Bilim Akademisi, koronavirüs hakkında bilimsel araştırmalar yapacak olanlara, önce Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Covid-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu’ndan izin alma şartı getirilmesiyle ilgili bir açıklama yayınladı.
Açıklamada araştırma öncesinde izin alma zorunluluğunun “bilimsel araştırmanın özüne, amacına ve temel ilkelerine ters olduğu gibi son derece sakıncalı” olduğu belirtildi.
Yapılan açıklamada konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yürütecek olanların etik kurul başvurusundan on gün önce Komisyon’a bildirim yapması zorunluluğunun, Anayasanın 27’nci maddesiyle ters düştüğü belirtildi.
İlgili maddede “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir” ibaresi yer alıyor. Açıklamada bu karar ile doğacak sonuçlar şu şekilde ifade edildi:
Bilimsel araştırmalar bilinmeyeni deney ve gözlemlerle öğrenmek ve sınamak için yapılır. Sadece Covid-19 gibi güncel ve hayati önem taşıyan konularda değil her konuda araştırma ön izinden ve önyargıdan bağımsız olmalıdır ki bilinmeyeni ve öngörülemeyeni serbestçe araştırabilsin, doğru ve işe yarar bilgiye ulaşabilsin.
Koronavirüs hakkında yapılacak araştırmalar için önceden izin alma mekanizmasının ulusal ve uluslararası projelerde gecikmeye yol açacağı ve araştırma destek kurumlarının var olan bilimsel değerlendirme mekanizmalarının önüne geçtiği belirtildi:
Sağlık Bakanlığı bu acil durumda TÜBİTAK ile koordinasyon yerine kimler tarafından ne şekilde yürütüleceği açıklanmayan bir ek süreç getirmektedir. Üstelik bu süreç “Covid-19 hastalığıyla ilgili olarak araştırmacılar tarafından başlatılması ve yürütülmesi planlanan klinik araştırmalar dahil insanlar üzerinde yürütülecek tüm bilimsel çalışmalar ve retrospektif araştırmalar için öngörülmektedir.
Anlaşılan odur ki Sağlık Bakanlığı Covid-19 salgını ile ilgili matematik modelleme ve sosyal bilim saha araştırmalarını da kendi ön iznine tâbi kılmaktadır.
Tüm dünyada devletlerin koronavirüs hakkında projeler yürütülmesini teşvik ettiğinin altı çizilen açıklamada, “Buna karşılık devletin farklı bir kurumunun (Sağlık Bakanlığı) dünyadaki özgür bilimsel araştırma geleneklerine aykırı
bir şekilde projeleri önceden değerlendirme yoluna girmesi, uygulama hangi yönde olursa olsun, bilim camiasını tedirgin edecek ve özgür bilimsel araştırma ortamını zedeleyecektir” denildi.
Açıklamada bu tutumun Türkiye’nin araştırma alanlarında daha etkisiz bir duruma itilmesine ve uluslararası çalışmalardan dışlanmasına yol açacağı yorumu yapıldı:
İyi işleyen demokratik bir toplum düzeni her şeyden önce doğru bilgiye, bilime dayanmak zorundadır. Bu son salgın da ülkemizde ve bütün dünyada bilime ve akla güvenmenin önem ve önceliğini bir kere daha göstermiştir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…