Cinsiyet Ayrımcılığı, Heteroseksizm ve Eril Şiddetten Rahatsız Erkekler tarafından çağrısı yapılan “Erkeklik ve İktidarla Yüzleşme Atölyesi” 30’a yakın erkeğin katılımıyla yapıldı.
Taksim’de Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda yapılan atölyenin sonunda erkekliği toplumsal olarak tartışılır kılmak için sayıya bakılmaksızın bulunulan her yerde atölyeler organize etme ihtiyacı dile getirildi. Çeşitli eylemler önerilirken, 15 günde toplanma kararı alındı.
Rahatsız Erkekler’in atölye sonunda yazılı olarak yaptıkları değerlendirme:
“Cinsiyet Ayrımcılığından, Heteroseksizmden ve Eril Şiddetten Rahatsız Erkekler olarak çağrısını yaptığımız “Erkeklik ve İktidar İle Yüzleşme Atölyesi”ni 2 Şubat 2013’te gerçekleştirdik. Taksim’de Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda 30’a yakın erkek bunun için bir araya geldi. Üniversite öğrencilerinden asistanlara, editörlerden çevirmenlere, grafikerlere, sanatçılardan siyasetle profesyonelce uğraşanlara farklı kesimlerden ve politik bakış açılarından insanlardık. Yaklaşık dört saat süren atölyenin ardından da bir toplantı ortamı oluşturup pratikte yapabileceklerimiz üzerine üç saate yakın tartıştık.
Hemen hemen tüm katılımcıların söz aldığı ilk bölümde kişisel deneyimler ekseninde erkeklik ele alındı. Erkeklik rolünü ‘oğul, baba, koca olarak’ veya eşcinsel bir erkek olarak yaşayanlar da, bu sorunu yaşadığını fark eden ama toplumsal cinsiyet sorununu daha fazla öğrenmek için geldiğini ifade edenler de, kendi alanı olan sporda erkekliği irdeleyip çıkardığı sonuçları aktaranlar da söz aldı. Erkekliği deneyimlerden yola çıkarak bir tür hapishane olarak tanımlayanlar, erkeğin ‘arzunun öznesi’ olduğunu ve ‘arzunun nesnesi’ olmayı asla kabul edemeyecek bir tarzda ele aldığını dile getirenler, erkekliğin biçtiği misyondan dolayı erkekte sürekli ‘filmdeki başrol oyuncusu’ psikolojisi olduğunu, duygularını açıkça yaşama ve ifade etmede sıkıntıların erkeklikten kaynaklı olduğunu söyleyenlere çeşitli noktalardan yola çıkarak kendimizdeki erkekliği irdeledik. Herkesin yaşayıp ya da gözlemleyip deneyimlediklerini aktarması bu bölümü zenginleştirdi. Tek tek her bireyin yaşadığı erkeklik deneyimlerinin çeşitliliği, toplumsal erkekliğin, hem başkaları üzerinde hem de erkeklerin kendileri üzerinde baskı oluşturan bir iktidar alanı olarak sayısız görünümünün bulunduğunu gösterdi.