Çevre hareketleri ve Homo sapiens – Türker Savaş

 
 
 

 

Dünya ekosistemi çöküyor. Her yönüyle görüyoruz artık bunu. Gelecek karanlık. Ekosistemin bozulmasına neden olan süreçleri durdurmaya yönelik cesurca girişimler kısmen başarıya ulaşsa da umudum az. Gerçi uzak geçmişte, Dünya tarihinin herhangi bir zamanında, ekosistemin kendisini yenileyebilme yeteneği her zaman olmuştur. Ancak geçmişteki değişimler bu denli hızlı gerçekleşmemiştir. Geçmişteki değişimlere neden olan faktörlerin etkileri bu denli uzun sürmemiştir. Çevrenin bozulmasına neden olan her tür insan faaliyetini çok iyi bilmemize karşın inatla sürdürüyoruz bu faaliyetleri.
 
Neden?
 
Kanımca insanın insana evrilme süreci henüz tamamlanmadığı için. İnsan yeterince insan değil henüz. Homo sapiens diğer canlılarla bağı olan biyolojisinin etkisinden yeterince kurtulamadı. Homa sapiens insan olamadı henüz. Elbette buradaki kastım yemesi, içmesi üremesi değildir. Biyolojisinin bu kısmı diğer canlılardan hiçbir zaman farklı olmayacak. Ancak evrimin ona bahşettiği zihinsel yetilerini insan olma yolunda kullanmıyor Homo sapiens.
 
Homo sapiens bu yetilerini daha fazla “ben” için kullanıyor. Zira kaynak bulduğun sürece, “doyana” kadar “patlayana” kadar kullan diyor hayvansı güdüleri. Zira hayvansı güdüler için uzun soluklu geçmiş yoktur. Zira hayvansı güdüler için gelecek öngörüsü yoktur. Geçmişten ders çıkaramayan ve mevcut verileri gelecek konusunda doğru olarak işleyemeyen Homo sapiens henüz insanlaşmamıştır.
Homo sapiens’in beyinsel yetileri nedeniyle başarabildiği ve biyolojisinden bağımsız zannettiğimiz kültürel birikimi de aslında biyolojisiyle sıkı sıkıya ilintili. Düşünün felsefi, dini ve siyasi akımların etkisindeki kültürlerin birçoğunun Homo sapiens’e yönelik öğretisi insan olmayı desteklemiyor. Bu akımlar öldürün diyor, üreyin diyor, Dünya sizin için var diyor.
 
Geçtiğimiz Salı günü (24/01/2012) Bayramiç’in Muratlar köyünde çevre hareketinin altın madencileri karşısındaki başarısı sonrasında sevindim. Ancak bir o kadar da endişelendim. Çünkü bu “hezimet” insan olamamış Homo sapiens’in hayvansı güdülerini “tahrik” edecektir. Daha da sapacaktır insanlığından Homo sapiens. Çünkü bunu Dünya’nın birçok yerinde gördük. Birçok kez tekrarlandı aynı şeyler. Başladı bile saldırılar; insanlık dışı saldırılar!
 
Umut var mı?
Var!
Nerede?
Söğütalan’da var, Muratlar da var, Derekolu’nda var…
 
İnsanlar başardılar; insanları harekete geçirdiler. İnsanların kendi gelecekleri konusunda söz sahibi olmalarını sağladılar.
 
Kim bu insanlar?
Bu Dünya hepimizin diyenler bunlar; bu Dünya tüm canlıların diyenler. Bu Dünya mevcut haliyle güzel diyenler; bu Dünya paylaştıkça güzelleşir diyenler bu insanlar. Bu insanlar insan. İnsanlar da var bu Dünya’da…
 
Hey, Homo sapiens!
Sen ne zaman insan olacaksın?

 

Türker Savaş – Çanakkale Olay

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR