Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Geri Gönderme Merkezleri‘nin (GGM) kapatılması için açık çağrıda bulunarak göçmelerle dayanışma mesajı paylaştı. İnisiyatif tarafından çağrıda bulunan açık mektuba şu ana kadar birçok sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve dernek imza koydu.
Türkiye’de yaşayan göçmenlere yönelik ırkçı tutum ve saldırılara değinilen mektupta bu saldırılan son yıllarda yoğunlaştığına dikkat çekilerek seçim sürecindeki ana akım siyasetin etkileri doğrultusunda göçmen düşmanlığının hızla yükseldiği belirtildi.
Siyasal iktidar ve ana muhalefetin ağız birliği ederek göçmenlerin sınır dışı edilmeleri gerektiğini söylediğine dikkat çekilen çağrıda, “Ana akım siyasete hâkim olan bu ırkçı tutum toplumsal tabanını kolaylıkla oluşturuyor. Göçmenler siyasal iktidarın ve sermayenin dayattığı koşulları en ağır biçimde yaşadıkları halde yoksulluk başta olmak üzere tüm toplumsal sorunlarda günah keçisi ilan ediliyor. Emekçi halk krizin faturasını ödemeye zorlanırken ve işçi sınıfının emeği sömürülürken, göçmen işçiler her geçen gün ağırlaşan insanlık dışı koşullarda, kayıtsız ve daha ucuza çalışırken, bu vaziyetten tek kazanç sağlayan iktidar odağı ve sermaye düzeni oluyor” denildi.
“Son iki aydır göçmenlerin yaşadığı mahallelere yönelik operasyonlarla ve polis saldırılarıyla karşı karşıyayız” denilen açık çağrıda şunlar kaydedildi:
“Kent meydanlarında sıklaştırılan polis kontrollerine denk gelen her göçmenin belgeleri soruluyor, belgesi o sırada yanında olmayanlar ya da eksik olanlar hiçbir hukuki prosedür dikkate alınmaksızın doğrudan Geri Gönderme Merkezlerine gönderiliyor. Üstelik bu işlemler sırasında belgesini ibraz eden bazı göçmenlerin belgelerinin güvenlik görevlileri tarafından imha edildiği bildiriliyor. Faslı turistlerin Suriyeli sanılarak belgelerine bile bakılmadan Suriye‘ye sınır dışı edildiklerini basından öğreniyoruz. Polis kontrollerinde ten renklerinden dolayı kolaylıkla fark edilen Afrikalı göçmenler ise bu sorunu daha derin yaşıyorlar. Belgesi olmayan göçmenler Geri Gönderme Merkezlerine hapsedilmemek için evlerinden çıkamıyor, çalışamıyor, kiralarını ödeyemiyor ve sefalet koşullarında yaşamak zorunda kalıyorlar.”
GGM’lerde ise mevcut kapasitenin çok üzerinde kişi tutulduğuna ve hijyen, beslenme, havalandırmaya çıkarılma gibi en temel ihtiyaçların dahi çok sınırlı bir biçimde karşılandığına dikkat çekiliyor.
Öte yandan GGM görevlileri tarafından çıplak arama, hakaret, darp, tehdit, aşağılama gibi psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılan göçmenlerin, ırkçı saldırıların, işkencenin ve kötü muamelenin her türünün hedefi olduğu da hatırlatılıyor.
Çağrıda göçmen kadınlar ve LGBTİ+’ların mevcut ırkçı cinsiyetçi politikalar nedeniyle hiçbir başvuru mekanizmasına erişemediğine ayrıca dikkat çekiliyor. Açık mektupta şu ifadelere yer veriliyor:
“Erkek şiddetine maruz kaldığı için şikayette bulunmak üzere karakola giden ve önce Geri Gönderme Merkezine gönderilip, sonra insanlık dışı koşulları ifşa ettiği için sürgün edilip ardından gönüllü geri dönüşe zorlanan Sona gibi binlerce göçmen kadın seçeneksiz bırakılarak sömürü, taciz ve şiddet döngüsüne hapsediliyor. Göçmen LGBTİ+’lar nefrete, homofobiye, transfobiye maruz kalıyor ve saldırıya uğrayan tarafta olsalar dahi şikayetçi olduklarında Geri Gönderme Merkezlerine sevk ediliyorlar.”
Göçmenlere yönelik insanlık dışı muamelenin durdurulmasının talep edildiği çağrının devamında ise şu sözler dile getiriliyor:
“Bizler bu ülkede yaşamak isteyen herkesin beraberce yaşaması mümkün diyoruz ve sömürü düzeninin meydana getirdiği sorunların kaynağının göçmenler olmadığını biliyoruz. Siyasal iktidarın ve sermayenin yarattığı koşulların faturası göçmenlere kesilemez. Göçmenlere dayatılan insanlık dışı koşulların derhal son bulması ve göç politikasının temel haklar doğrultusunda bütünüyle değiştirilmesi gerektiği fikrindeyiz.”
“Irkçılığa ve göçmen düşmanlığına karşı acilen harekete geçmeliyiz!” çağrısında bulunan Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi‘nin açık mektubu hala imzaya açık.
Talepler ise şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…