DEDEF Genel Sekreteri Hasan Şen, Dersim’in bir yandan barajlar-HES ve madencilik faaliyetleri ile diğer yandan her yaz sistemli bir şekilde yakılan ormanları ile yok edilmek istenirken kış dönemde ise “av turizmi”, “av sporu” adı altında doğasına karşı saldırı düzenlendiğini belirterek, avcılığın yasaklanması çağrısında bulunuldu.
Avcıların kış aylarının gelmesiyle birlikte Dersim doğasında orman yangınlarından, madenlerden, barajlardan kurtulmayı başarmış son hayvanları da katlettiğini belirten Şen, şunları söyledi:
‘Yetkililer göz yumuyor’
“Köylüler ormanlarda gezemezken, avcılara her türlü imkân tanınıyor. Öyle ki sadece askerlerin girebildiği yasak bölgelere kadar gidip Bevuzarları (Dağ Keçileri) başta olmak üzere bir çok canlıyı katledebiliyorlar. Sonra da yöre halkı tarafından kutsal kabul edilen katlettikleri Büyük dağ keçilerinin ve diğer canlıların başında fotoğraf çekip bu katliamı, sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar. Ardından boynuzlarını ve derilerini ganimet olarak kendileriyle birlikte götürüyorlar.”
Bölgedeki yaban hayatı varlığını, endemik “Munzur alabalığı” olarak bilinen kırmızı pullu alabalık, çengel boynuzlu dağa keçisi, Bezuvar ile vaşak, ayı, sansar, kurt, porsuk, su samuru, ur kekliği, atmaca, kaya kartalı, akbaba olarak sıralayan Şen, şöyle konuştu:
“Biz Dersim halkı olarak her yerde olduğu gibi Dersim’de de hayvanlarla, endemik bitki türleriyle birlikte özgürce yaşamak istiyoruz. Hayvanların katledilmediği ve endemik bitkilerin yok edilmediği bir doğada yaşamak istiyoruz.
İl dışından ve Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen ve özellikle Çemişgezek, Aliboğazı, Mazgirt dağları, Nazimiye-Karakoçan arası, Munzur Vadisi ve Pülümür bölgesinde ”yasal” ve “kaçak” bir şekilde av yapan katiller, Dersim coğrafyasının en önemli türleri olan Çengel boynuzlu dağ keçisi ve Bezuvar keçilerini vahşice öldürdüğüne tanık olmaktayız.
Katliamlara resmi makamlar göz yummaktadır.
Öte yandan yaban avını denetleme görevini yürüten İl Çevre Orman İşletme Müdürlüğü de sayıları 3-5 i aşmayan birkaç memur ile duruma müdahalede yetersiz kalmaktadırlar. Kanunlara göre yaban hayatını koruma konusunda sorumluluk ve denetleme yetkisi bulunan muhtarlıklar, belediyeler ve çeşitli bölgelerde bulunan kimi karakollar duruma ya yeterince müdahale etmemekte veya göz yummaktadırlar.”
2020’de yapılan “av turizmi” kapsamında, yaban keçisi, yaban domuzu, çengel boynuzlu dağ keçisi, karaca, kızıl geyik, Anadolu yaban koyunu ve ceylan olmak üzere 5000 e yakın yaban hayvanının öldürüldüğü tahmin ediliyor.
DEDEF, hiç bir ülkenin yok olmak üzere olan yabani hayvan popülasyonunu “döviz gelecek” diye bu şekilde imha ettirmeyeceğine dikkat çekti; “Ruhsatsız avcılar zaten yeterince kanunsuz kıyım yapıyor, birde devlet eli ile bu kıyıma destek vermek akıl dışı bir uygulamadır” dedi.
Açıklamaya hayvan hakları ve vegan dernekleri de destek verdi.