Fotoğraf: Damien TUPINIER / Unsplash
Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan son zamanlarda yaşanan toplu arı ölümlerinin en önemli nedeninin iklim değişikliği olduğunu, ilaçların etkisiz kalması ve tarım zehirlerinin bilinçsizce kullanılmasının da bu durumu kötüleştirdiğini söyledi.
Kış mevsiminde sıcaklığın 13-14 dereceye indiğinde arıların kış uykusuna benzer ‘kış salkımı’ denilen fizyolojik bir mekanizmaya girdiklerini anlatan Yarsan şunları söyledi:
“Çok az bir besinle kış dönemini geçirirler ama çevre sıcaklığının bu derecelerin üzerine doğru yükselmesi, 15-16 derecelere yükselmesi -ki son zamanlarda özellikle son birkaç yıldır bu şekilde-arıların sanki bahar gelmiş gibi kovandan dışarı çıkmasına ve fizyolojik faaliyetlerine başlamasına yol açar.Özellikle bahar döneminde olacak şekilde birtakım problemlerin ya da toplu arı ölümlerinin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olur.”
Toplu arı ölümlerinin sadece hava sıcaklıklarındaki düşüş ya da yükselmeye bağlı olmadığını, aynı zamanda deprem, sel, yangın gibi olaylarla da oluşabileceğini kaydeden Prof. Dr. Yarsan, “Aşırı yağış alınması durumunda da yine arılarda sindirim kanalında yerleşmiş olan ‘nosema’ adını verdiğimiz bir hastalığın daha fazla ortaya çıkmasına yol açar. Nosema özellikle bağışıklık sistemini etkiler, arının ve buna bağlı olarak da yine arıda hem öldürücü nitelikte hem de aynı şekilde koloninin zayıflaması niteliğindeki etkiler şekillenecektir” dedi.
Toplu arı ölümlerine neden olan bir diğer etkenin pestisitler olduğuna dikkat çeken Yarsan, hayvanların kullanılan antibiyotik türevi ilaçlara karşı direnç geliştirdiğine dikkat çekti:
“Ruhsatlı olan bir ilacın yüzde 69 oranında dirençli olduğunu tespit ettik. 100 etken varsa, kullandığınız ilaç bunların yaklaşık yüzde 70’inde etkisiz olacak, diğerlerinde etkili olacak. Dolayısıyla kullandığınız zaman, ilacın etkisiz olma durumu da beraberinde gelecek. Bu durum illere göre, değişkenlik gösterdi. Bazı illerimizde bu yüzde 50’lerdeydi ama bazı illerimizde ise örneğin yüzde 90’ın üzerinde dirençlilik tespit ettik.”
Birçok bitki, çoğalmak için arılar gibi polen taşıyıcılarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı, yabani bitkilerin yaklaşık yüzde 90’nın ve başlıca mahsullerin yüzde 75’inin hayvanların gerçekleştirdiği polenleşmeye bağlı olduğunu söylüyor. Arılar bunun büyük kısmını üstleniyor.
Avrupa ve Amerika’da da bombus arısı tespit etme ihtimali geçen yüzyıldan bu yana yüzde 30’dan fazla azalmış durumda.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…