Bisiklet turizmi, bisikletle tatile giden ya da gittiği yeri bisikletle gezenlerin oluşturup ürün ve hizmet aldığı bir turizm türüdür. Her yıl dünya çapında bisikletin yaygınlaşmasıyla birlikte bu türe olan talep artmakta, ülkelerin bisiklet turizminden geliri de aynı oranda yükselmektedir. Ormanların, sahillerin yok edilmesi pahasına inşa edilen otellere karşı bisiklet turizmi çevreyle dosttur. Bisikletle seyahat eden gezginler için farklı bisiklet rotalarının oluşturulması, rotalar üzerinde bisikletçilerin ihtiyaçlarının karşılanması için lokanta, kafe ve çeşmeler inşa edilmesi, yollara belirli aralıklarla bisiklet tamir ve bakım ekipmanlarının yerleştirilmesi ve tüm bunların bisikletçiler tarafından bilinip huzurla seyahat edilebilir olması için çevrimiçi haritalarla sunulması gereklidir. Ayrıca bisiklet turizmi belirli bir yaş grubuna değil, yeni teknolojilerin bisikletlerle kullanımıyla geniş bir yaş aralığındaki kullanıcılara hitap etmektedir. Örneğin elektrik destekli bisikletler sayesinde belli bir yaşın üzerindeki ya da sportif olarak belirli bir formun altındaki kişiler de yorulmadan ve hızla seyahat edebilmektedir.
Seyahatini bisikletle yapmak yerine gittiği yerde seyahat eden kişiler de bisiklet turizminin diğer bir kitlesini oluşturur. Bu kişiler için bisikletlerini güvenle park edebilecekleri bisiklet dostu oteller olmalı, ayrıca gidilecek otelde ya da civarında bisiklet kiralama hizmeti bulunmalıdır. Kiralanacak bisikletler de güvenle dolaşmaya uygun olarak kaliteli ve bakımlı olmalıdır. Turizm şirketleri gezi seçeneklerine mutlaka bisiklet turizmini dahil etmeli, bisikletli turistlere doğru bir şekilde yardımcı olacak rehber bisikletçiler istihdam etmelidir.
Bisiklet turizmi, belirli bölgelere turist yığılması sonucunda bu bölgelerin ranta açılması ve bozulması yerine turizmi daha geniş alanlara yayar. Normal şartlarda turizm ekonomisinden pay alamayan uzak bir köy, kolaylıkla bisiklet turizminin bir parçası haline gelebilir. Bir köy evi kapılarını bisikletli gezginlere açabilir. Bisiklet sporcuları büyük şehir ya da kalabalık turizm merkezleri yerine köylerde kamp yapabilir, antrenmanlarını kalabalık trafikten uzakta köy yollarında gerçekleştirebilir. Burada bir örnek olarak Fethiye’nin Karaağaç köyünü verebilirim.
Bisiklet kültürü
Ünlü turizm ilçesi Fethiye, güzel koyları, antik kentleri, gece kulüpleri ile her yıl milyonlarca turistin ilgisini çekmektedir. Bu sebeple ilçe merkezi her yıl betonlaşmaya kurban edilmektedir. Karaağaç köyü ise merkezden otuz kilometre uzakta 750 metre yükseklikte serin, sessiz, keçilerin sokaklarda otladığı, nüfusun turizmden pay alamadığı bir köydür. Köye ulaşım için çok virajlı ve çeşitli derecelerde rampalı yollar geçilmesi gerekmektedir. Bazı yerlerde yollar çok temizken bazı yerlerde daha bozuktur. Ortalama bir turistin gitmek için sebep bulamayacağı doğa harikası olan bu köy, bisiklet sporcuları için güç toplayıcı-geliştirici bir kamp alanı olabilir. İstekli olan ve belirli eğitimler bakanlık tarafından kendilerine verilmiş olan köylüler sporculara konaklama, yeme-içme hizmeti verebilir, rehberlik yapabilir.
Başka bir örneği İzmir’den verebiliriz. İzmir, Türkiye’nin turizm coğrafyası olan Ege bölgesinin tam merkezinde yer alır. Eurovelo’nun bir parçası olan İzmir, bisikletli ulaşımda örnek bir şehir olmasının yanında farklı zorluktaki yollarıyla her seviyeden kullanıcı için keyifle gezilebilir bir şehirdir. Asfaltı keyifli yol bisikleti yarışları ve antrenmanları için bir seçenek oluştururken bir çok bölgesinde dağ bisikleti yolları mevcuttur. Bisikletli seyahat yapan tur bisikletçilerinin tercih edeceği çok fazla bisiklet dostu otel ile diğer yandan birçok çadır kamp alanı mevcuttur. Bisiklet kültürü ve bisikletli sayısı arttıkça bu şehir daha çok bisikletliye ev sahipliği yapacaktır. Ayrıca şehir yeni bisiklet projeleri ile hem Türkiye hem de Dünya için örnek olabilecek bir geçmişe ve yeterliliğe sahiptir. Bisikletin simge şehirlerinden İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de bisikletli siyasetçilerdendir. Haftanın birkaç günü evinden belediye binasına makam aracı yerine bisikletiyle giden Soyer, özel günler ve bayramlarda da bisikletiyle boy göstererek şehirde yaşayan insanlara örnek olmaya çalışır.
Yarışların etkisi
Bisiklet turizminin bir diğer ayağı da bisiklet spor organizasyonlarıdır. Dünyada en bilinen üç bisiklet yarış organizasyonu Fransa Bisiklet Turu, İtalya Bisiklet Turu ve İspanya Bisiklet Turu’dur. Bu organizasyonlar sadece bisiklet sporunu geliştirmekle kalmaz, özellikle televizyon yayınları sayesinde ülkelerin güzellikleri ön planda gösterilir, organizasyonun yapıldığı şehirler dünya çapında tanınır hale gelir. Bugün bir ülkeyi ya da şehri tanıtmak için mutlaka dünya çapında gelenekselleşmiş yarışlara ihtiyaç yoktur. Farklı tarzlarda yarışlar o tarza uygun bölgelerin seçilmesini beraberinde getirdiği gibi bazı bölgeler kendi coğrafik özelliklerine göre yarışları organize edebilir. Örnek olarak bir dağ ve bölgesini tanıtmak için o dağ ve civarını içine alan tematik bir yarış düzenlenebilir.
2019 yılında yer aldığım ultra mesafe yarışı Transcontinental sayesinde Bulgaristan‘ın en ücra köşesinde kalmış anıtlarını, Sırbistan’ın dağ köylerini, Hırvatistan‘ın uçsuz bucaksız mısır tarlalarını, İtalya, İsviçre ve Avusturya Alp geçitlerini, Fransa düzlüklerini bisikletimle geçmiştim. Düzenlenmesi aslında çok da zor olmayan bu yarış sayesinde yüzlerce yarışçı olarak o bölgeleri görmüş, sadece görmekle kalmayıp bizlerle beraber yarışı sosyal medya üzerinden takip eden yüz binlerce insan da bu bölgeleri görmüş, tanımıştı. Sadece Transcontinental değil, dünya çapında çeşitli mesafelerde farklı bölgeler, şehirler ve ülkeleri içine alan farklı birçok yarış organizasyonlarına her yıl yenisi eklenmekte, başta sosyal medya sayesinde ülkeler kendilerini bu yarışlarla tanıtmaktadır. Farklı bölgelere özgü yarış temaları belirlenmesi için bisikletçiler, doğa sever gönüllüler, bakanlıklar ve belediyeler birlikte çalışabilirler. Her geçen yıl bisiklet türlerinin artması bu türlere göre çeşitli organizasyonlar yapılmasını sağlayabilir. Örnek olarak, bir üniversite yerleşkesi katlanabilir bisiklet yarışına, ekolojik çeşitliliğiyle ünlü bir tepe dağ bisikleti yarışına ev sahipliği yapabilir. Hatta Sevgililer Günü’nde bile, eşlerin birlikte sürüş yapabileceği tandem bisiklet yarışı düzenlenebilir.
Bisiklet, sadece bisiklet değildir
Bisiklet turizmi, teşvik edilip doğru uygulanabilirse tersine göçün kapılarını açabilir. Köyler için bir gelir olmakla beraber çevrenin korunması adına politikalar geliştirilmesine sebep olur. Belli başlı turizm bölgelerindeki yığılmayı ve buna bağlı altyapı sorunlarını önler. Turizm gelirlerinin daha geniş kitlelerce paylaşılmasına vesile olur.
Bisikletin sadece bisiklet olmadığını; içerisinde tarihi, bilimi, insan haklarını, tutkuları, çevreyi barındıran, insanın kendisiyle ve çevresiyle yeniden bağ kurmasını sağlayan bir araç olduğunu dolayısıyla turizm için de çokça fikri barındırdığını, daha da barındırabileceğini sadece beş yıllık bir bisikletçi olarak anlatmaya çalıştım. Son bir yılda bile bisiklete olan yaklaşımımda büyük farklar gördüğüm için kolaylıkla söyleyebilirim ki, bisiklet benim anlatabileceğimin de çok daha ötesinde bir mucizedir. Sadece kişiliğimiz, bilgimiz ve bedenimiz değil, dünyamız, ülkelerimiz ve köylerimiz de ondan çok şey kazanabilir. Çocukluğumuzda bize verilen yaz tatili hediyesi olan bisikletlerimizden başlayarak bisikleti herkes için yeniden düşünmek, yeniden düşlemek zamanıdır.
Şehirleri, ülkeleri; farklı coğrafyaları yepyeni bir bakışla görmek, yeni duygularla hissetmek için bisiklet, yeni yollar-yeni ufuklar gösterir. Birçok insan tatile arabayla gitmenin daha hızlı olduğunu söyler: Bisikletçilik sayesinde başlayan bir alışkanlık olacak, hız yerine ana odaklanmaya alıştım. Tatil, gidilen yerde değil, bisiklete ilk binildiğinde başlar.