Elveda Orhan Pamuk; ülken artık seni sevmiyor – Mine Söğüt

Bu yazı cumhuriyet.com.tr/ den alınmıştır

Hürriyet, referandumda hayır oyu vereceğini açıklayan Orhan Pamuk’un röportajını yayımlamamış.

Korkak medyanın sütten ağzı yandı, yoğurdu üfleyerek yiyor.

Düne kadar yere göğe sığdıramadığı Nobelli yazarı, iktidara yaranmak için bir kalemde siliveriyor.

Sansürle eğitildi;

Mezuniyetini otosansürle veriyor.

İktidar herkese “Sus! Susmazsan sıra sana gelecek!” dedikçe, baskıya boyun eğenlerin sayısı artıyor.

Herkes paşa paşa susuyor;

Herkes kendisinden ne istenirse onu yapıyor.

O yüzden artık okuduğunuz o gazetelere, seyrettiğiniz o televizyonlara, sosyal medyada paylaşılanlara, Meclis’te konuşulanlara inanmayın.

Muhalefet partilerinin liderlerinin söylediklerine bile kuşkuyla bakın.

Kim kimden, neden korkuyor; kim neyi kaybetmekten tırsıyor, bilmek imkânsız.

Faşizm, olan biteni sineye çekenlerin, baskılara boyun eğenlerin, bu gidişata dur demeyenlerin ürkekliğinden beslenerek kabardıkça kabarıyor.

Şu anda bu ülkede gerçek düşüncelerini açıklayabilen çok az insan var.

Onların da yarısı içerde, diğer yarısı namlunun ucunda.

Muhabirler yaptıkları söyleşilerden, hazırladıkları haberlerden “tehlikeli” olabilecek kelimeleri daha editöre vermeden kendiliklerinden cımbızla temizliyor.

Televizyoncular ağızlarından çıkacak yanlış bir kelimenin mal olacağı felaketlerin korkusuyla titriyorlar.

Aksini yapan anında medya çöplüğünü boyluyor.

Evet’e zeval verecek şuurlu ya da şuursuz herhangi bir hamleye zinhar geçit verilmiyor.

Kraldan çok kralcı olmayana…

Açıkça evet’i savunmayana

Otosansürde çığır açmayana…

Bu ülkede artık hayat yok.

Gerçekler…

Şu anda en çok ihtiyaç duyulan gerçekler…

Vazgeçilen o cümlelerin, görmezden gelinen o seslerin, ayıklanan o ifadelerin açtığı karanlık girdapta hızla kayboluyor.

Dev bir otosansür hayvanı ülkenin aklını üfleyerek kemirmekte.

İktidarın şu son yedi ay içinde yaptıkları, eğer evet çıkarsa, bundan sonra yapacağı korkunç şeylerin teminatı.

Ama kimse sonrasını düşünmüyor.

Herkes bugünden sağ çıkmanın telaşında.

O telaş sırasında demokrasiye, etiğe, akla, vicdana, sağduyuya dair ne varsa ardı ardına devriliyor.

Hayatın her şey normalmiş gibi devam etmesine kanmayın.

Askeri mahkemeler kurulmadı;

Beyaz Toros’lar ortaya çıkmadı;

İşkence haberleri gelmiyor;

Gözaltında kayıplar, şüpheli ölümler duyulmuyor;

Sokaklarda tanklar, dolaşmıyor;

Akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanmıyor diye içiniz rahat etmesin.

Yine vuruldunuz ey halkım;

Ama bu kez ruhunuz bile duymuyor.

Ve elveda Orhan Pamuk; ülken artık seni sevmiyor.

“Korkusuz” Cumhurbaşkanıyla korkak gazeteciler el ele…

Resmi tarih şu an seni terörist diye mimliyor.

Bu yazı cumhuriyet.com.tr/ den alınmıştır

 

Mine Söğüt

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR