ManşetKöşe YazılarıYazarlar

İzmir’de tek sorun Çeşme Projesi değil

0

Geçtiğimiz salı günü Çeşme Yarımadası’nın % 57’sini imara açmayı hedefleyen ve İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak bilinen Çeşme Turizm Projesi’ne karşı oldukça geç de olsa İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘hayır’ mitingi yapıldı. Bugüne kadar meslek odaları, çeşitli çevre örgütleri ve Çeşmelilerin açtığı iptal davalarında sessiz kalan İzmir Büyükşehir Belediyesi, bilirkişinin verdiği ‘projede kamu yararı yoktur’ kararından sonra davacılara gecikmeli de olsa destek verdi.

Bugünlerde mahkemeden çıkacak proje ile ilgili iptal kararı için umutlar artmış durumda… Fakat iyimser bekleyiş merkezi yönetimin yeni kararları nedeniyle fazla uzun da sürmedi. Bilindiği gibi merkezi yönetim ekonomik kriz derinleştikçe, çözümü kamuya ait doğal yaşam alanlarının satışında görüyor. Bunun yine en önemli işaretleri geçtiğimiz hafta içinde peş peşe geldi. Önce yeni maden sahaları ihaleye çıkarıldı, birkaç gün sonra ise kentin en değerli arazileri özelleştirildi.

Bir yandan maden ihaleleri diğer yandan özelleştirme

İlk gelen haber Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndandı. Bakanlığın Resmi Gazete‘de yayımlanan kararı ile ülkemizin çeşitli yerlerinde belirlenen 148 maden sahası ihaleye çıkarıldı. Sahalardan dört tanesi ise İzmir il sınırları içinde… Bakanlık tarafından belirlenen bu dört alanın ikisi Kemalpaşa, biri Menemen ve biri de Selçuk ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Kemalpaşa ilçesi sınırları içindeki maden sahalarından bir tanesi ise tam Kavaklıdere ile Gökdere 2. derece doğal sit alanlarına sınır komşusu. Bu bölgede daha önce de taş ocağı açılmak istenmiş ve bölge köylülerinin direnişi ile engellenmişti. Diğer üç maden bölgesi ile ise henüz detaylı bir bilgi yok.

Meslek odaları ve çevre örgütleri tarafından bu dört maden bölgesi için detaylı araştırma yapılmasına fırsat bile kalmadan, üç gün sonra merkezi yönetimden ikinci haber geldi. Bir kararname ile Türkiye genelinde Maliye, Elektrik Üretim AŞ ve Türkiye Elektrik İletim AŞ adına kayıtlı 243 taşınmazın özelleştirilmesine karar verilmişti ve bu taşınmazların 14’ü İzmir sınırları içindeydi. Yaklaşık 40 futbol sahası büyüklüğündeki bu 14 taşınmaz uzmanlara göre İzmir’in en değerli mülklerinden… Bornova Ergene mahallesinde iki, Çeşme Alaçatı mahallesinde altı ve Güzelbahçe Kahramandere mahallesinde altı kamuya ait taşınmaz satılacak. Bornova Ergene mahallesindeki iki taşınmaz yapımı süren Şehir Hastanesi’nin çaprazında yer alıyor, yan yana ve toplam büyüklüğü 102 dönüm. Çeşme Alaçatı’daki alanlardan biri Piyade Koyu plajına yakın, diğer alanlar ise tapu kayıtlarında zeytinlik olarak geçiyor ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapmaya çalıştığı ‘Çeşme Turizm Projesi’ ile ilintili olduğu tahmin ediliyor. Güzelbahçe Kahramandere’deki araziler ise son derece değerli konut bölgesinde yer alıyor.

Çeşme Çevre Platformu’ndan Ahmet Güler,  Dokuz Eylül gazetesine yaptığı açıklamada Çeşme Projesi ile ilgili dava süreci devam ederken bu kararname ile Çeşme talanının başladığını söyledi. Güler, her gün yeni bir kararname ile karşılaştıklarını ve hangisine itiraz edeceklerini şaşırdıklarını da belirterek altı parselin de Alaçatı’nın en değerli bölgelerinde yer aldığını söyledi. Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği Başkanı (GÜLDER) Dr. Tuğrul Şahbaz ise Güzelbahçe’de satılmak istenen altı taşınmazın bölgenin en değerli yerinde bulunduğunu belirterek, merkezi yönetimin yerel yönetimin yetkilerine de müdahale ederek, halka sormadan kamunun malını satmaya çalıştığını, buna seyirci kalmayacaklarını söylüyor. Şahbaz’ın açıklamalarına göre GÜLDER önümüzdeki günlerde diğer çevre örgütleri ve belediye ile görüşerek kararnamenin iptali için dava açacak. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) adına açıklama yapan Avukat Doğu Işık da bu kararnamenin Ege kıyıları için yağma olduğunun, halkın denizden bağlantısını koparacağının altını çizerek kararnamenin geri çekilmesini istedi.

Ülkemizdeki ekonomik kriz derinleştikçe doğal veya tarihi sit alanlarında veya yakınında olup olmadığına bakılmaksızın yeni maden sahaları sermayeye açılıyor. Bu da yetmezmiş gibi kamuya ait olan ve üzerinde hepimizin hakkı olan araziler haraç-mezat satılmaya çalışılıyor. Bundan ülkemizin en güzel köşelerinden olan İzmir’de payını alıyor. Ahmet Güler’in de belirttiği gibi süren mahkemelere rağmen Çeşme ve yarımada bölgesi yağmalanmaya başlandı bile…

Şimdi toprağımıza, suyumuza, havamıza, ağacımıza her zamankinden daha fazla sahip çıkma zamanı…

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.