Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşet

Bosnalılar Neretva Nehri için savaşıyor: Bırakın aksın!

0
Neretva Nehri

Haber: Burak ALTINOK

*

Bosna Hersek’te 2013 yılında Neretva Nehri üzerinde yapımına başlanan ULOG Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin inşaatı tüm tepkilere rağmen devam ediyor.

Heyelan bölgesine konuşlandırılan proje, işçi ölümlerine de neden olduğu için 2017 yılında yeniden tasarlanmıştı.

Proje kapsamında ULOG Hidroelektrik Santrali ve Yukarı Neretva Hidroelektrik Sistemini oluşturan yedi adet küçük Hidroelektrik Santrali Sistemi (HES) yer alıyor. Ayrıca nehrin 30 kilometrelik bölümünü birbirine bağlayan bir dizi baraj ve boru hattı da yapılacak.

EFT Grubun yatırımcı olduğu projenin, mühendisliğini Çin’in Sinohydro şirketi, sağlık güvenliği ve çevrenin incelenmesi gibi sorumlulukları İsviçre’den Gruner şirketi üstleniyor. Ayrıntıları ise Gruner’in sitesinde şöyle anlatılıyor:

Bu yeşil alan inşaatı, toplam 6.44 Milyon metreküp (m³) depolama kapasitesine sahip bir rezervuar oluşturacak 53 metre yüksekliğinde bir kemer barajından oluşmaktadır. Rezervuar, deniz seviyesinden 641 metre yükseklikte (m asl) bir su seviyesine sahip olacak şekilde tasarlanmıştır ve bu nedenle rezervuarın 79,6 hektarlık bir yüzey alanını kaplaması ve 4,9 km uzunluğa sahip olması beklenmektedir.

3,5 m çapında 2,5 km uzunluğunda bir başlık tüneli, santraldeki 2 Francis türbinine saniyede 17,5 metreküp (m³/s) akış sağlayacak bir su girişi, dalgalanma mili ve cembi stokuna yol açacaktır. Hidroelektrik şeması, garantili bir ekolojik akışı boşaltan barajın hemen aşağısında bulunan 0,178 MW kurulu güce sahip küçük Hidroelektrik Santrali (SHPP) içeren toplam kurulu kapasiteye sahip olacak şekilde tasarlanmıştır.

Gruner şirketine göre, ULOG Hidroelektrik Projesi, ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunuyor:

Proje, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM) kapsamında tescil edilmiştir; burada projenin, sera gazı emisyonlarını (yılda 87’846 ton Karbondioksit olarak tahmin edilmektedir) ve diğer kirleticileri azaltarak Bosna-Hersek’in sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunduğu doğrulanmıştır. Her zamanki senaryoda olduğu gibi iş ile karşılaştırıldığında ve hidroelektrik santralinin inşası ve işletilmesi sırasında yerel istihdam yaratılmıştır.

Bosnalılar tepkili: Bırakın akayım!

Şirketlerin yaptığı propagandaya rağmen bölge halkı projeye karşı direnişini sürdürüyor.

Sosyal medya aracılığıyla örgütlenen Bosnalılar, kurdukları ve Türkçesi ‘Bırakın Akayım’ anlamına gelen ‘PUSTİ ME DA TECEM’ adlı gruplarıyla başlattıkları dijital aktivizmi sokaklara da taşıdı. 11 Kasım 2023’te Konjic’te protesto gösterisi düzenleyen eylemcilere BosnaHersek Nehirleri Koruma Koalisyonu da destek verdi.

‘Bırakın Akayım’ grubunun yöneticisi olan Safet Sarajlic, Konjic’i ve projeye neden karşı olduklarını şöyle anlatıyor:

Konjic, Bosna-Hersek’in güneybatı kesiminde yer alan, doğal kaynaklar açısından oldukça zengin; Jablanica ve Boracko Jezero göllerine ev sahipliği yapan en büyük bölgesel belediyedir. Burası rafting, dağcılık yapanlar ve diğer turistler için büyük bir potansiyel taşıyor. Bu potansiyelin temel sebebi ise Bosna’nın en güzel nehirlerinden biri ilan edilen Neretva Nehri’dir.”

Safet Sarajlic, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neretva olmasaydı bu şehir olmazdı. Bugün buraya 53 metre yüksekliğinde bir baraj inşa ediliyor. Bu da biyolojik çeşitliliğin ve doğanın tehdit altında olduğu anlamına geliyor. Baraj inşaatının olumsuz sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla protesto düzenledik. Hükümetin iddialarımıza saygı duymasını ve bu çevre kıyımını önlemesini bekliyoruz. Çünkü bizler için burayı terk etmek bir seçenek değil. Nehrimiz için savaşacağız”

Bosna-Hersek Nehirleri Koruma Koalisyonu (Koalicija Za Zastitu Rijeka Bosne i Hercegovine) direktörü Lejla Kustica da Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada mücadelelerini şöyle özetliyor: Korumaya çalıştığımız doğa sadece Bosna’nın doğası değil, küresel bir doğa…”

Neretva Nehri

‘Neretva Nehri ve doğa saldırı altında’

Neretva Nehri’nin biyolojik çeşitlilik açısından en zengin nehirlerden biri olduğunu ve nehrin Bosna’dan Hırvatistana uzandığını hatırlatan Kustica, geçen iki yıl içinde nehrin kaynağında düzenlenen ve Avrupa’nın pek çok ülkesinden bölgeye gelen bilim insanlarının görüşlerini özetliyor:

Hepsi de Neretva’nın vahşi doğanın korunması açısından çok zengin ve önemli bir nehir olduğu sonucuna vardı. Buna rağmen doğa, çok sayıda hidroproje tarafından saldırıya uğradı. Bu projelerden biri de nehrin kaynağından sadece 50 kilometre uzaklıkta, nehrin en bakir bölgesinde yer alan ULOG Hidroelektrik Santrali. Uzmanlar, projenin doğa ve biyolojik çeşitliliği mahvedeceğini söylüyor.”

Yatırımcıların ‘bölgeyi canlandıracak proje’ iddiasına rağmen, halkın söz konusu girişimlerin sadece doğayı tahrip ettiğini gözlemlediğini anlatan Kustica, “Buradaki nehirler bölge halkının kimliğinin bir parçası. İnsanlar nehir kenarında sosyalleşiyor, hayvancılık yapıyor. Tüm bu sebepler göz önüne alındığında da bölge halkının ayağa kalkması ve santraller ile mücadelesi kaçınılmaz oluyor. Ama ne yazık ki daha önceden onaylanmış projeler var. Dolayısıyla mücadele etmek zorundayız diye konuşuyor.

‘Havza yasalarla korunmalı’

Kustica, katılımın yoğun olduğunu aktardığı Konjic’te düzenlenen protesto eyleminde ülkenin dört bir yanından gelen Bosnalıların taleplerini de şu şekildi belirtiyor:

ULOG Hidroelektrik Santralinin yapımının durdurulması
İki büyük santral olan Glavatičevo ve Bjelimići HES’leri ile 7 küçük hidroelektrik santralinin yapımının durdurulması
Neretva Havzasının yasalarla korunması
Bosna-Hersek’te kamu elektrik şirketlerinin ULOG projesinin yatırımcısından kömür alımını durdurması

Lejla Kustica, Neretva Nehrinde oluşan kirlilik için de suç duyurusunda bulunduklarını ve yasal süreçlerin devam ettiğini belirtiyor:

Bosna’daki toprakların sadece yüzde 3’ü yasalar tarafından korunuyor. Hükümet tüm kademeleriyle doğanın ve ülkedeki biyoçeşitliliğin korunmasına odaklanmıyor. Serbestçe akan nehirlerimizi kolay ve hızlı bir şekilde sözde ‘yeşil enerji’ kaynağı olarak görüyorlar ama biz hidronun yeşil enerji olmadığını çünkü kurulduğu bölgede her şeyi yok ettiğini iddia ediyoruz. Çok sayıda mücadele ve kavga yaşanıyor. Neretva Nehri Bosna-Hersek toplumu için çok önemli ve biz vazgeçmeyeceğiz. Bunu durdurmak için elimizden ne geliyorsa yapacağız çünkü tüm argümanlar nehirden ve nehir kenarında yaşayan insanlardan yana. Uluslararası insanları, aktörleri, sivil toplum vatandaşlarını da bu mücadelenin bir parçası olmaya davet ediyoruz. Çünkü burada mücadele ettiğimiz ve korumaya çalıştığımız şey sadece Bosna’nın doğası değil, küresel bir doğa…”

İklim krizi: İtalya, Hırvatistan ve Bosna Hersek’te seller en az beş can aldı
İklim değişikliğinin yeni kurbanları Bosna-Hersek ve Sırbistan oldu
Sarım Havzası HES projesi yapımını onaylayan ÇED raporuna itiraz

3.5 milyonluk ülkede 15 HES var, yenileri yolda

Uluslararası çevre ve insan hakları grubu olan Bankwatch Network, IKE (Uluslararası Enerji Ajansı) raporunu derleyerek, Bosna-Hersek’teki enerji sektörü ile ilgili bir rapor yayımladı.

Rapora göre yaklaşık 3,5 milyon nüfusa sahip olan Bosna-Hersek, Batı Balkanlarda elektrik ihracatçısı olan tek ülke.

database.earth verilerine göreyse Bosna-Hersek’te bulunan 16 hidroelektrik santrali 2205,5 MW hidroelektrik enerji üretiyor. Bu santraller tabloda gösteriliyor:

SANTRALİN ADI

KAPASİTE

110.0 MW

420.0 MW

216.0 MW

115.0 MW

180.0 MW

48.0 MW

30.0 MW

48.5 MW

75.0 MW

60.0 MW

160.0 MW

210.0 MW

180.0 MW

8.0 MW

315.0 MV

30.0 MW

Bosna-Hersek’in halihazırda sahip olduğu hidroelektrik santralleri dışında inşaatı devam eden veya yapımı planlanan birçok santral de bulunuyor. Bu inşaatlar birçok tartışmaya yol açarken, Bosna-Hersek Federasyonu, 1 MW’ın altındaki üniteler için gereken izinleri ortadan kaldıran, 23 KW’a kadar olan santraller için de prosedürleri basitleştiren yeni bir Elektrik Yasası’nı geçtiğimiz günlerde kabul etti.

*

Bu haber Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Haberin içeriği tamamıyla yazarının ve Yeşil Gazetenin sorumluluğu altındadır ve hiçbir durumda Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

You may also like

Comments

Comments are closed.