Editörün Seçtikleriİfade ÖzgürlüğüManşet

Gözaltına alınan gazeteci Nebiye Arı: ‘Basın kartı göster’ ısrarından vazgeçilmemesi yorucu bir süreç

0

Ankara’ya eylem yapmak için giden ‘Barınamıyoruz Hareketi’nin durdurulan araçları içinde gözaltına alınan isimlerden biri olan gazeteci Nebiye Arı yaşadıklarını Yeşil Gazete‘ye anlattı.

Bağımsız gazeteci olarak çalışan Nebiye Arı, birlikte çalıştığı çalışma arkadaşı Işık ile Ankara’ya girişleri sırasında gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan bir diğer gazeteci ise Artı Gerçek muhabiri Yağmur Kaya‘ydı.

‘Siz kimsiniz, niye çekiyorsunuz?’

“Sosyal medyadan ‘Barınamayanlar Hareketi’nin Ankara’ya gideceğini görmem üzerine onlarla birlikte çıkıp yolculuklarını da çekmek istedim” diyen gazeteci Arı, polislerin ilk başta kendilerinden kimlik kartı görmek istediklerini şöyle anlattı:

Daha Ankara’ya girmeden bir otobanın kenarında trafik polisi bizi durdurdu. Bir şey yokmuş gibi davrandılar. Bize eskortluk edeceklerini söylediler. Sonra bizi çevik kuvvetin olduğu yere götürdüler. Buradan ileriye devam edemeyeceğimiz söylendi.

Arkadaşlar otobüslerden indiler. Onlar inince biz de onları çekmek için indik. Grubun içinden değil de daha çok kenardan çekmeye çalıştık. Orada müzakere süreçleri, tartışmalar yaşandı.

Arkadaşların gitmeyeceklerini söylemeleri üzerine polis onları gözaltına aldı. Biz de o sırada çekim yapmaya devam ediyorduk. Orada polisin biri bizi kenara çekti ve kimlik sordu, siz kimsiniz neyi çekiyorsunuz diye. Yağmur Kaya kendi kimliğini gösterdi. Ben de eski bir kartımı gösterdim. ‘Tamam’ dediler.”

Arı, bağımsız çalıştığı ve Youtube kanalına içerik yaptığı için kurum kartı olmadığını, zaten Cumhurbaşkanlığının da bağımsız ya da freelance çalışan gazetecilere yönelik herhangi bir kart verme durumunun da olmadığını ekledi.

‘Madem aynı otobüsle geldiniz. Siz de aynı yere gidiyorsunuz’

Ayrı ayrı başka polislerin de kendilerine gazeteci olup olmadıklarını sorduklarını söyleyen Nebiye Arı, eyleme giden öğrencilerle birlikte aynı otobüste oldukları için polisin kendilerini de gözaltına aldığını anlattı:

Bir süre sonra eyleme gitmek isteyen arkadaşların yanından bizi uzaklaştırdılar. Bizi zorla polis kordonunun dışarısına çıkardılar. Hatta içeride ne oluyor diye baktığımızda polis bakmamıza bile izin vermedi.

Sonra polisin olduğu bölgede bir şeyler yaşandığını gördük. O sırada da Yağmur görüntü almak için telefonunu kaldırdı. Sonra bir polis bizi gördü ve hızlı hızlı sinirli bir şekilde üzerimize yürüdü. Siz kimsiniz, niye çekim yapıyorsunuz diye tekrar kimlik kartı sordu. Yağmur kimliğini gösterdi. Ben bağımsız gazeteci olduğumu söyledim. Zaten çok dinlemedi. Sadece şunu sordu: ‘Siz bunlarla birlikte mi geldiniz?’ Ben de birlikte geldiğimizi söyledim. ‘Madem aynı otobüsle geldiniz. Siz de aynı yere gidiyorsunuz. Sizi gözaltına alıyorum’ dedi. Bende ‘Al bakalım’ dedim. Ona da sinirlendi. Otobüse binerken de ‘Bir de sizinle mi uğraşacağız?’ diye bizi azarladı.”

Eylemcilerin otobüsü gözaltı otobüsüne çevrildi

Geldikleri araçların polis tarafından gözaltı aracına çevrildiğini belirten gazeteci Arı, Barınamayanlar Hareketi’nin avukatlarından biri ve polis arasında geçen bir diyaloğu ise şöyle aktardı:

Barınamayanlar Hareketi’nin avukatlarından bir tanesi ‘Siz o araçları gözaltı aracı olarak kullanamazsınız. Bu arkadaşların geldiği araçlar ve döneceği araçlar bunlar gözaltı aracı olamaz’ dedi. Polisler de şöyle bir cevap verdi: ‘O zaman hepsini indirelim, kelepçeleyelim. İndirip kelepçelemeyi kabul ediyorsanız o zaman bu araçlardan çıkarabiliriz.’ Orada baya bir tartışma sürdü. Sonuç olarak o araçların içinde bekledik.”

‘Bize de aynı suçlamaları yaptılar’

“Otobüslerde bekledik ama sağlık muayenesine girdik, çıktık. Otobüste bekledik. Sonra karakolun önüne çektiler. Sadece ifade vereceğimiz zaman karakola aldılar, onun dışında tamamiyle otobüslerde beklemiş olduk” diyen Arı, bütün gün bekletildikleri gözaltı araçlarında kendilerine su verilmediği, dışarıdan su istemelerine de çok zor müsaade edildiğini belirtti.

Kendilerinin ifadelerde gazeteci olarak ayrılmadıklarını da kaydeden Nebiye Arı, yaşananları şöyle anlattı:

Diğer gruba ne suçlamada bulundularsa bizi de aynı şekilde suçlamışlar. Biz ifademizde olanları anlattık. Bu ayrı bir şey yani bizi hem gazetecilik üzerinden gözaltına alıp hem de onunla ilgili bir suçlama ya da başka bir şey de yapmadılar. Eylemcilerle aynı şekilde değerlendiren bir suçlama hazırlamışlar.”

‘Tüm haber yapma süreçlerinde bu endişeyi yaşıyorum’

Gazetecilerden kart isteniyorsa buna uygun bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizen Nebiye Arı, sözlerine şöyle devam etti:

Yeni medya bu kadar gelişiyorken, yeni yeni bir sürü gazetecilik tarzı oluşuyorken ‘Basın kartı göster’ ısrarından vazgeçilmemesi benim için çok yorucu bir süreç. Tüm haber yapma süreçlerinde bu endişeyi yaşıyorum. Herhangi bir yerde basın olduğumu nasıl ispatlayacağım?

Hatta ben polislere ‘İsterseniz Youtube kanalımı göstereyim’ dedim. Açtım Youtube kanalımı gösterdim. Tabii hiç ilgilenmediler. Gazeteciyim ben, bağımsız freelance çalışıyorum size nasıl ispat edebilirim? Bununla ilgili zaten verilen bir kart yok.

Bizim oradan hiçbir şekilde görüntü almamızı istemediler. Onunla ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorum ama şöyle bir düzende de bizim yaptığımız işin resmi olarak karşılığını gösterememek bu sanki işi meşru değilmiş gibi bir yere çekiyor.”

You may also like

Comments

Comments are closed.