Hafta SonuManşet

#İklimİçinSesVer – Birim Mor

0

Peki sesin yüksekliği önemli mi?

Yoksa etkili bir frekansta olsa yeterli mi?

Gezegenimiz için dertlenip, elinden neler gelebileceğini önce anlamaya sonra bunları yaygınlaştırmaya çalışan bir birey neyi değiştirebilir ki?

Bu sorular bir başlangıcın hep minik adımlarla başladığı gerçeğini hatırlatıyor bana.

Bence her konuda değişim-dönüşüm tabandan tavana olmalı yoksa diğer yönlü bir dönüşüm süreci maalesef benimsenmiyor. Dolayısıyla çevre tahribatı ve iklim değişikliği hakkında hepimizin yapabilecekleri var.

12- 14 Eylül 2018 tarihlerinde Kaliforniya’da Küresel İklim Zirvesi gerçekleştirildi. Liderlerin, sivil toplum kuruluşlarının (STK), firmaların, yerel yönetimlerin katıldığı zirvede, Paris Anlaşması kapsamında yapılan ve yapılması gerekenler tartışıldı. Bu zirvenin önemli bir misyonu yerelde iklim değişikliği ile nasıl mücadele ediliyor ve nasıl bir dönüşüm gerekiyor bunların dünya kamuoyu ile paylaşılmasıydı. Yani yerelden yükselen sesin başarısı, gücü ve yapması gerekenler… Bu kapsamda, zirve öncesinde Kaliforniya Valisinin çağrısı ile yerelde iklim değişikliği ve temiz enerji konusunda farkındalık yaratmak için 8 Eylül 2018 tüm dünyada #İklimİçinSesVer etkinlikleri düzenlendi.

O sana gelmiyorsa, sen ona git!

Ben, 8 Eylül küresel etkinlik gününü öğrendiğimde çok heyecanlandım ve Ankara’da herhangi bir organizasyon var mı hemen kontrol ettim!

Ama maalesef hiçbir şey bulamadım! Ve gerçekten çok üzüldüm. 5,5 milyon kişinin yaşadığı bir başkentte iklim ve çevre bu kadar mı önemsizlerdi? Detaylı bakmadım ama başka deneyimlerimden dolayı adeta eminimdim: pek çok ülkede, mahalle düzeyinde bile etkinlikler planlanmıştır diye düşündüm.

Toplumda bu ilgisizliğin kaynağını anlamaya çalıştım; neden o, çok gönüllü sayısına sahip ve/veya dar bir perspektiften topluma ulaşmaya çalışan Ankara’da aktif STK’ların hiçbir şey düzenlememiş olduğuna anlam veremedim. Bu durum aslında STK’lar arasındaki iletişimsizliğinde göstergesiydi. Fakat bu şokum bir kaç dakika sürdü çünkü zaten bireysel olarak çabalamaya ben çok önce karar vermiştim. İnternet üzerinden hemen Ankara’da bir etkinlik yaratmaya başladım.

Endişelerim oldu elbette: Gelen olur mu, o çok bilgili STK temsilcileri gelir mi ve neden böyle bir şeye giriştin der mi diye düşünmedim değil. Ama bunları da kısa sürede atlattımJ Kendime, sonuçta çevre ve iklim krizi ile mücadele etmek aslında kimsenin, ne devletlerin ne de STK’ların, tekelinde değil dedim. Sorunun parçası olan herkes, biraz bilgi ve sevgi ile dönüşerek çözümün parçası olur elbette ve hedefim her zaman o dönüşümü azıcık da olsa tetiklemek oldu. Ders vermek değil!

Etkinliği online olarak oluşturmamın ardından, küresel olarak #İklimİçinSesVer etkinliklerini koordine eden 350 organizasyonunun Türkiye temsilciliğinden Efe Baysal aradı. Girişimim karşısında çok mutlu olduklarını belirtti, cesaretlendirdi ve etkinlik günümüzde de çok ilgilendi. Açıkçası bu beni motive etti! 

Etkinlik günü geldi çattı: 9 Eylül- İklim Değişikliği ve Biz Söyleşisi- Anıtpark Ankara

Küresel etkinlik günü ilan edilen 8 Eylül yerine, özel sebeplerden dolayı 9 Eylül’de planlamam gerekti. Amaç çabalamak olunca, zamansızlık gibi bir bahaneye sığınmadım.

Sonuçta, etkinlikte sadece ben ve esim dahil 9 kişiydik. Belki bu noktada gülmeye veya ağlamaya başlayabilirsiniz. Ama ikisine de gerek yok!

Hangisi daha belirleyici: Nicelik mi, nitelik mi?

İki saate yakın sürdü söyleşimiz. Tesadüf bu ya; gelenler arasında ODTÜ’den, Güneş enerjisinin potansiyeli üzerine pek çok akademik çalışma yapmış Çetin Göksu hocam vardı! Yine çok değerli emekli akademisyen Ergin Duygu ve iklim değişikliği konusunda duyarlı çalışma hayatında olan iki değerli katılımcı, Güler İşsever ve Carmen Valdés vardı. Üç tane Hacettepe Tıp Fakültesi öğrencisi de gelmişti: Güneş Ekin Gürova, Bilge Türk, Tedi Brahimi. Bütün katılımcılar beni çok mutlu etti, hiçbir engel bahane göstermeden gelmişlerdi, bu çok değerliydi, ama bu genç arkadaşlar bana umut aşıladı!

Kendilerini pırlanta olarak tasvir etmekte bir beis görmüyorumJ Hayata karşı farkındalıkları üst düzeyde, çevre ve iklim krizi konusunda öğrenmeye ve bu bilgileri başkalarına yaymaya hazırlar! Bu nedenle okullarında Çevre Topluluğunda aktif görevdeler.

Yani deneyim ve dinamizm birleşti ve nitelikli bir grup oluşuverdi!

Devam!

İklim değişikliği nedir, bireyler ve tüketiciler olarak nasıl iklim değişikliği ile çevre tahribatına sebep oluyoruz, ne tür önlemler alınabilir, yerel seçim öncesi yerel yönetimlerden nasıl taleplerimiz olabilir tartıştık.

Sonuç olarak; Çankaya Belediyesi ile iletişime geçip geniş katılımlı bir sempozyum düzenlenmesini teklif etmeye karar verdik. Ankara’nın çevre ve iklim krizinden nasıl etkilendiğini/etkileneceğini derinlemesine tartışabilmek ve gerçek çözümlerin neler olabileceğini belirleyebilmek için yapılacak bu sempozyuma pek çok farklı kişinin katılması gerektiği ve en önemlisinin de bu beyin fırtınasına toplumun ilgisini çekmek olduğu konusunda hemfikirdik. Bu sempozyumda hem makro hem mikro ölçekte yapılabileceklerin tartışılmasını ve çözüm odaklı olunmasını hayal ediyoruz. Örneğin, Paris Anlaşması’nı Türkiye’nin onaylaması ve uygulaması gerekli ama şuan için askıda. Bu elimizi kolumuzu bağlamalı mı? Hayır. Çünkü hala bireysel tercihlerimizde yapacağımız değişimle, çevre tahribatı ve iklim değişikliği ile mücadele edebileceğimiz konular kesinlikle var. Biz daha çok yapabileceklerimizle ilgileniyoruz. Devamı zaten gelecektir!

Buradan okuyup sempozyum onerimizi Belediye yönetimine çıtlatmaya başlayan olursa çok seviniriz elbetteJ

Ayrıca, şimdilik sadece Çankaya Belediyesi Belediye Başkan adaylarına gönderilmek üzere (ama bence bu belediyelerin sayısı artacak) açık bir mektup hazırlayacağız. Mektupla, bütün enerji ihtiyacını Güneş enerjisinden karşılayacak yeni bir rekreasyon alanı olarak Güneş Park’ın kurulmasını ve içinde pek çok faaliyet yapılabilecek –en önemlisi çocuk ve gençlerin farkındalığının artırılacağı- İklim Okulu oluşturulmasını ve Çankaya Belediyesi’nden çevre ve iklim krizine önlem olarak uygulayabileceği bir dizi somut eylem talep edeceğiz.

Biz hayal etmeye ve herkesi kapsayacak şekilde çabalamaya devam edeceğiz! Bize katılmak isteyen herkesi aramızda görmek için sabırsızlanıyoruz!

 

 

 

Birim Mor

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.