Dış Köşe

Biberon ve damacana sulardaki Bisfenol A sorunu çözüldü mü? – Bülent Şık

0

Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır

Bir ambalaj materyalinin yapısında bulunan kimyasal maddelerin temas içinde olduğu gıda maddesine geçmesi istenmez. Bu özelliğe sahip en iyi ambalaj materyali de camdır. Ancak camın plastik ambalajlara kıyasla kırılgan, daha ağır ve istiflenmeye daha az uygun olması ambalaj materyali olarak daha az tercih edilmesine neden olur. Ama meseleye piyasanın ihtiyaçları değil de insan ve doğadaki diğer canlıların sağlığı açısından baktığımızda cam çok daha sağlıklı bir ambalaj materyali iken plastik esaslı ürünler öyle değildir. Örneğin plastik esaslı ambalaj materyalinin yapısında bulunan bisfenol bileşikleri ya da fitalatlar temas içinde oldukları gıda ürününe geçerek sağlık zararlarına yol açarlar.

Bisfenol A

Bisfenol A (BPA) damacana su ambalajları ve bebek biberonları gibi şeffaf ve sert yapılı plastik ambalaj materyallerinin üretiminde kullanılan kimyasal maddelerden biri. Konserve kutu ambalajlarda kaplama malzemelerinde, oyuncaklarda, bilgisayar ve cep telefonlarındaki koruyucu kılıfların ve diş dolgularının üretiminde de kullanılıyor.

BPA’nın hormonal sistem ve üreme sistemi üzerinde bozucu etkiler gösterdiğinin anlaşılması üzerine Amerika, Kanada, Avrupa Birliği ülkelerinde BPA kullanımı yasaklandı. Ülkemizde de 1 Haziran 2011 tarihinden itibaren BPA’nın polikarbonat ürünler, biberonlar, göğüs pompaları vb. gibi bebek ve çocuk ürünlerinde ve gıda ile temas eden her türlü üründe kullanımı yasaklanmıştı. Üreticiler de bu yasak kararına uyarak ambalaj materyallerini yenilemiş ve üretilen veya ithal edilen çeşitli ürünlerin üzerine “BPA İçermez” ya da “BPA Free” yazarak ‘tüketicilere’ güven vermişlerdi.

Ürünler BPA içermiyor doğru; ama sorulması gereken kritik soru şu: BPA yerine ne geldi? Malzeme kalitesi aynı kaldı çünkü. Verilecek yanıt içinde yaşadığımız müphemlikten beslenen berbat sistemin nasıl işlediğine bir parça ışık tutabilir.

Yedeğini üretim sürecine sokma

Bisfenol A kullanımı pek çok ülkede yasaklandı. Böylece yetişkinlere kıyasla bebek ve çocukların sağlığını daha çok etkileyen bir soruna da çözüm bulundu. Bize yansıtılan durum bu. Gerçekte olan ise tam olarak şu: Bisphenol A’nın yerini daha güvenli oldukları iddiası ile bisphenol F ve bisphenol S isimli kimyasal maddeler aldı. Yani üretim prosesinden bisfenol A çıkarıldı ve yerine bisfenol S (BPS) ya da bisfenol F (BPF) maddeleri kondu. Elimizdeki ürün artık BPA içermiyor ama ona ikizi gibi benzeyen başka bisfenolleri içerebiliyor.

Ama bu küçük değişiklik çok önemli çünkü artık ürünlerin üzerine “BPA İçermez” yazısı konularak tartışmanın çözüme kavuşturulduğu söylenebilir ve tüketicilere güven verilebilir. Tartışmanın BPA üzerine olması ve onun yerine geçenlerin sağlık sorunlarına yol açtıklarını gösteren çalışmaların da olmaması veya çok az olması işleri kolaylaştırır. Oysa bugün, bütün bu olan bitenlerden sadece birkaç yıl sonra her iki kimyasal maddenin de BPA ile aynı toksik etkilere sahip olduğunu ve yol açabileceği çeşitli sağlık sorunlarını konuşuyoruz! Son beş yıl içinde hem BPS ve hem de BPF maddelerinin hormonal sistem üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu belirten yayınların sayısı epeyce arttı.

Dolayısıyla yukarıdaki resimde görüldüğü gibi herhangi bir ürün üzerinde BPA içermez (BPA FREE) ya da geçen haftaki yazıda ele aldığımız fitalat içermez (No Phthalates) ibaresi gördüğümüzde acaba onların yerine ne konuldu sorusunu sormak ve o ürünleri satın almaktan başka neler yapabileceğimiz üzerinde düşünmek şart.

Ne yapmalı?

Öncelikle piyasada mevcut ürünlerin toksik kimyasal kalıntı içeriği hakkında bilgimiz olmalı. Yeterli bilgimiz olmadan maruziyet düzeyi ve yol açtığı sorunlar üzerinde sağlıklı tartışmalar yürütemiyoruz. Dolayısıyla; üzerinde “BPA İçermez” ya da “BPA Free” yazan başta bebek bakım ürünleri ve oyuncakları olmak üzere plastik esaslı çeşitli ürünler mutlaka kalıntı analizine tabi tutulmalı. Gıda ve içeceklerde analiz çalışmalarından sorumlu kurum Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; su damacanaları ve bebek ürünlerinde analiz çalışmalarından sorumlu kurum ise Sağlık Bakanlığı.

Plastik esaslı ürünlerde sadece bisfenoller değil fitalatlar da bir sorun dolayısıyla yapılacak analiz çalışmasında eşzamanlı olarak fitalat kalıntılarına da bakmak kritik önemde.

Ülkemizdeki farklı yaş gruplarındaki bebek ve çocuklarla, yetişkinlerin idrarlarında bisfenol ve fitalat bileşiklerinin veya metabolitlerinin bulunup bulunmadıklarına ve varsa ne miktarda olduğunu belirlemeye yönelik bir izleme çalışması mutlaka yapılmalı. Şu ana kadar yapılmamış olması bile bir utançtır.

Nasıl korunmalı?

Gerek satın alınan ve gerekse evde gıda ürünlerini saklamak için kullanılan ambalaj materyalleri cam olmalı. Cam kavanozların kapağının iç kısmında ince bir plastik tabaka bulunur; doldurulan gıda ürünlerinin kavanozun kapağına temas etmesi engellenmeli ya da temas etmeyecek şekilde doldurulmalı.

Plastik esaslı malzeme ve oyuncaklar kullanılmamalı. Cam biberon tercih edilmeli. Bebek ve çocukların plastik esaslı ürünlere temasını azaltacak önlemler alınmalı.

Mesele sadece bu ürünleri kullanmamakla çözülemez. Bu ürünlerin üretimini engellemek ya da kullanılan üretim yöntemlerinin insan ve doğa sağlığına zarar vermemesi için neler yapılacağı üzerinde düşünmek her zaman daha sağlıklı bir yol.

Kimyasal madde kullanımının hayatın bir parçası olduğu bir gerçek ve kimyasal maddelerin kontrolsüz, gereksiz, hangi sorunlara yol açılacağı yeterince düşünülmeden hayatımıza bu kadar çok nüfuz etmesi de bir sorun. Ancak bir takım sağlık sorunları ortaya çıktıktan sonra biz ne yapacağız sorusunun yanıtını aramamız da bu sorunun bir parçası. Nasıl bir toplum ya da nasıl bir hayatın içinde yaşamak istiyoruz ve bunu sağlamak için ne yapacağız? Asıl çözüm bu soruya vereceğimiz yanıtta saklı.

Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır

 

Bülent Şık

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.