Japonya’nın Nükleer Endüstrisi’nde bir skandal daha!

Japonya’nın Üretim Devi Mitsubishi  bir süredir bakır ve aluminyum parçalarına ait spesifikasyon uyunsuzluklarıyla dünya kamuoyunun gündeminde. Zira bu yıl Ekim ayı itibariyle Mitsubishi Şirketi’nin iştiraki olan Mitsubishi Malzeme Şirketi (Mitsubishi Materials Company)tarafından üretilen ve uçak ve otomobil endüstrisinde kullanılan ürünlerin spesifikasyonlarında  uygunsuzluklar bulunduğu anlaşılmıştı[1] 

Mitsubishi Malzemeleri Şirketi (Mitsubishi Materials)Başkanı Akira Takeuchi (C) yanlış ürün spesifikasyonları için özür dileyerek  basın toplantısı öncesinde eğiliyor , 24 Kasım 24, 2017, @Japantimes AFP PHOTO / Kazuhiro NOGI

Reuters’in haberine göre,  Mitsubishi Malzemeleri Şirketi, ürün spesifikasyonlarında problem olan ürünlerin müşterilere gönderildiğini  Başkan Akira Takeuchi ile  Başkan Yardımcısı Naoki Ono ve Mitsubishi Shindoh Başkanı Kazumasa Hori ile Mitsubishi Kablo Endüstrileri Şirketi Başkanı Hiroaki Murata’nın katılımıyla düzenlenen bir basın toplantısıyla  24 Kasım tarihinde açıkladı[2]

Mitsubishi skandalı nükleer endüstrisine de sıçradı!

Nihayet nükleer endüstrinin aktörlerinden Kansai Elektrik Şirketi de işletmekle yükümlü olduğu iki nükleer santralde Mitsubishi Malzemeler Şirketi tarafından üretilmiş olan ve uygunsuzluğa konu olan bu hatalı kauçuk conta parçalarını kullanmakta olduğunu doğruladı. Sözkonusu  parçalar, Kansai Elektrik Şirketi’nin Sözcüsünün beyanına göre Oi ve Takahama nükleer santrallerinde reaktörlerin  güvenli işleyişini ilgilendiren reaktörlerin  soğutma sistemi gibi hayati önemdeki onlarca yerde bulunuyor.

Takahama Nükleer Santrali

Takahama ve Oi Nükleer santralleri  etkilendi

Japon medyasında çıkan haberlere göre Kansai Elektrik Şirketi’nin Sözcüsü tarafından da  teyit edildiği şekilde diğer tedarikçilerden de kauçuk conta alındığı için Mitsubishi’den tedarik edilmiş olanların ayrıştırılması  büyük güçlük arz ediyor. Bununla birlikte kauçuk contalar nükleer reaktörlerin soğutma sistemlerinde kullanılan ve yüksek ısı ile basınca dayanıklı olması gereken parçalar. reuters’in haberinde Mitsubishi Malzemeleri ve Mitsubishi Kablo şirketlerinin yöneticilerinin konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındığı ve  şirketin daha önce de 300 tedarikçiye yanlış özellikte ürünler göndediği de belirtiliyor.

Japon nükleer endüstrisinde Mitsubishi skandalı ne tek ne de son!

Mitsubishi Şirketi’nde meydana gelen bu skandal Japonya nükleer sektörünü büyük ölçüde sarsmış bulunuyor. Fakat  Japonya’nın nükleer endüstrisindeki skandallar Mitsubishi dışında da kendini gösteriyor. Zira çok değil 1 ay önce  Fukuşima nükleer felaketinin etkileri hükümet tarafından tam unutturulmaya çalışılırken Fukui Eyaleti’nde Kansai Elektrik tarafından işletilen Oi Nükleer Santrali’nin  3 ve 4 no’lu reaktörlerinin  tekrar devreye alınması işlemi mahkeme kararıyla 2018 yılına ertelenmişti.

Kobe Çelik skandalı reaktörün yeniden devreye alınmasını önlemişti!

Nitekim bu yıl Ekim ayında ortaya çıkan Kobe Çelik Skandalı böylece nükleer endüstride bir kez daha hayati önemdeki parçalarda kullanılan  malzemelerin ürün spesifikasyonlarındaki hatalara dikkatleri çekti.  Bu uygunsuz parçaların Japonya genelinde  tedrici tedbir nedeniyle kapatılan nükleer santrallerin yeniden açılması istenen 5 santralin toplam  9 reaktöründe kullanılmakta olduğu açıklandı.*   20 Ocak 2018’e kadar kontrollerinin yapılarak yeniden devreye alınması beklenen Ehime eyaletinde Shikoku Elektrik tarafından işletilen Ikata Nükleer Santrali’nin  yeniden devreye alınması volkanik arazi yapısına uygunluk şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle riskli bulunmuş ve  ilk defa  üst mahkemenin verdiği karar  yerel mahkeme tarafından  bozulmuştu.   Shikoku Elektrik ise  kararın kabul edilemez olduğunu ifade ederek  30 Eylül 2018 itibariyle temyize gitme haklarını kullanabileceklerini belirtmişti. [3]

Toshiba yurtdışı nükleer yatırımlarından çekildiğini açıklamıştı !

2017 ‘nin başlarında ise Toshiba’nın ABD menşeili Westinghouse şirketini satın almasının akabinde  nükleer endüstri alanında  yaşadığı 6 Milyar Dolarlık zararını  yazımızda değerlendirmiş,  şirketin yurt dışındaki nükleer projelerinden çekilme kararı aldığını duyurmuştuk.

Sinop’ta uygunsuzlukların müsebbibi olan şirketler  işbaşında!

Nükleer santrallerde kritik önem derecesine sahip yerlerde kullanılan parçaların spesifikasyonlarında uygunsuzlukları bulunan aynı Mitsubishi ise Türkiye’de ikinci nükleer santral projesinin yürütücüsü olarak atanmış durumda. Dahası Sinop’ta 4400 Megawatt gücünde elektrik üretmesi hedeflenen  nükleer santralin reaktörleri, yukarıda bahsi geçen  uygunsuzlukların müsebbibi Mitsubishi  ile  bir başka sorunlu reaktör üreticisi olan Fransa’ya ait Areva tarafından oluşturulan bir konsorsiyumla üretiliyor olacak. (Areva’nın 18 reaktörünün devreden çıkarılmasına neden olan reaktör kazanındaki çelik kalitesi problemine ilişkin yazımıza  buradan ulaşabilirsiniz). Plan işlerse iki şirket henüz dünyada hiçbir nükleer tesiste kullanılmamış olan Atmea 1’i  üreterek Built -Own-operate(BOO) / İnşa et-Sahiplen-İşlet tipi anlaşmayla santralin sahibi olarak işletecekler.

Dolayısıyla halihazırda olağan  üretim prosesleri içinde  skandallara imza atan bu iki şirketin, ortak şekilde  üretecekleri denenmemiş reaktörlerini Türkiye  sınırları içinde siyasi iktidar tarafından tanınan sonsuz yetkiyle kuracak olması da pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor.Türkiye’de siyasi iktidarın uluslararası arenada bu küresel şirketlere verdiği sözler ne olursa olsun korumakla mükellef olduğu yurttaşlarının selameti için bu yanlıştan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.

Son notlar:

 

* Fukui Eyaletinde  Kansai Elektrik tarafından işletilen Takahama  nükleer santralinin 3 ve 4 nolu reaktörlerinde; Kagoshimada Kyushu Elektrik tarafından işletilen Sendai santralinin 1 ve 2 nolu reaktörlerinde;  Fukui eyaletinde Kansai Elektirk tarafından işletilen Oi Nükleer Santrali’nin 3 ve 4 no’lu reaktörlerinde; Saga eyaletindeki Kyushu Elektrik tarafından işletilen Genkai santralinin 3 ve 4 no’lu reaktörlerinde ; nihayet  Ehime eyaletinde Shikoku Elektrik tarafından işletilen Ikata Nükleer santralinin 3 no’lu reaktöründe kullanılmış olduğu anlaşılmıştı. https://steelguru.com/steel/kobe-steel-scandal-nine-nuclear-reactors-in-japan-used-products/495426

[1] https://www.ft.com/content/a023d962-d03c-11e7-b781-794ce08b24dc

[2] https://www.reuters.com/article/us-mitsubishi-ma-scandal-nuclear/japans-kansai-electric-used-possibly-falsified-mitsubishi-materials-products-at-reactors-idUSKBN1EE0J9

[3] https://nuclear-news.net/2017/12/14/japan-court-bars-restart-of-nuclear-reactor-shut-after-fukushima/

(Yeşil Gazete)

Pınar Demircan 

Pınar Demircan
Pınar Demircan
Lisansını iktisat ,yüksek lisansını ingilizce işletme, doktorasını sosyoloji alanında tamamlamış olan Bağımsız Araştırmacı Pınar Demircan iş yaşamına Japonca bilmesi vesilesiyle Japon şirketlerinin insan kaynakları ve kalite yönetimi alanında çalışarak başladı. Profesyonel iş yaşamı devam ederken Türkiye'de bir nükleer santral kurulmasının yeniden gündeme gelmesinin ardından Fukuşima Nükleer Felaketi üzerinden nükleer santrallerin gerçeklerinin öğrenilmesi için Japonya'daki sivil toplum örgütleri ve ağlarıyla bağlantıya geçti. 2014 yılında Yeşil Gazete yazarları arasına katılarak nükleer santraller ve enerji konusuna yazılarıyla katkı yapan Demircan nukleersiz. org koordinatörlüğünü de bu tarihten itibaren yürütüyor. Çok sayıda sivil toplum örgütüyle çalışmalar yürüten Demircan'ın yurt içi ve dışında katıldığı konferans, etkinlik ve atölyelerde iklim, enerji, çevre ve ekoloji konularında özellikle nükleer bağlamında paylaşımları bulunuyor. Çalışmalarını akademik alanda da sürdürmek için başladığı sosyoloji alanındaki doktorasını 2023 yılında tamamlayan Demircan'ın disiplinlerarası alanda çeşitli çeviri ve makaleleri bulunuyor. İletişim: [email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[COP29] Nihai anlaşma sağlandı: Yılda 300 milyar dolar iklim finansmanı

Bakü'deki COP29 uzun tartışmaların ardından ve protestolar eşliğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı için yılda 300 milyar dolar taahhüdüyle sona erdi. Hedef 2035'e kadar 1,3 trilyon dolar.

[COP29] Başkanlığın yeni finansman teklifine eleştiri yağdı: Şaka ile hakaret arasında bir şey!

Nihai metin taslağında gelişmiş ülkelere yönelik iklim finansmanı için 250 milyar dolar teklif edilmesi bu ülke temsilcileri ve sivil toplumu ayağa kaldırdı: Sorumsuz ve ahlaksızca!

[COP29] Yeni taslak metin yayımlandı: 2035’e kadar 250 milyar dolar iklim finansmanı

COP29 Başkanlığı'nın yeni nihai taslak metninde gelişmekte olan ülkelere 2035'e kadar 250 milyar iklim finansmanı öngörülüyor. Ayrıca 1,3 trilyon dolar toplama yönünde daha geniş bir hedef belirleniyor.

[COP29] BAE’den Suudilere uyarı: ‘Fosil yakıtlarda uzaklaşma’ya itirazı sonlandırın

Bakü'de Suudi Arabistan'ın COP28'de mutabakat altına alınan 'fosil yakıtlardan uzaklaşma' taahhüdünün geri alınması çabaları, komşusu ve müttefiki, petrol ülkesi Birleşik Arap Emirliklerini bile kızdırdı.

ABD, zürafaları ‘tehlike altındaki türler yasası’ kapsamına alıyor

İklim krizi ve vücut parçalarından yapılan süs eşyalarına yoğun talep nedeniyle sayıları yüzde 77 oranında azalan zürafalarla ilgili girişimin kaçak avlanmayı azalması umuluyor.

EN ÇOK OKUNANLAR