Çin, bu ay 14’üncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı kabul etti. Başkan Xi planı “Çin şimdi artık dünyanın gözleri içine bakabilir” şeklinde takdim etti. Çin, 2025‘de her alanda kendine kendine yeterli olmayı hedefliyor. Bu plan bunun için yeni hedefler getiriyor.
Bu tür planların ana hedefi “büyüme” olur. Çin de bu doğrultuda her yıl ortalama yüzde 6 büyümeyi öngörüyor. Yıllık bir hedef yok, ortalama ile yetinilmiş. Bunu tamamlayan ikinci hedef ise yüzde 65 ile bir kent toplumu olması.
Ar-ge harcamaları planın özel başlığı. 2025’de dek Ar-ge harcamaları yüzde 7 artacak. Stratejik olarak üretilecek teknolojik alanlar tek tek sıralanmış. Planda “yüksek kaliteli” altyapı hedefi dikkat çekiyor. Plan döneminde hızlı tren ulaşımı 70.000 km‘ye ulaşacak. Bu uzunluk, dünyadaki mevcut hızlı tren uzunluğundan daha fazla.
Sıfır karbon hedefi yok
Bütün bu iddialı hedefler dizisi içinde “sıfır karbon” hedefi yok, anlaşılan bu “unutulmuş”. Yani, Çin dünyanın en büyük kirleticisi olmaya devam edecek.
Borç/GSMH oranı ise yüzde 300’e ulaşmış, “azaltılması” da bir hedef değil. Yüzde 3.2 oranında çok iddialı ve küçük bir bütçe açığı hedefi var.
Büyüme, ulusal çıktı ve bütçe açığı alt alta dizildiğinde Harrod- Domar Büyüme Formülü’yle tutarsız. Ancak rahmetli Erdoğan Alkin hoca “Çin’in bu türden rakamlarını ihtiyatla karşılamak gerekir” derdi. Hoca yine haklı çıktı.
13’üncü plan “Çok Taraflı Dünya İşbirliği” temalı idi. 14’üncüsünde hakim vurgu “Dünya ve Hegemonya”. Anlaşılan son beş yılda köprünün altından çok sular aktı, artık yeni hedef dünyanın süper devleti olmak. Yedi kıtada “Çin İpek Kemeri”ni örmüş olan ülke, şimdi kuzey yarımkürede de bir ipek kemer yaparak bu petrollerden “pay sahibi” olmak istiyor.
Suni yağmur yağdırma çözüm mü?
Geçen hafta İran ile imzaladığı “Stratejik İşbirliği Anlaşması”, Çin’in Ortadoğu’ya sağlam bir girişini sağladı. Bir hesaplama Çin’in dünyaya 1.5 trilyon borç para verdiğini ortaya çıkardı ki bu bir dünya liderliği; “Bunu, bu parayı geriye ödeyecek olanlar düşünsün” denmeyecek dek büyük bir rakam.
Çin yetersiz yağışları önlemek adına “suni yağmur yağdırma” yöntemi uyguluyor (bulutlara gümüş iyot yüklemesi ). Ülkenin yarı alanına ulaşan 5 milyon km2’de suni yağış yöntemi uygulanıyor. Resmi beyan 200 milyon $’lık harcama karşılığı ülke su talebinin yüzde 8‘inin karşılandığını ve bu işin “çok etkin” olduğunu açıklıyor. Oysa Dünya Meteeoroloji Örgütü (WMO) aynı kanıda değil: Bu yöntem salt iklim dengelerini bozuyor, hepsi bu…
Şimdi gündemde 2022 Çin Kış Olimpiyatları var. Bu olimpiyatları “Uygurlara uygulanan insanlık dışı işlemler” gerekçesiyle boykot etmesi beklenen ülkelerin çokluğu nedeniyle Olimpiyatların nasıl gerçekleşeceği “güzel” bir soru.
Önümüzdeki çeyrek yüzyılda Çin‘in “hissedilir sıcaklığı” çok artacak, bu kesin… En önemlisi, ABD’li Profesör Prof. Ander Gunder Frank’la başlayan “doğu despotizmini” kutsama davranışlarını gözden geçirmemiz gerekiyor.
Çin başta, Güney Asya ülkelerinin hızlı büyümesini “devlet kapitalizmi”(Atilla Sönmez, Doğu Asya ‘’Mucizesi ‘’ ve Bunalımı : Türkiye İçin Dersler ) olarak nitelerken, bizler kalkınmanın “az ya da yok demokrasi ile mümkün olmayacağını” öğrendik, şimdilik burada duralım.