Hayvan HaklarıManşet

Bırakın pireler de yaşasın! Evlerimizdeki haşerelerle insancıl başa çıkma yöntemleri

0

Yazan: Tim Dowling

Yeşil Gazete için çeviren: Eren Yılmaz

*

Karantina boyunca sırayla ortaya çıktılar: Fareler, karıncalar, bitler, güveler, bir tilki ve tatsız bir olay sonunda mutfağa giren bir saksağan. Birçok farklı türde canlıya kapıyı göstermek zorunda kaldım ve her zaman tam anlamıyla başarılı olduğum söylenemez. Saksağan gitmeye dünden razıydı. Karıncalar yerinden memnundu. Güveler hâlâ bizimle yaşıyor.

Evdeki haşerelere öfke beslemek kolaydır ve bazen – özellikle doymak bilmeyen bir fareyle karşılaştığınızda – onlara zarar vermeyi istemek de mümkün. Ancak çoğu insan, evlerindeki işgalcilerden kurtulurken mümkün olduğu kadar insancıl davranmayı tercih eder. Merhamet duygunuz bir canlıyı öldürmeyi her zaman engelleyemese bile; bir bebekseniz bunu zaten yapamazsınız. Haşerelerle mücadele ürünlerinin çoğu ne yazık ki hala öldürücü etkiyi etkin çözüm ile karıştırmakta. Aldığım karınca kapanının üzerinde “karıncaları ve yuvalarını yok eder!” yazıyor. Ben sadece onları tezgâhtan uzaklaştırmak istemiştim. Peki sadece insancıl ve öldürücü olmayan yollarla haşereleri evinizden uzak tutmak mümkün mü?

İnsancıl haşere kontrol yöntemleri hakkında öğrenmem gereken ilk şey, bu yöntemleri teşvik eden insanların haşere kelimesini sevmediği oldu. Kemirgenler ve böcekler ekosistemimizde önemli roller üstleniyor ve her biri doğal yaşamın bir parçası. Vegan yardım kuruluşu Viva!’nın yöneticilerinden biri olan Laura-Lisa Hellwig, “Genelde insanlar bu canlıları haşere olarak adlandırsa da, bu gezegende bizimle aynı yaşama hakkına sahipler” diyor: “Ve bu canlılardan bazıları bizden çok daha uzun süredir buradalar. Onları yok etmek veya acımasızca öldürmek yerine birlikte yaşamak için barışçıl yollar bulmalıyız.”

O halde ilk adım, haşere olarak görebileceğiniz canlılarla birlikte yaşayıp yaşayamayacağınıza bakmak olabilir.

Ölümcül olmayan vahşi yaşam kontrol yöntemlerinde öncü olan İskoçya merkezli Humane Wildlife Solutions şirketinin kurucusu Kevin Newell, “Sizin de bildiğiniz gibi insanlar, evlerinin duvarındaki olukların birinde bir arı yuvası gördüklerinde, düşündükleri ilk şey ‘Bunu kontrol etmenin bir yolunu bulmalıyız’ oluyor” diyor. Benimle telefonda konuşurken, bir yandan yeni kurtardığı ve bir süreliğine ofisinde onunla birlikte yaşayan kara sırtlı martı yavrularına bakıyor.

Newell’ın arı yuvaları bulanlar için basit bir önerisi var: Müdahale etmeyin. “Bu şekilde bulunan 10 yuvadan 9’u Bombus arılarına ait ve onlar da size herhangi bir zarar vermezler. Olduğu gibi bırakın.”

Müdahale gerektiren durumlarda bile, Newell insancıl yöntemlerin ölümcül araçlar kullanmaya göre daha etkili olduğunu söylüyor (ki zaten ölümcül olan yöntemler genellikle sorunu kökten çözmüyor). Bu öneriden yola çıkarak, evinizde istemediğiniz canlıları en kibar şekilde uzaklaştırma yollarına bakalım.

Konu kemirgenler olduğunda, tek doğru çözüm girişleri engellemek. Tasarım: Guardian Design; Linda Nylind/The Guardian; Ilya731

Fareler ve sıçanlar

Konu kemirgenler olduğunda, tek doğru çözüm eve girişleri engellemek. Zehir kullanmak – özellikle sıçanlarda – zalimce olduğu kadar aynı zamanda etkisiz bir yöntem. Hellwig, bu kemirgenler için “Zehir koyduğunuzda birazını yiyip geri çekilecekler, sonra çıkmak için güvenli bir anı bekleyip geri gelecekler,” diyor.

Böyle bir yöntem sorunu sadece daha da büyütecektir. Yaygın kullanılan zehirler kemirgenleri çekmek üzere üretilirken, sıçanlar zamanla bu ürünlere önemli ölçüde direnç geliştirebilirler. Newell bu duruma İskoçya’daki bir süpermarketten örnek veriyor: Altı yıl boyunca fare kapanları geleneksel yöntemlerle düzenli olarak zehirle dolduruluyordu. Sıçanlar konulan zehirleri tekrar dolum zamanı gelene kadar bitiriyor ve marketin stoklarına ulaşabiliyordu. Newell kırık bir havalandırma kapağından içeri girdiklerini tespit edip girişi kapatmasıyla sorun kalıcı olarak çözülmüş oldu.

Evinize kemirgenlerin girişini engellemek için sizin de aynı yolu izlemeniz gerekiyor: İçeri nasıl girdiklerini tespit edin ve girişleri kapatın. Bu yöntem çok basit olduğu kadar uygulaması da ne yazık ki bir o kadar zor. Yetişkin bir fare, çapı 5 peni büyüklüğünden olan bir delikten (1.8 cm) geçebiliyor. Üstelik bir apartman dairesinde yaşıyorsanız, binaya giriş noktalarını tespit etmeniz mümkün olmayacağından kendi dairenizi koruma altına almanız gerekecek. Dışkılarından yola çıkarak rotalarını bulmaya çalışın. Hellwig’e göre duvarlardaki delik ve çatlakları çelik yünü ile doldurmak iyi bir fikir, çünkü fareler çelik yününü kemiremiyor.

Evin içinde yakalamanız gereken kemirgenler olduğunda ise, hareket alanı olan ve canlıya zarar vermeyen kapanlar kullanın. Newell’a göre, “Bu canlıları yakalamanız gerekiyorsa, yapabileceğiniz en iyi şey kapanları yiyecek buldukları yere kurmak. Sonra da kapanı yedikleri besinleri kullanarak kurun. Kahvaltılık gevreğinizi yemek için mutfak dolabına girdiklerini düşünüyorsanız, o gevreğin tadını seviyorlar demektir. Gevrek kutusunu dolaptan çıkarıp gevreğin birazını kapana koyarsanız muhtemelen ilk gecede fareleri yakalarsınız.” Evinizdeki farelerin neyi sevdiğini bilmiyorsanız, Newell yem olarak Nutella kullanmayı öneriyor; “Çikolata ve fındık karışımını çok seviyorlar.” Ayrıca yakalanan farelerin çok fazla strese maruz kalmamaları ya da çok susuz kalmamaları için gece yatmadan önce son kez ve sabah uyanır uyanmaz kapanları kontrol edin.

Yakaladığınız fareleri doğaya salmakla ilgili çevrimiçi ortamlarda karmaşık tavsiyeler mevcut: Bazıları eve geri dönmesinin önüne geçmek adına en az 3 km. uzağa bırakmanızı önerirken bazı hayvan koruma dernekleri farelerin yakalandığı yerden en fazla 50 metre uzağa bırakılmasının doğru olduğunu, aksi takdirde canlının muhtemelen hayatta kalamayacağını belirtiyor.

Newell yılın bu zamanlarında (Temmuz ayı) doğal su kaynağı, yiyecek ve barınabileceği bir alan olduğu sürece dışarı bırakılan bir farenin yaşamını sürdürebileceğini söylüyor. “Bu üç şey önemli, bu yüzden ideal olan bir nehir yatağına ya da eski bir demiryolu yakınlarına bırakmak.”

Karıncalar

Karıncaların bir evi istilası şu şekilde ilerliyor: İzci karıncalardan biri evinize küçük bir delikten sızar. Bir yerlerde şeker bulursa aynı yoldan geri dönerek bulduğu besini yuvasına götürür. Ertesi gün, bıraktığı koku izini takip ederek besin kaynağına döner. Bu yolculuğu ne kadar sık yaparsa bıraktığı koku izi de o kadar güçlü olur ve zamanla diğer karıncalar da aynı izi takip etmeye başlar. Kısa bir süre sonra da tüm koloni tek sıra halinde evinizin yolunu tutar.

Bunu engellemek için önce giriş noktalarını bulun ve geceyi bekleyin. Newell bunun sebebini şöyle açıklıyor; “Çünkü karıncalar geceleri yuvalarına geri döner – geceleri besin aramak için tekrar çıkmazlar. Önce bir dolgu macunu kullanarak duvardaki deliği kapatın. Geçtikleri alanın etrafını sıcak suya limon suyu ve sirke karıştırarak yıkayın. Bu bölgeyi temiz tuttuğunuz sürece koku izleri kaybolacak ve yeni bir istila için ilk adıma geri dönmek zorunda kalacaklar. Aynı şekilde bütün mutfağı temizleyip açıkta yiyecek kalmadığından emin olduğunuzda, izci karınca geri dönse bile yiyecek bulamayacak ve mutfağınız karıncalar için besin olmayan bir alan sayılacak.

‘Yaban arıları yılın büyük kısmında sorun yaratmazlar’ Tasarım: Guardian Design; Linda Nylind/The Guardian; YAY Media AS/Alamy

Yaban arıları

Öncelikle mümkünse hiçbir şey yapmayın. Yaban arıları yılın büyük bir bölümünde kimse için sorun yaratmazlar. Hellwig bu döngüyü şöyle anlatıyor: “Sadece yazın iki ay boyunca dişiler yiyecek aramaya başlar ve buldukları yiyecek genellikle bizim piknik yemeğimiz olur. Bu yüzden bu dönemlerde insanlara yaklaşırlar.”

Evinizin tavan arasında bir yaban arısı yuvası bulduğunuzda hemen harekete geçmeniz gerekmiyor. “Bu alanı kullanmıyorsanız, bulduğunuz yuvayı kendi haline bırakın. Üstelik bahçenizi seviyorsanız yaban arıları en iyi bahçe dostu canlılardan biri olabilir, çünkü bitkilerinize zarar verebilecek böcekleri yiyorlar.” Kendi hallerinde bırakıldıklarında, yuvalarında yaşam döngüsünü tamamlarlar ve zamanla sayıları azalır.

Evinizde yaşayan bireylerden birinin yaban arılarına alerjisi varsa yuvayı taşımak gerekebilir. Fakat bu durumda bile yuvalarına tek başınıza yaklaşmamalısınız – nefes verirken saldığınız karbondioksit bile savunma mekanizmalarını tetikleyebilir.

Newell rutin olarak yaban arısı yuvalarını onlara zarar vermeden evlerden alıp başka yere taşıyor. Bu işi geceleri maske takarak yapıp yuvayı büyük plastik bir taşıma kabına alıyor. Daha sonra yaban arılarının etrafa uyum sağlayabileceği bir bölgede bir ağaç ya da eski bir taş duvar bularak yuvayı yeni yerine bırakıyor. “Ben böyle yapıyorum, ama herkes bunu tek başına yapmamalı,” diyor Newell. En iyisi bir uzmana danışmak.

Hamam böcekleri

Hellwig hamam böceklerinin ıslak zeminleri ve nemli olan herhangi bir yeri sevdiğini söylüyor; “Bu yüzden davetkâr olmamak için zemini kuru tutmakta fayda var.” Özellikle sızıntı yapan su boruları onları çekebilir, bu da olası hamam böceği sorununuzun ana kaynağı olabilir. Hamam böceklerini zehirlemek genellikle o kadar da etkili değildir, inanılmaz derecede dayanıklı canlılar, ama insancıl yollarla uzaklaştırmak bir profesyonel için bile oldukça zor bir iş.

“Öncelikli amaç, mümkün olduğu kadar çok hamam böceğini elle toplayıp dışarı salmak ve sonrasında yaşam alanlarını iyice temizlemek. Ayrıca tekrar girişleri engellemek için duvar diplerindeki boşluk ve çatlakları doldurmak da iyi bir fikir olabilir.”

Pireler

Pireler için kullandığı yöntem hâlâ bir meslek sırrı olmasına rağmen, Newell prosedürü ana hatlarıyla şu şekilde tarif ediyor; “Eve kedi ve köpeklerle gelen pireleri onlara zarar vermeden yakalamak için bazı yollar keşfettim. Hâlâ deneme aşamasında olduğu için tarifteki sihirli maddeyi paylaşmayacağım, fakat bu uygulama su dolu bir kap içeriyor. İlk uygulamalarda aldığımız sonuçlara göre pireleri canlı olarak yakalayabiliyoruz ve bu yerçekimi ve pirelerin suya verdiği tepki sayesinde mümkün.”

Uzman olmayan kişiler için bu işin sırrı kedi ya da köpeğinize düzenli olarak banyo yaptırmak, halıları ve köpeğinizin yatağını süpürerek pire yumurtalarından arındırmak, ve son olarak pirelerin süpürgenin torbasının içinde de yumurtadan çıkabileceğini hesaba katarak torbayı dışarıda boşaltmak.

Tahta kurusu, sinekler ve diğer böcekler

Newell’ın bu grup için önerisi kısa ve öz: “Örümcekler, özellikle de uzun bacaklı ve ‘kiler örümceği’ olarak bilinen türler (daddy longlegs). Bu türden evinizde birkaç tane varsa bırakın kalsınlar, çünkü tahtakurusu, gümüş böceği gibi börtü böceğin evinizde barınmasına izin vermeyecekler.” Evinizdeki bir böceği – ya da bir örümceği – yerinden etmeniz gerekiyorsa insancıl yöntemler içeren kapanları marketlerde bulmak mümkün, fakat en kolayı bir bardak ve karton kullanmak: Böceği bardağın içine hapsedin, kartonu yavaşça bardağı kapatacak şekilde kaydırın ve yakaladığınız böceği en yakın pencereden dışarı bırakın.

Tilkiler

Hellwig’e göre, tilkilerle birlikte yaşamayı öğrenmek en iyi seçim. “Tilkiler 2006’da yürürlüğe giren Hayvan Refahı Yasası ile koruma altındalar, bu yüzden eğer onlara zarar verirseniz ceza alabilirsiniz.”

Newell tilkilerle ilgili ona ulaşanların çoğunun kedileri için endişelendiğini belirtirken, genellikle insanlar tilkileri fark edene kadar kedileri de çoktan tilkilerle takılmaya başlamış oluyor: “Kediler ve tilkilerin iyi anlaştıklarına emin ve bir arada yaşamakta çok iyi olduklarından emin olabilirsiniz.” Tilkiler, bitkilerinizin dibini kazıyorsa – benimkilere yaptıkları gibi – bu muhtemelen kullandığınız gübreyle ilgili; gübre kokusu onları orada lezzetli bir şeylerin gömülü olduğunu düşünmeye teşvik ediyor. Tilkileri bahçenizden uzak tutmak istiyorsanız çitlerinizi ve duvarları plastik dikenli tellerle örebilirsiniz. Ultrasonik kovucular da etkili bir yöntem olabilir.

Tilkiler için tuzak kurup insancıl yollarla kırsal alanlara bırakabileceğinizi söyleyenlere kulak asmayın – Newell’a göre tilkiler yeni bir bölgeye bırakıldıklarında hayatta kalmaları çok zor oluyor. “Bu aynı zamanda yasadışı. Kontrolünüz altında bir canlı varsa, onun güvenli bir şekilde yaşamasını sağlamak sizin yasal sorumluluğunuz. Ve bildiğimiz üzere bu şekilde doğaya bırakılan tilkiler güvende değil.”

Güveler

Güveler için doğal kovucular etkili olabiliyor – Hellwig, lavanta, nane, kekik ve biberiyeyi kurutulmuş ya da yağ olarak kullanmayı öneriyor. Fakat güvelerden insancıl yollarla kurtulmak biraz zaman alabilir. Giysilerinizi yiyenler larvalar, fakat yakalamanız gereken yetişkin güveler. “Kozalarından çıkar çıkmaz eş aramaya başlıyorlar. Etrafta eş bulamadıklarında, evdeki güve popülasyonu da azalmaya başlayacaktır.”

Fakat sabırlı olmak gerekiyor: “Bir keresinde bir Budist tapınağındaydım ve güveler ibadet için kullanılan matları ve kilimleri yiyordu. 2-4 hafta arasında değişen bir yaşam döngüleri var, bu yüzden ben de bu süre içinde her gün tapınağa giderek güve yakaladım. Hiç güve kalmayana kadar hepsini topladık ve dışarı saldık. Birkaç hafta sonra da önlem amaçlı kilim ve matlarını yıkamalarını önerdik. Ve sorun çözülmüş oldu.” Herhangi bir zehir içermeyen bu yöntemin ne kadar etkili olduğu, tek bir ibadet kiliminin fiyatını öğrendikten sonra daha net anlaşılıyor.

Makalenin İngilizce orijinali

You may also like

Comments

Comments are closed.