Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy‘un açıklamalarıyla, Formula 1‘in (F1) İstanbul’a geleceği kesinleşti. “2026 yılı itibariyle Formula 1 yarışlarının Türkiye getirmesiyle ilgili kontratlama süreci başlayacak” diyen Ersoy, yarışların şehrin uluslararası alanda tanınırlığını artırma potansiyeline sahip olduğunu belirtti ancak, bu büyük organizasyonun çevresel bir maliyeti büyük.
Açık Radyo‘dan Burcu Biçer‘in aktardığına göre, Formula 1’in çevresel etkisi ve iklim krizi üzerindeki rolü, sporun sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaları kadar önemli. Biçer, Formula 1 organizasyonunun, yıllık 256 bin ton CO2 gibi dev bir karbon ayak izine sahip olduğunu belirtmişti.
Bu emisyonların yaklaşık yüzde 45’i, yarışlar için gereken kara, hava ve deniz taşımacılığından kaynaklanıyor. F1’in 2030’a kadar ‘net sıfır karbon’ hedefi ise, sadece elektrikli araçlar kullanımını değil, aynı zamanda yarışların yüzde 100 sürdürülebilir yakıtlarla gerçekleşmesini de içeriyor.
F1, 2025’e kadar tüm yarışları sürdürülebilir kılmak için Aramco gibi büyük yakıt tedarikçileri ile işbirliği yapıyor. Özellikle, yarış araçlarının şu anda yüzde 10 yenilenebilir etanol ile çalıştığı bilgisi, bu sürecin sadece başlangıcı. Ancak yarışların uluslararası mekânlarda sürekli değişkenlik göstermesi, karbon salımını artıran önemli bir faktör olmaya devam ediyor.
Formula 1, sürdürülebilirlik iddiaları ve gerçekleştirdiği çevresel iyileştirmeler arasındaki uyumsuzluklar nedeniyle “yeşil yıkama” (greenwashing) ile de suçlanıyor. F1’in 2030’a kadar net sıfır karbon hedefi gibi iddiaları, bazı çevre uzmanları tarafından yetersiz ve gerçek dışı olarak değerlendiriliyor.
F1’in geçmişteki sürdürülebilir yakıtlara geçiş süreci ele alındığında, bu geçişin oldukça yavaş ilerlediği görülüyor. Organizasyon, yüzde 100 sürdürülebilir yakıtlar kullanma sözü vermişti ancak, şu anda kullanılan yakıtların yalnızca küçük bir kısmı yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor.
Ayrıca, F1 yarışları düzenlenirken, çok sayıda seyircinin yarışları izlemek için dünyanın dört bir yanından gelmesi ve bu seyahatlerin ayrı bir karbon ayak izi yaratması, organizasyonun çevresel etkisini daha da artırıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…