Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, köpeklerin özgürlüğü ve yaşam hakkını tehdit eden tecrit ve katliam yasasını halkın gözünde meşrulaştırmak için yapılan “doğal yaşam alanı, modern ve butik barınak” güzellemelerine Barınak Gerçekleri serisiyle tepki gösterdi.
Hayvanlar için ölüm kamplarına dönen barınakların hali, aktivistlerin #BarınaklarÖlümKampı ve #BarınakGerçekleri etiketleriyle paylaştığı fotoğraf ve videolarla gözler önüne serildi.
Barınak Gerçekleri etiketiyle Gaziantep, Kocaeli, Ankara, Afyon ve diğer birçok şehirden barınak görüntüleri paylaşıldı.
20 yıldır yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince geçici bakım ve rehabilitasyon hizmeti sunması gereken barınaklardaki durumu anlatan inisiyatif, “Kanunun öngördüğü şekilde hayvanları tedavi edip kısırlaştırıp aşılama yapmayanlar, 1300 belediyenin 1100’ünde geçici bakım evi kurmayanlar, şimdi onları acı ve pislik içindeki bu hapishanelere kapatıp öldürmek için yasa çıkarmaya çalışıyor” dedi.
“Türkiye’nin her yerinde barınaklar, esaret ve işkencenin hüküm sürdüğü, usulsüz toplamaların katliamla sonuçlandığı, kapalı kapılar ardında kedilerin ve köpeklerin açlık, susuzluk ve hastalığa terk edildiği, barınak görevlileri ve hayvan düşmanı veteriner hekimeler tarafından eziyet görüp öldürülüğü yerler” diyen inisiyatif, Barınak Gerçekleri ile barınak güzellemelerinin gerçeği yansıtmadığını anlattı.
Aktivistler, “Dev toplama merkezleri açmak için orman alanlarının rant projelerine dönüştürülerek yok edildiği “doğal yaşam alanı” adı altında yeni bir pazarlama tekniği ile sunulan” barınakların köpeklerin açlık, susuzluk, yaralanma ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya bırakılan dev mezarlıklar olduğunu söyledi.
Soruşturma engelleri nedeniyle hayvan hapislerinden ve ölümlerinden sorumlu belediyelerinin bugüne kadar hiçbir ceza almadığına dikkat çeken inisiyatif, Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın bu işkence merkezlerini denetlemesini ve iktidarın da yasal düzenlemelerinde asıl failleri hedef almasını talep ediyor.
Aktivistler, köpeklerin barınaklarda rahatça ve güvenle yaşayacağını düşünenlere, barınaklardaki kayıtsızlığın ‘hayvanları açlığa, susuzluğa, hastalığa, sefalete ve ölüme’ gönderdiğini söyledi. İktidarın etiğe ve hukuka aykırı söylem ve uygulamalarının mahalle sakini köpekleri sokaklarda kurulan ortak yaşam alanlarından koparamayacağını belirten aktivistler, “Çünkü susmuyoruz, korkmuyoruz, dostlarımızı vermiyoruz” dedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…