İklim KriziManşet

İklim Şurası kararları sessiz sedasız açıklandı

0

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Konya’da 21-25 Şubat’ta düzenlenen İklim Şurası’nın Sonuç Bildirgesi dün yayımlandı.

21 Haziran’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılacağı gösterişli bir törenle açıklanması planlanan bildirge dün sessiz sedasız yayımlandı.

2022 İklim Şurası, Emisyon Ticaret Sistemi ve Adil Geçiş

Bildirgede alınan kararlar enerji, ulaştırma, sanayi, tarım, arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık (AKAKDO), atık, bina, bilim ve teknoloji gibi başlıklar altında sıralandı. Bakanlık tarafından sonuç bildirgesi şu sözlerle duyuruldu:

“İklim Şurası’nda, 3 ay süren yoğun çalışmalar sonucu iklim değişikliğiyle mücadelede 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda 217 yeni karar alındı.”

İklim Şurası Politika Tavsiye Kararları’na şerh: Neden hayır oyu verdim?

İklim Uyumlu Şehirler, İklim Dostu Tarım, Kuraklık Eylem Planı, Çevreci ve Temiz Ulaşım Ağı, Yeşil Enerji, Yeşil Ekonomi ve İklim Eğitimi, alınan kararların öne çıkan başlıkları arasında bulunuyor.

217 kararın 76’sını ulaştırma, sanayi, tarım, yutak alanlar, atıkların azaltılması; 34’ünü bilim ve teknoloji; 21’ini yeşil finansman ve karbon fiyatlama; 20’sini iklim değişikliğine uyum; 24’ünü yerel yönetimler; 42’sini de sağlık, eğitim, adil geçiş, iklim adaleti ve iklim göçü oluşturuyor.

CHP’li Gök’ten İklim Şurası önergesi: Fosil yakıttan çıkışı öncelemeyen yol haritasıyla iklim krizi nasıl aşılacak?

Bakanlıkça, alınan kararların Türkiye’nin iklim değişikliği konusundaki taahhütlerini hukuki zeminde güçlendirecek “İklim Kanunu”nun hazırlanmasında da önemli bir referans kaynağı olma özelliği taşıdığı belirtiliyor.

İklim Şurası’nın en çok eleştirildiği konulardan bazıları nükleer, kömür ve doğal gaza ilişkin yaklaşımlardı. Paris İklim Anlaşması’nın imzacısı olan Türkiye’nin kömürden çıkışa dair adım atmanın ötesinde kömür kaynaklı enerji ve nükleer enerji konusunda ısrarı ayrıca bir eleştiri konusu.

İklim Şurası hayal kırıklığıyla sona erdi: Katılımcılık sağlanamadı, fosil yakıta devam

Ayrıca kömürden elektirik üretiminden çıkış yerine karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojilerine odaklanılarak emisyonun düşürülmesi için arz güvenliği, makro ekonomik ve sosyal etkileri içeren çalışmalar yapılması gerektiği belirtiliyor.

Kömürden çıkışa ilişkin ise Adil Geçiş başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor:

“Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi, ülkenin tabi olacağı uluslararası düzenlemeler bağlamında geçişe konu olacak sektörler tedarik zincirleri de gözetilerek belirlenmeli; kömür madenciliği ve kömüre bağlı elektrik üretim sektörü, tarım ve sınırda karbon düzenlemesi açısından önceliklendirilmiş 5 sektör olan çimento, elektrik, gübre, demir- çelik ve alüminyum gibi sektörler başta olmak üzere sürdürülebilir, adil ve eşitlikçi bir geçiş için etki değerlendirmesi çalışmaları yapılmalı, destek mekanizmaları bu kapsamda yapılandırılarak geliştirilmelidir.

‘Nükleer ve doğal gaz üretim faaliyetleri artırılmalı’

Sonuç Bildirgesi’nde nükleer ve doğal gaz üretim faaliyetlerinin artırılması gerektiği belirtiliyor:

  • 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefleri doğrultusunda kaynak çeşitliliği ve enerji arz güvenliği perspektifinden emisyon azaltıcı alternatif yakıtlardan (doğalgaz, nükleer vb.) elektrik üretiminin artırılması değerlendirilmelidir.

Bununla birlikte doğalgaz ve nükleer emisyon azaltıcı alternatif yakıtlar arasında sayılıyor.

‘Yeni nesil küçük modüler reaktör teknolojileri’

Bildirgede nükleer enerjiye dair “yeni nesil küçük modüler reaktör teknolojileri”eden bahsediliyor:

“Temiz ve güvenli nükleer enerji teknolojilerinde çığır açıcı yaklaşımlardan olan yeni nesil küçük modüler reaktör teknolojiler geliştirilmeli; küçük modüler reaktörlerin yenilenebilir enerji kaynakları ile entegrasyonu; elektriğin yanında diğer faydalı çıktıları (ısı, temiz su, hidrojen, alternatif yakıtlar vb.) üretebilecek entegre sistem teknolojilerinin ve nükleer atık yönetim teknolojilerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.”

Öte yandan enerji başlığı altında 2053 Ner Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda Uzun Dönemli Enerji Planı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı öncesine kadar
hazırlanması gerektiği ifade ediliyor. Söz konusu konferans Kasım’da Mısır’da gerçekleştirilecek.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı

Yenilenebilir enerji kaynaklarının en üst düzeyde kullanımının sağlanmasına vurgu yapılan bildirgede, daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesinin sisteme entegrasyonun sağlanması için çalışmalar yapılması gerektiği bildiriliyor.

Enerji ve emisyon azaltımına ilişkin olarak önce çıkan maddeler şöyle:

  • Tüm sektörlerde enerji verimliliği uygulamaları ve destekleri yaygınlaştırılmalı, termik santral ve endüstriyel işletme kaynaklı atık ısı potansiyelinden etkin şekilde yararlanabilmek için ilgili ısı mevzuatı geliştirilmeli ve teşvikler tanımlanmalıdır.
  • Emisyon azaltımına yönelik enerji sektörü dönüşümünün geçiş sürecinde doğalgaz arama ve üretim faaliyetleri artırılmalı, ulusal ve uluslararası iletim altyapısı geliştirilmelidir.
  • 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda Ulusal Enerji Verimliliği 2030 Vizyonu ve Stratejisi 2022 yılı sonuna kadar, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2024-2030) 2023 yılı ortasına kadar hazırlanmalıdır.
  • Yeşil hidrojeni önceliklendiren Hidrojen Stratejisi ve Yol Haritası 2022 yılı sonuna kadar hazırlanmalıdır.
    Isıtma ve soğutmada emisyon azaltımı için ısı pompası, bölgesel ısıtma (jeotermal, biyokütle vb.) ve güneş kollektörlü ısıtma uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.

Karbon fiyatlandırma ve emisyon ticaret sistemine ilişkin ise şu maddelere yer verildi:

  • Avrupa Birliği tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasının (SKDM) takvimi göz önünde bulundurularak, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) pilot uygulaması 2024 yılında başlamalı, pilot uygulama dönemi en az 1 yıl olarak tasarlanmalıdır. 
  • Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) uygulamaları göz önünde bulundurularak ve mevcut vergiler yeniden değerlendirilerek ilgili vergilerin karbon vergisine dönüştürülmesi konusu ele alınmalı, vergi tutarının belirlenmesi amacıyla ekonomik, sosyal ve mali analizler yapmak suretiyle, kurumlar/kuruluşlar arası kurulacak ortak bir sistem ile ulusal koşullara uygun yol haritası 2025 yılına kadar oluşturulmalıdır. Çifte karbon fiyatlandırmalarından kaçınılması için gerekli önlemler alınmalıdır. 
  • Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında elde edilecek ihale gelirlerinin tamamı Ulusal Katkı Beyanı gözetilerek ve yeşil kalkınma hedefi doğrultusunda düşük karbonlu ekonomiye adil geçişi de güvence altına alacak şekilde kullanılmalıdır. Bahse konu gelirlerin en az %50’si, reel sektörün yeşil dönüşümünü hedefleyen başta modernizasyon ve inovasyon odaklı faaliyetler olmak üzere sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik faaliyetlerinin desteklenmesine aktarılmalıdır. 
  • Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında denkleştirme kullanımı için denkleştirme mevzuatı, Paris İklim Anlaşması 6. Madde, gönüllü sertifika uygulamaları, diğer ülkelerdeki ulusal denkleştirme uygulamaları ve ulusal gönüllü piyasa koşulları dikkate alınarak 2024 yılına kadar kurgulanmalıdır. 
  • İçme ve kullanma suyu şebekesi iletim ve dağıtım hatlarındaki kayıp ve kaçak oranı ortalaması 2030 yılına kadar %25 seviyesine indirilmelidir. 
  • Tarım ve sanayi başta olmak üzere sektörlerde suyun verimli kullanılması sağlanmalı, drenaj suları ve arıtılmış atıksular gibi kullanılmış suların yeniden kullanım oranı 2030 yılında %15’e çıkarılmalıdır. 

Ne olmuştu?

İklim Şurası komisyon toplantılarına katılan uzmanlar fosil yakıt kullanımı sınırlandırılmadan iklim hedefine ulaşılamayacağı yönünde uyarılar yapmıştı. Ancak sonuç bildirgesinde yine nükleere, doğal gaza ve kömüre destek veren kararlara yer verildi.

Şubat’ta gerçekleştirilen şura süresince sera gazı azaltımına yönelik alınan kararlarda, elektrik üretiminde kömürden çıkışın bildirgede yer almaması ve doğal gaz ile  nükleer kaynakların payının artırılması, eleştirileri de beraberinde getirmişti.

Sivil toplum ve düşünce kuruluşları, komisyonlarda katılımcı bir süreçle alınan politika önceliklerinin, Şura sonucunda ortaya çıkan tavsiye kararlarına yansımadığını ve komisyonlar üzerinden iletilmeyen yeni kararların da son metne eklendiğini belirtmişti. 

Doğalgaz aramalarının artırılması hiçbir şekilde komisyonlarda görüşülmezken, Şura’nın nihai tavsiye kararlarında yer almıştı. 

Komisyon başkanları tarafından, katılımcılarla üzerinde uzlaşılan maddelere son gün ekleme yapılmayacağı veya üzerinde oynayamayacağı garantisi verilmiş, sadece önceliklendirme yapılacağı belirtilmişti. Ancak kararlar, bunun aksi yönünde. Komisyonlarda yer alan iklim uzmanları yaşadıkları hayal kırıklığını şöyle ifade etmişlerdi:

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi,  İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, İklim Şurası’nın  sunulan önemli politika önerilerine rağmen, kömürden çıkış konusunda yanlış bir tutum alması ve doğal gaz ile nükleer gibi yanlış çözümleri ön plana çıkaran kararlar nedeniyle başarısız olduğunu bildirmişti.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Direktörü Bengisu Özenç de İklim Şurası’nın Türkiye’nin uzun dönemli iklim politikalarına yön vermesini bekledikleri ve bu anlamda da önemsedikleri bir mekanizma olmasına rağmen alınan kararların yarattığı hayal kırıklığını dile getirmişti. 

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu da İklim Şurası’nın Türkiye’nin iklim politikasının 1.5 derece hedefi ile uyumlu hale getirilmesi için çok önemli bir fırsat sunduğunu ancak bu fırsatın değerlendirilmediğini kaydetmişti: 

“Son anda kömürden çıkışın kararlardan çıkarılması, doğalgaz ve nükleerin kararlara dahil edilmesi ülkemiz açısından yenilenebilir enerji dönüşümünde tarihi bir fırsatın kaçırılmasına yol açacak bir tercih olarak şekillendi.”

Sivil toplum kuruluşları da İklim Şurası kararlarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek eleştiriler sunmuştu. Kömürden elektrik üreten yeni termik santralların kurulmaması; kömür madeni açma ve maden genişletme faaliyetlerinin durdurulması istenirken bu yönde herhangi bir karar alınmadı. Kömür başta olmak üzere fosil yakıtların teşvikinin sonlanması talep edilmişti; karşılanmadı. 

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.