâ, samimi iseniz bu anlattıklarınızı hayata geçirin. Ayrıca hukuk devleti olan laik bir ülkede devlet, devlet eliyle imam hatip okulları açarak imam yetiştirir mi? Bakanım? Söylemlere değil bakanım, yapılan işlere bakalım biz. Bu güne kadar belirsizliklerle karşı karşıya kalan Gayrimüslimlere ve Alevilere yani bu ülkenin öz evlatları, bu toprakların ilk sahiplerine neden bu kadar acılar yaşattınız sorarım size. 96 yıldır (şimdilerde adı Kafes operasyonu olan) asıl amacı ya öl ya terk et politikası olan ittihat ve terakkici anlayışlar yüzünden en çok gayrimüslim nüfusa sahip İSTANBUL ve İZMİR gibi büyük metropollerde araçları, evleri, işyerleri bombalanmadı mı? Denize dökme tehditleri ile en temel insan hakkı olan yaşam hakkından mahrum edilmediler mi?

1978 den bu yana Mardin’de 77 tane Süryani vatandaşı faili meçhul olmadı mı?  Gayri Müslimlerin mezarları talan edilmedi mi? Gayrimüslim cemaatler ise ibadet yerleriyle ilgili olarak sık sık ayrımcılığa tabi tutulduklarını ve idari belirsizlikle karşı karşıya kaldıklarını belirtmelerine rağmen ve kendilerine ibadethane için yer tesis edilmesi yönünde yaptıkları başvurular neden reddediliyor sürekli bakanım. Mevcut Protestan kiliseleri ve Yehova Şahitleri’nin dua odaları ise davalarla karşı karşıya. Alevi Cem Evleri’yle ilgili ise  iki dava sürüyor. Biri Danıştay’da halen süren bir dava… Bugün siyasi konjoktür gereği bakanların ayıp diye beyanlar vererek değil, demokratik ve hukuk devleti olan bir ülke ancak ve ancak geçmişiyle yüzleşerek gayrimüslimlere ilk adımı atabilir.

1915 den bu yana, cumhuriyet in ilk yıllarında 1938’de Dersim Katliamı, Maraş, Sivas, Gazi katliamları ne adına yaşandı soruyorum İsviçre’yi ayıplayan zihniyetlere. Oysaki İsviçre’de  29 Kasım’da alınan bu karardan sonra,  minare hadisenin sadece Müslüman ülkeler tarafından değil, nüfuslarının çoğu Hıristiyan olan, hatta Vatikan gibi Hıristiyanlık üzerine kurulu devlet yetkilileri tarafından kınandığını biliyor muydunuz?

Şimdi hal böyle olunca İsviçre’yi ayıplayacaksın ama sen kendi ülkendeki Gayri Müslimlere aynı muameleyi reva göreceksin. Bu kadar da takiyyeye (çifte standartta) pes doğrusu dedirten, parmak ısırtan bir üsluba inanmamızı beklemiyorsunuz herhalde sayın yöneticiler.

-Zeynep Tozduman-

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.