Hafta SonuManşet

[Cadı Kazanı] Yeni bir yıla hazırlanırken umudu besleyenler 1- Nuran Seyhan Bayer

0

Dünyaca ünlü flüt sanatçımız, nam-ı diğer “Sihirli Flüt” Şefika Kutluer’in adını duymayan ve müziğini dinlemeyen sanıyorum okurlarımız arasında yok gibidir. Dünya sahnelerindeki başarılı konserlerini, aldığı onlarca ödül ve nişanı, UNICEF’in iyi niyet elçisi olmasını bir kenara bırakıyorum. Bugün bu özel insanın 18 Kasım’da gerçekleştirdiği bir etkinlikten yola çıkarak müziğin “BARIŞ” halinden söz etmek istiyorum.

Şefika Kutluer’in kendi adıyla her yıl Ankara’da Aralık ayında gerçekleştirdiği uluslararası festivalin bu yıl çok anlamlı bir konseri olacak. Aslında “Doğu Batıyla Buluşuyor” başlığıyla festival zaten hep özel konserlere sahne oldu bugüne kadar ancak bu yıl benim çok önemsediğim bir oluşumun vereceği konser, 4 Aralık’ta Ankara’da, 5 Aralık’ta ise İstanbul’da festival kapsamında gerçekleşecek. Barenboim- Said Vakfı’nın bünyesinde oluşturulan orkestralardan biri olan Filistin Genç Müzisyenler Orkestrası’yla çalacak sanatçımız. Şefika Kutluer, aynı orkestra ile 18 Kasımda   Filistin topraklarında, Ramallah’da da konser, 19 Kasım da ise Kudüs’te bir resital verdi.  Konser sonrası İnstagram hesabından şu sözleri paylaştı: “Ramallah’ta Barenboim -Said Vakfının Filistinli Genç Müzisyenler orkestrası eşliğinde çok anlamlı ve duygusal bir konser verdim. Bu kutsal topraklarda sevginin ve barışın hâkim olmasını bütün kalbimle diliyorum.”

“Bir çocuğa nasıl insan olacağını gösteren, müzikten daha iyi bir yol var mı dır?” diye soran ünlü piyanist ve orkestra şefi Daniel Barenboim, Ortadoğu’ ya barışın gelmesi için müzik yoluyla diyalog ve uzlaşma ruhunu teşvik eden bir sanatçı. Filistin ve diğer Ortadoğu ülkelerinde yaratıcı projelerle, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele veriyor. 

Barenboim’in büyük babası Rusya’dan Yahudi göçmen olarak Arjantin’e gelmiş. Sanatçı da 1942’de Arjantin-Buenos Aires doğmuş. Ailesiyle 12 yaşındayken İsrail’e taşınmışlar.

İnsanlık tarihinde barıştan yana olmak hep en zoru olmuştur. Eğer barıştan yanaysanız birçok şeye göğüs germek zorunda kalırsınız. Bu durum, sanatçının da hayatının bir gerçeği olmuş. 2007 de BM Barış Elçisi de olan Barenboim, büyüdüğü ülke İsrail’deki bir konserinde, Hitler’in en sevdiği bestecilerden biri olmak dışında hiçbir suçu olmayan Wagner’in Tristan ve İsolde Operasından bir bölüm seslendirmek istediğinde kızılca kıyamet kopmuştu. Oysa sanatçının basın toplantısında bir telefon müziğinden  bestecinin “Walküre’nin Yürüyüşü” müziği yükselince “Eğer Wagner İsrail’de bir telefon müziğinde duyulabiliyorsa neden bir konserde çalınmasın diye düşündüm” demiş ve   bütün protestolara rağmen konserinde Wagner’i çalmış.

Berlin Filarmoni Orkestrası’yla Tahran’da vereceği bir konsere ise, ironik bir biçimde hem İran hem de İsrail karşı çıkmış. Oysa sanatçı çoğu zaman Filistinlileri destekleyen açıklamalarda bulunması nedeniyle İsrail’in tepkisini alırken,Filistin kendisine “Onursal Filistin Vatandaşlığı” vermişti. Daniel Barenboim hem İsrail hem de Filistin pasaportuna sahip ilk ve tek kişi.

“Müzik yoluyla diyalog ve uzlaşma ruhunu teşvik etmek,Filistin toprakları ve diğer Orta doğu ülkelerinde yaratıcı projeler yapmak,çoğulculuğa saygı göstererek ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele vermek.” Bu sözler, Barenboim’in Filistinli yazar ve akademisyen Edward Said’le birlikte 2004 yılında kurduğu vakfın amaçları arasında yer alıyor. Bu vakfın çocuklarından biri olan Doğu-Batı Divan Orkestrasıyla Gazze’de verdiği bir konser sonrasında Filistinlilerin yanına gelerek yaptıkları sohbeti sanatçı CNN’deki röportajında şöyle anlatmıştı: “Filistinli dinleyiciler bana, ‘bize çok güzel bir hediye verdiniz’, dediklerinde ben de ‘size bu kadar özel olan ne yapmış olabilirim diye sordum. Onlar da: ’Gazze denilince bütün dünyanın aklına, bize sadece yiyecek,içecek ve sağlık malzemeleri göndermek geliyor, bunu yaralanmış hayvanlar içinde yapabilirler. Oysa siz bize insan olarak değer verdiğinizi gösterdiniz,müziğinizle geldiniz bize ‘dediler. Bu insani tavırdan çok etkilenmiştim” …

Barenboim-Said Vakfı’nın bir çocuğu daha yeşerdi: Filistin Gençlik Orkestrası… Gençler ellerinde silah- taş yerine çalgıları tuttukça barış umutları büyüyecek. Sadece Filistin Gençlik Orkestrası değil, Doğu-Batı Divan Orkestrası ve aralarında Suriyeli göçmen gençlerin de bulunduğu, Arapçadan İbraniceye, Türkçeden İngilizceye, birçok dilde seslerin yankılandığı Berlin’deki Barenboim-Said Akademisi,Ortadoğu’da özlenen barışın bir simgesi adeta. Burada eğitim alan her genç müzisyen, dünyanın dört bir yanında barışın elçisi olacak. Bu Barenboim’in gerçekleştirmek istediği en büyük rüyası.

Ve bu Akademiden bir Türk genci, Çellist UMUT SAĞLAM da Gaetano Zinetti Müzik Ödülü’nün Solist kategorisindeki birincilik ödülünü alarak UMUTLARIMIZI çoğalttı.

Olancakötülüğün, karanlığın içinde her şeye rağmen ışık vardır ve ışığa zaten en çok‘karanlık zamanlar’da ihtiyaç duyarız. Her doğum bir mucize, her insan yeni birbaşlangıçtır ve insanlar bir araya gelip ortak eylemde bulunabildikleri süreceumut da vardır. Dünya sevgisini mümkün kılan, içinde yaşadığımız dünya içinsorumluluk alıp ortak eylemde bulunma yetimizdir.” – Hannah Arendt


Nuran Seyhan Bayer 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.