Bismark, “Politika, mümkün olabilecekler sanatıdır” der. Oysa, iklim olumsuzluklarını yok etmekte engeller çok fazla…
Olumlu değişim için elektrikli otolardan yeni nesil aküye, lazer cihazlardan rüzgar enerjisine her türden “Endüstri 4.0” türü yeni araç- gereçler ve yarı iletkenler gerekiyor. Bunun için de global arz zincirinin tıkır tıkır işlemesi gerek…
Oysa bu zincirin doğası ve kapsamı çoktan değişti.
Son bir yıl içinde, dünya genelinde 140 ürün için ticari kısıtlama kararı alındı. Ülkeler artık “az olanı” el altında tutuyor. Kendi kendine yeterlilik ve jeo-politik kaygılar ön planda.
Otomobil firmaları yarı iletken bulamadığından ülke değiştirme telaşında. Bir ilaç üreticisinin ortalama 5000 tedarikçisi varsa yarısı “gardını almış boksör” konumunda ürün tedariğini geciktiriyorlar.
Çin’in ‘özgüven zehirlenmesi’
180 nadir metalde bir dünya tekeli olan Çin “Çift Döngü İlkesi”ni uygulamaya başladı, bunun anlamı “Önce kendi ihtiyacımı karşılayacağım!”dır. ABD, Şubat ayında 100 günlük bir arz güvenliği seferberliği ilan etti. AB, yaşamsal ürünlerin üretiminde yeni bir bir destekleme programı yürütüyor.
Ama Çin, hammadde tekeli nedeniyle ürün üretimi konusunda çok önde…
Tam bir “kibir/özgüven zehirlenmesi” (hubris hali) yaşayan Çin, hem AB, hem de ABD‘yi çok yakında dize getireceğine inanıyor. Uluslarararası kurallara uymadan da yol alacağına inancı tam. Çok taraflı işbirliği ve “demokratik değerler” bu ülke için beyhude kavramlar.
İşin bir de insan hakları boyutu var: Demokratik Kongo Cumhuriyeti bir kobalt zengini. Bu maden, yarı iletkenlerin üretiminde hayati. Bu ülkedeki madeni Çin, ‘’kaçakçılık sektörü’’ ile çıkarıyor. Çocuk işçi ve mahkum kullanan sektörün en büyük müşterisi ise Apple ve Tesla. Onlara sorulduğunda “Bu işin denetimi bize ait değil” diyerek yap çiziyorlar, buna “Hulahup Çemberi Kıvırtması” adı veriliyor.
Emisyonun yüzde 40’ı yatırım gerekmeden önlenebilir
Benzeri bir çıkmaz olay metan gazı salımında yaşanıyor. Hayvansal atıklar, kömür yatakları, petrol boru hattı sızdırmaları, pirinç yetiştiriciliği… Bunların hemen hepsi metan gazı emisyonu yaratıyor. Metan gazı emisyonunun yüzde 60‘ı insan faaliyetinin ürünü. Dr. Fatih Birol‘un başkanlığında çok farklı ve iyi işler çıkaran merkezi Paris’teki Uluslararası Enerji Ajansı, bu emisyonun yüzde 40’ının bir yatırım gerektirmeden önlenebileceğini belgeliyor.
Bütün bunlar, önümüzdeki 60 ayın iyileştirilmiş bir uluslararası işbirliğinden çok, jeo-stratejik kaygılar ve dünyaya egemen olma tasası ışığında şekilleneceğini gösteriyor. Önlemek kuşkusuz mümkün, ama bunun dünya ailesine “sağduyu” gerek, o da ufukta pek görünmüyor.
İnsani ve insan için adımlar çok zor atılıyor ve en azından zaman gerektiriyor.
İspanyol diktatör Franko, İspanya’yı 39 yıl astı / kesti / yok etti. Ama iktidardan indirildikten sonra aynı Franko’nun heykellerinin yıkılması için tam tamına 46 yıl gerekti. Sonuncu Franko heykeli, ancak 2021 Şubat’ında imha edildi.
‘’Uzun İnce Bir Yoldayım / Gidiyorum Gündüz Gece” diyen Aşık Veysel’e hak vermemek mümkün mü ?