COP 28 Notları– 3: Söz veremeyen ülke: Türkiye!

Konferansın bitimine iki gün kala, Dubai'de 452 resmi delegeyle temsil edilen Türkiye, üzerinde uzlaşılan hiç bir bildiri, taahhüt ve vaade imza atmadı, herhangi bir finans taahhüdünde de bulunmadı. Hiç bir uluslararası çabayı desteklememeye karar vermiş olabilir miyiz?

Birleşik Arap Emirlikleri’nin ev sahipliğinde yapılan COP 28 İklim Zirvesi’nin özelliklerinden biri, bildiri ve taahhüt bolluğu oldu. Bu bildiriler hem politika vaatleri hem de taahhüt edilen kimi hedeflerle ve finansal yardımlarla ilgili. İlk kez 2021’de Glasgow’da yapılan COP 26’da ev sahibi İngiltere benzer bir şekilde konferansın resmi kararlarından önce ülkelerin bir araya gelerek imzaladıkları bildirilerle yolu açmak ve asıl kararlara yansımayacak konularda (Metan Taahhüdü gibi) ilerleme sağlamak gibi bir yöntemi oldukça yoğun kullanmıştı. COP 28 Başkanı Al Jaber de benzer bir strateji izliyor. Hatta Konferansın web sitesinde bu bildiriler ve finansman vaatleriyle ilgili canlı sayaçlar var.

Burada bu bildirilerin az mı yeterli mi olduğu, bütün ülkeleri bir araya getirip getirmediği, hangi ülke gruplarının birlikte davrandığı gibi ilginç göstergeler takip ediliyor. Ama bizim için işin şöyle ilginç bir yanı daha var: Türkiye hiçbir bildiride, hiçbir taahhütte, hiçbir vaatte imzacı değil. Türkiye kimseye hiçbir söz vermiyor!

Bizimle ilgili bir durum yok mu?

Bu ilginç durumu daha iyi anlamak için önce COP 28 başkanlığının liderliğinde açıklanan bildirilere bakalım. Belki bizimle ilgili bir durum gerçekten yoktur. Acaba öyle mi?

  • Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi: Tüm gıda üreticilerinin iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılganlıklarını azaltmayı, doğayı korumayı, gıda güvenliğini teşvik etmeyi, tarım ve gıda alanında çalışanların gelirinin artırılmasını, sürdürülebilirliği sağlamayı, toprak sağlığını ve biyolojik çeşitliliği artırmayı, vb. amaçlayan bir iş birliği bildirisi. Hükümet başkanları düzeyinde açıklanmış. 152 ülke imzacı. Türkiye yok.
  • İklim ve Sağlık Bildirisi: İklim değişikliği konusunda harekete geçmenin aciliyetinin farkında olarak, hava kirliliğini azaltmaya, aktif hareketliliğe, sürdürülebilir sağlıklı diyete vurgu yapan, sağlık sistemlerinin iklime dirençli, düşük karbonlu, sürdürülebilir ve eşitlikçi olacak şekilde dönüştürülmesini amaçlayan bir iş birliği bildirisi. 135 ülke tarafından imzalanmış. Türkiye yok.
  • Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü: Haberlere en çok yansıyan, COP 28’in sonuç kararına da yansıması beklenen bildiri. Ülkeler, farklı başlangıç noktalarını ve ulusal koşulları dikkate alarak, 2030 yılına kadar dünyanın kurulu yenilenebilir enerji üretim kapasitesini üç katına çıkarmayı, yıllık enerji verimliliği iyileştirme hızını 2030 yılına kadar iki katına çıkarmak için birlikte çalışmayı taahhüt ediyor. 130 ülke tarafından imzalanmış. Türkiye yok. (Not: Türkiye, Ulusal Enerji Planı’nda 2030’a kadar toplam rüzgâr ve güneş kapasitesini 2,5 katına çıkarmayı hedefliyor.)
  • Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı: İklim eyleminde toplumsal cinsiyete duyarlı yatırımları teşvik etmeyi, adil geçiş çabalarına kadınların ve kız çocuklarının tam, eşit ve anlamlı katılımını sağlamayı, insan haklarını, ekonomik güçlenmeyi, insana yakışır işlere ve eğitime erişimi, engellileri de kapsayan sosyal koruma sistemlerini vurgulayan bir iklim adaleti bildirisi. 76 ülke imzalamış. Türkiye yok.
  • İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi: İklim değişikliğine uyuma ve dirençliliği artırmaya yönelik bir iş birliği çağrısı. Adaptasyon için çeşitli finansman kaynaklarını harekete geçirmeyi, ülkelerin kapasitelerini geliştirmeyi hedefliyor. 74 ülke ve 43 uluslararası kuruluş tarafından imzalanmış. Türkiye yok.
  • Küresel Soğutma Taahhüdü: Sürdürülebilir soğutma için HFC’lerin azaltılmasına yönelik Montreal Protokolü Kigali Değişikliğinin uygulanması da dahil olmak üzere çevre dostu soğutucu akışkanlara güvenli bir şekilde geçişi amaçlayan, 2050 yılına kadar tüm sektörlerde soğutma ile ilgili emisyonları 2022 seviyelerine göre küresel olarak en az %68 oranında azaltmayı amaçlayan bir bildiri. 66 ülke imzalamış. Türkiye yok. (Not: Türkiye, Kigali’ye taraf.)
  • İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP): İklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesi yolunda uygulanabilir ve uygun olduğu zaman yerel-bölgesel yönetimlerle işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir ortaklık. Ülkeler ve yönetimler arasında iş birliğini geliştirmeyi amaçlıyor. 65 ülke imzacı. Türkiye yok. (Not: Türkiye, yerel yönetimlerin iklim eylem planları hazırlamasına çok önem veriyor.)
  • Hidrojen Bildirisi: Küresel yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojen piyasasının ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesini amaçlayan bir bildiri. 37 ülke imzacı. Türkiye yok. (Not: Türkiye, Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritasını bu yıl yayımladı.)
  • Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi: Gelişmekte olan ülkelerin iklim hedeflerine ulaşmalarını desteklemek için gelişmiş ülkelerin, 2025 yılına kadar 100 milyar doları ortaklaşa harekete geçirme hedefine ulaşmalarını amaçlayan bir liderler girişimi. Ev sahibi ülkenin yanı sıra ABD, Almanya, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerle Filipinler, Hindistan, Kenya gibi gelişmekte ülke liderleri (13 lider) bir araya gelmiş. Türkiye yok.

Finans taahhüdü de verilmedi

Bu yıl ayrıca çok sayıda ülkeden finans taahhütleri de geldi. Şu ana kadar 83,7 milyar dolar finansman taahhüt edildi. Bunun 792 milyon doları yeni kurulan Kayıp ve Zarar Fonu’na, 133,6 milyon doları Adaptasyon Fonu’na, 3,5 milyar doları Yeşil İklim Fonu’na, vb. Finansman taahhütleri artık sadece Ek-1/Ek-2 ülkelerinden gelmiyor. Türkiye herhangi bir finans taahhüdünde de bulunmadı.

Bu duruşun açıklaması ne olabilir? Türkiye 2021’de Glasgow’daki bildirilere seçerek imzacı olmuştu. Örneğin kömürden çıkış ve metan bildirilerini imzalamamıştı. Bunu mevcut Ulusal Katkı Beyanına bakıp anlamak mümkündü. Ama Atılım Gündemi, Elektrikli Araçlar Bildirisi, Ormanlar ve Toprak Kullanımı Bildirisi gibi bazı önemli bildirileri Türkiye de imzalamıştı.

Bu sene ne değişmiş olabilir? COP 28’de büyük ve güzel bir pavilyonu olan, Konferansı 452 resmi delegeyle izleyen Türkiye hiçbir uluslararası çabayı desteklememeye karar vermiş olamaz. Acaba ilgili bakanlıkların her bildiriyle ilgili politik ve teknik çekinceleri mi var? Yoksa Türkiye Konferansın genel gidişatından veya ev sahibinin çabalarından mı memnun değil? Konferansın en önemli tartışma konusu olan fosil yakıtlardan çıkışa da itiraz eden ülkeler arasındayız. Son gün çıkacak olan karara katılmayacak mıyız?

COP 28’in kapanmasına iki gün kaldı. Sanırım bu soruların cevabını öğrenmek hakkımız.

 

Ümit Şahin
Ümit Şahinhttp://umitsahin.blogspot.com/
Yeşil Gazete’de iklim değişikliği başta olmak üzere ekoloji ve yeşil politika alanlarında yazar ve editör. Halen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde uzman ve iklim değişikliği çalışmaları koordinatörü olarak çalışan Ümit Şahin 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Halk Sağlığı doktorası yaptı, Çevre Sağlığı alanında yoğunlaştı. Çevre İçin Hekimler Derneği, Üç Ekoloji dergisi ve Yeşiller Partisi’nin kurucularındandır. Bir dönem Yeşiller Partisi Eşsözcülüğü yaptı, yeşil politika ve ekoloji üzerine seminerler düzenledi. Halen Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte Açık Yeşil’i hazırlayıp sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR