Bisiklet benzin ya da elektrik gibi enerji kaynaklarına ihtiyaç duymadan insan enerjisi ile çalışan bir araç. Bu ulaşım aracı hem insanın sağlıklı olmasını sağlıyor hem de çevreyi kirletmediği için, herkesin ihtiyacı olan ‘temiz bir dünya’ sloganını destekliyor. Buna karşılık ülkemizde kullanım alanı oldukça sınırlı. Çocuklar, bazı aktivistler ve sporcular dışında bisiklet kullanılmıyor, kullanımı teşvik edilmiyor. Bu anlamda bisikletle ilgili yazılan kitaplar daha bir önemli hale geliyor.
Dev Bir Benek kitabının anlatıcısı, üretildiği atölyeden başlayarak geldiği yalı, oradan taşındıkları bodrum katı ve sonrasında tekrardan taşındıkları yalıya kadar bütün detayları okurla paylaşan bir bisiklet. Sahibi Benek, bisiklete daha sonraları Hız Fırtınası adını koyuyor. Hikaye Hız Fırtınası’nın satın alındığı atölyede başlıyor.
Patya, kızı Benek’i mutlu etmek için son şans olarak gördüğü bisikleti ustadan aldığında aralarındaki diyaloglardan Benek ve Patya’nın zor bir süreçten geçtiklerini anlıyoruz. Yalıdan bir konağın bodrum katına taşınan Benek ve Patya burada pasta yapıp pencereden satarak geçimlerini sağlıyorlar. Bu arada Benek bisiklete hiç binmiyor ta ki üst kat komşuları onları ziyarete gelene kadar. Gelen seslerden yaşlı ve bastonlu olduğunu düşündükleri komşularının tahta bacaklarla yürüyen ve dans eden bir adam olduğunu öğreniyorlar.
Komşuları Metin tahta bacakları ile dans edebiliyor ama bisiklete binme şansı olmadığını söylüyor. Benek de bisiklet ustasına Hız Fırtınası için ek aparat ekleterek Metin amcasının bisiklete binmesinin yolunu açıyor. O da daha sonra kendisi gibi tahta bacak olan dans grubuyla bisikletler eşliğinde dünya turuna çıkıyor.
Benek ve Patya bisikletle ortaklaştırılmış sıcacık bir dünya kuruyorlar. Hız Fırtınası’nın yaptığı İstanbul tasvirleri okuru kitaba daha bir ısındırıyor. Biraz peri masallarını andıran kitapta perinin sihirli değneğinin işlevini bisiklet yerine getiriyor. Öyle ki çevre ve sağlıkla ilgili yararlarına değinmeden kurduğu dünya ile bisiklet kullanımını teşvik ediyor. Diğer bir detay ise peri masallarında gerçekleşen mucizeler nedensiz ya da ‘iyi insan’ olmaya bağlı iken burada gerçekleşen her mucizenin arkasında Patya ve Benek’in uzun emek ve uğraşlarını görüyoruz.
Daha sonra telefi etmesine karşın Benek’in babasını kaybettiği için kendince bundan sorumlu tuttuğu eşyaları kırıp dökmesi ise rol model olması açısından sakıncalı olabilecek bir detay. Yine de hayata karşı cesaret verici kurgusu ve diliyle okura takip etmekten haz duyacağı bir deneyim yaşatıyor.
Can Yayınları’ndan çıkan kitabın yazarı Dilek Sever. Resimlemeleri ise Murat Başol yapmış.
1985 yılında İstanbul’da doğdu. Radyo ve televizyon programcılığı eğitiminin ardından çeşitli kanallarda ve yapım şirketlerinde senarist olarak çalıştı. Öyküleri edebiyat dergilerinde ve gazetelerde yayımlandı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…