İnsanlık tarihi boyunca, insan menfaatine küçük ya da büyük her bilimsel gelişme için mutlaka bir bedel ödenmesi gerekti. Peki bu bedeli kim ödeyecek?
[Hayvan Deneyleri] yazı dizisinde bu sorunun cevabını hep birlikte bulmaya çalışacağız
***
“Silver Spring maymunlarını kurtarmak için yapılan politik kampanya, Amerika Birleşik Devletleri’nde ‘Hayvan Hakları Hareketi’ni doğurdu”
Oliver Stone
People for the Ethical Treatment of Animals (PeTA), uluslararası çapta çalışmalar yapan dünyadaki en büyük hayvan hakları örgütü olarak kabul edilir. Endüstriyel hayvancılık, hayvan deneyleri, kara ve su sirkleri, hayvanat bahçeleri, kürk ve deri endüstrisi gibi konularda sayısız kampanyaya imza atan örgüt, 1980 yılında Ingrid Newkirk ve üniversite öğrencisi Alex Pacheco tarafından kuruldu.
Newkirk ve Pacheco, davranış bilimci Edward Taub’un Silver Spring-Maryland’deki IBR (Institute for Behavioral Research) adlı laboratuvarda, makak maymunları üzerinde bazı deneyler yaptığını öğrendiler. Devletin de fon verdiği bu araştırmanın konusu: “somatosensoryal deafferentasyon”du, yani; merkezi sinir sistemine iletimin kesilmesi ve ortaya çıkan ağrılar. Hayvanlarda bu etkinin yaratılması için, bazı uzuvları -genellikle de ön ayaklardan biri ya da parmaklar- kesilerek iletim durduruluyordu. Düşündüler ve içeride tam olarak ne olduğunu öğrenmenin tek yolunun içeriye girmek olduğuna karar verdiler.
Pacheco, 1981 yılının Mayıs ayında IBR’ye iş başvurusu yaptı ve kısa bir süre sonra mülakata çağırıldı. Bizzat yaptığı mülakatta Taub, ona maaş ödemesi yapamayacaklarını ancak isterse gönüllü çalışabileceğini söyledi ve Pacheco hemen kabul etti.
Pacheco, orada çalıştığı süre içinde ne içeride olanları eleştirdi ne de yapılan çalışmaları sorguladı. 4 ay boyunca kamerasıyla IBR içinde sayısız kayıt yaptı. Sanıyorum bir hayvan hakları savunucusu için bu, katlanılması ve tamamlanması en zor görevdir…
Deneylerde kullanılan 17 hayvandan 12’si, deneye hazırlık için cerrahi operasyonla kasten sakat bırakılmıştı. Doğru düzgün temizlenmeyen ve rahatça hareket edemedikleri küçücük kafeslerde pislik içinde yaşıyorlar, kullanmaları engellenen uzuvlarını kullanmaya çalışmaları için korkunç işkenceler yapılıyordu; yemek ve sudan mahrum bırakılıyor ya da buzdolabından dönüştürülmüş bir kabine sokularak elektrik veriliyordu. Bu işkencelerden ötürü çoğu nevrotikti. Birçoğunun derilerinde yırtıklar, paslanmış ve pürüzlü kafes çubuklarından dolayı parmaklarında eksikler vardı.
Ağustos ayının sonunda, kayıtları gönderdikleri beş uzmandan resmi rapor aldılar, bu uzmanların üçü tanınmış primatologlar Geza Teleki, John McCardle ve Ronnie Hawkins, diğeri veteriner hekim Michael Fox ve diğer uzman da 16 yıl boyunca ABD Hava Kuvvetleri laboratuvarlarında çalışmış askeri fizyolog-psikolog Donald Barnes idi. Hepsinin ortak fikri, hayvanların bir kâbusu yaşadıklarıydı. Uzman beyanlarını da ekleyerek, kayıtları Maryland Eyalet Savcısı ve Montgomery Polis Departmanı’na götürdüler. Ve 11 Ekim günü, ABD topraklarında ilk defa bir düzine polis bir araştırma laboratuvarına baskın düzenledi.
Baskında el konulan 17 maymun, Dr. Teleki’nin gözetiminde Montgomery Barınağı’nın çalışanı Lori Lehner’in evinin bodrumunda onlara ayrılan kısma alındı. Ve akşam haberlerinde ABD vatandaşları maymunların korkunç durumunu öğrenirken, Taub da hayvanların kendisine iadesi için yargıç David Cahoon’a bilim çevreleri tarafından baskı yaptırmakla meşguldü. Ve başardı da: Cahoon ertesi gün hayvanların Taub’a iade edilmesi talimatını verdi.
Fakat bir sorun vardı: ertesi sabah polis Lehner’in evine gittiğinde ortada tek bir maymun dahi yoktu! Lehner, o gece bir telefon alıp geceyi dışarıda geçirmişti ve maymunların nerede olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Delil yetersizliği nedeniyle ertesi gün serbest bırakıldı.
Maryland Savcısının 119 ayrı suçlama yönelttiği Taub, çıkarıldığı ilk mahkemede bu suçların 113’ünden beraat ederek sadece 6’sından suçlu bulundu, buna yaptığı itiraz sonucu kalan 6 suçlamadan 5’i daha düştü. Kalan tek suçlama, kemik iltihabı nedeniyle ön ayağı ampute edilen bir maymunla ilgiliydi ve mahkeme bu son suçlamayı da federal fonla yürütülen bir çalışmaya ceza vermenin otoriteyi sarsacağı gerekçesiyle düşürdü ve Ağustos 1983’te dava kapandı.
Dava kapandıktan sonraki 3 yıl boyunca protestolar devam etti. Lehner’in bodrumundan kaybolan maymunlar, PeTA’nın polisle yaptığı “Taub’a geri vermeme” şartlı anlaşmasının ardından geri getirilmişlerdi fakat yargıç onları IBR’ye geri gönderdi. Geri gönderildikleri hafta içinde, içlerinden biri kalp krizinden öldü diğeri de IBR’de yapılan uygulamalar nedeniyle felç oldu ve uyutuldu. Haziran 1986’da Silver Spring cehenneminde bir şekilde hayatta kalan 15 maymun Delta Regional Primate Research Center’a gönderildiler. Üç yıl sonra, aralarından beşi San Diego Hayvanat Bahçesi’ne gönderilmiş ve ikisi de orada ölmüştü. Kalan 7 maymun, 1990’larda yapılan çeşitli deneylerde kullanıldı ve öldürüldüler.
Geriye sadece biri kalmıştı: Sarah. Bir günlükten itibaren kafesinde yalnız yaşamış ve Pacheco IBR’de çalışmaya başladığında 8 yaşında olan Sarah’ya ne olduğu ise hiçbir zaman bilinemedi…
PeTA’nın “Silver Spring Monkeys” Videosu:
Kaynaklar:
- Blum, The Monkey Wars
D.R. Liddick, Eco-Terrorism
- Phelps, The Longest Struggle: Animal Advocacy from Phythagoras to PeTA
C.J. Sherry, Animal Rights: A Reference Handbook
Yağmur Özgür Güven