Bakü’de süren BM İklim Zirvesi (COP29) kapsamında Türkiye “2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi” belgesini Birleşmiş Milletler‘le paylaştı.
Strateji belgesi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar “kalkınma önceliklerinden taviz vermeden” “net sıfır” hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyor. Belgede “en kirli fosil yakıt” olarak tanımlanan kömürden çıkışa dair bir plan yine yer almıyor.
Daha önce önümüzdeki 14 yıla kadar emisyonlarını artırmaya devam etme ve en geç 2038’den sonra azaltma planını açıklayan Türkiye’nin hedefleri 2053 İklim Stratejisi belgesinde de yineleniyor.
Nükleere vurgu
Resmi verilere göre 2022’de Türkiye’nin sera gazı salımlarının yüzde 70’inden fazlası fosil yakıta bağımlı enerji sektöründen kaynaklanıyor.
Belgede, 2053 yılında nüfus artışı ve ekonomik büyümeye paralel olarak ülkenin enerji talebinin bugüne göre yaklaşık dört katına çıkarak 1,271 TWh’ı aşacağı öngörülüyor. Bunun yüzde 69,1’inin yenilebilir enerji kaynaklarından karşılanması planlanıyor.
Eylül 2024 itibarıyla Türkiye’nin enerji üretiminde yenilenebilirlerin payı yüzde 57.
Türkiye, güneş ve rüzgarın yanında hidroelektrik, jeotermal ve nükleeri yenilebilir enerji kaynakları olarak sınıflandırıyor.
Bu kapsamda bu yılın sonlarında devreye girmesi planlanan Akkuyu Nükleer Santrali tam kapasite çalıştığında Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacağı ve sera gazı emisyonlarını yıllık 30 milyon ton azaltacağı tahmini yapılıyor. Buna ek olarak 2035 yılında nükleer kapasitesinin 7.2 GW’a yükseltilme hedefi paylaşılıyor.
Kömürden çıkış yok
Stateji belgesine göre, Türkiye’nin bu hedefleri gerçekleştirmek için 2035’e kadar yenilenebilir enerjiye 59 milyar dolar, enerji depolamaya 2,5 milyar dolar ve enerji verimliliğine 2030’a kadar 20,2 milyar dolar yatırım yapması planlanıyor.
Ancak belgede en kirli fosil yakıtlardan olan ve Türkiye’nin yeni ocaklar ve santraller yoluyla üretimine hızla devam ettiği kömürden çıkış konusunda herhangi bir ibare yer almıyor.
Çok sayıda iklim örgütü COP29 öncesinde yaptığı ortak açıklamada, Türkiye’nin güçlü iklim hedeflerine ulaşması için “acilen yeni kömürlü termik santral yapmama ” kararı alması ve kademeli olarak kömürden çıkışı planlaması çağrısında bulunmuştu.
[COP29] İklim STK’leri Türkiye’nin kömürden çıkış planlamasını talep ediyor
STÖ’ler bu kararın bu karar Türkiye’nin uluslararası yatırım ve desteklere ulaşmasını kolaylaştıracağını, COP29 müzakerelerinde, iddialı bir iklim hedefi belirleyen ülkelerin iklim finansmanında önceliklendirilmesinin gündeme geleceğini belirtmişti.
Belgede, imalattan tarıma, ulaşımdan binalara ve atık yönetimine kadar farklı alanlarda ne tür dönüşümler yaşanacağına dair bazı ipuçları da bulunuyor. Örneğin, demir ve çelik sektörü salımlarının 2053’e kadar kademeli olarak yüzde 99, gübre sektörü için yüzde 100, çimento için yüzde 93, alüminyum için yüzde 75 azaltım bu hedef yüzde 100; çimento için yüzde 93; alüminyum içinse yüzde 75 azaltım hedefleri veriliyor. Ancak diğer başlıklarda net hedefler bulunmuyor.
Türkiye, Eylül 2021’de 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefini açıklamış ve aynı yıl Kasım ayında Paris Anlaşmasına taraf olmuştu.
Akdeniz ülkeleri bir araya geliyor
Türkiye’nin COP29’da Akdeniz ülkelerinin yenilenebilir enerji kapasitelerini ortaya çıkarmayı amaçlayan bir oluşuma katılması da bekleniyor. TeraMed adlı girişim Akdeniz çevresinde kurulu yenilenebilir enerji kapasitesini 1 TW’a çıkarmayı hedefliyor.
Akdeniz’in küresel ısınmanın en hızlı gerçekleştiği havzaların başında geliyor.
İklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen ancak bunda en az pay sahibi olan en az gelişmiş ülkeler ve küçük ada ülkeleriyle birlikte “Kırılgan ülkeler” statüsünde değerlendirilmeyi talep eden Türkiye, bir Akdeniz ülkesi olarak iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerden biri olduğunu savunuyor. Bu nedenle de geçen yılki COP28‘de ‘Kayıp ve Zarar Fonu‘ndan yararlanmak istemişti.
Ancak Türkiye en çok emisyon salan ülkeler arasında dünyada 20’nci sırada yer alıyor.