[COP28] ‘Petrol şirketlerini ülkeler buraya getiriyor’

Oil Change International Bölgesel Programlar Direktörü Mahir Ilgaz, Dubai'den COP28’in yedinci gününde zirveye ilişkin gözlemlerini ve değerlendirmelerini paylaştı.

Bu haber Aposto ve Yeşil Gazete’nin COP28 işbirliği kapsamında oluşturulmuştur.

*

Oil Change International Bölgesel Programlar Direktörü Mahir Ilgaz, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde gerçekleştirilen COP28’in yedinci gününde değerlendirmelerini paylaştı.

Aposto İş Dünyası Editörü İdil Ertürk’ün sorularını yanıtlayan ve COP28’de petrol üreten devlet ve şirketlerin rolünü değerlendiren Ilgaz, şu ifadeleri kullandı:

“Müthiş bir savunma hattına çekilme hali hakim. Özellikle içeriden Suudi Arabistan ve diğer büyük petrol üreticilerinin kesinlikle fosil yakıtların işte kademeli olarak kaldırılması veya hatta azaltılması konusunda anlaşmaya gidilmesi konusuna karşı tavır aldıklarını görüyoruz. Küçük ada devletleriyle aralarında çatışmalar var ama küçük ada devletleri biraz yalnız kalıyorlar şu aşamada bu savunma hattı karşısında.

“Petrol üreten şirketlere yani özel şirketlere uluslararası şirketlere gelecek olursak  onların birçoğu zaten burada ve hatta yine şaşkınlıkla karşıladığımız bir şey; Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’na gelirken böyle [Yakasındaki mavi kartı gösteriyor] gözlemci kartıyla geliyorsunuz. Sarı [Gözlemci kartı] Sivil Toplum Örgütü olduğunuzu gösteriyor. Mavi BM çalışanı olduğunuzu gösteriyor. Pembe ise ülkelerin rengi. Bir çoğunun pembe kartla burada olduğunu görüyoruz. 

Petrol şirketleri aslında ülkeler tarafından buraya getiriliyor. Dolayısıyla orada bir görüş birliği var kendi aralarında ve kesinlikle ilerlemeyi engellemeye çalışıyorlar.”

Nükleer enerji hedeflerine ilişkin de konuşan Ilgaz, şunları aktardı:

“Burada duyurulan yan girişimlerden bir tanesi nükleer enerji hedefinin artırılması, tüm dünyada nükleer enerjinin desteklenmesi yönündeydi. Buna da destek beren birçok ülke var. Ben biraz şöyle düşünüyorum; yenilenebilir enerjiden farklı olarak yenilenebilir enerjiler kolaylıkla ölçeklendirilebilir enerjiler, yani çabuk yayılabilen nispeten ucuz ve farklı yerlere çabucak kurulabilen altyapı özelliklerine sahipler. Nükleer enerji böyle değil. Nükleer enerjinin kendi etkilerinden bağımsız, güvenlik risklerinden bağımsız olarak baktığımız zaman öyle ha deyince nükleer santral kurmak pek mümkün olmuyor. İşin ekonomik boyutu var perde arkasında. Dolayısıyla o dile getirilen ’2050 yılına kadar nükleer enerjinin belli bir seviyeye -2 ila 3 kat- artırılması hedefinin öyle çok kolay gerçekleşebilir bir şey olmadığını düşünüyorum.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR