Babadan oğula akan zehir: Erkeklik – Tayfun Atay

Yeni dönem dizileri kadın sorununu (şiddet, tecavüz, töre baskısı) ana tema, eğer değilse yan tema yapma hususunda adeta birbiriyle yarışıyor. Toplumsal cinsiyet konusuna yönelik bu ilgi iyi de eksik olan, erkekliği, erkeğin içinde bulunduğu hâli ele alıp işlemek… Tabii erkekliği ele almak deyince onu idealleştiren, fetişleştiren ve yücelten ‘maşist’ yapımlar akla gelmemeli! Onlardan fazlasıyla var. ‘Kurtlar Vadisi’nin kaçıncı sezona girdiğini bile unuttuk.

Eksikliği hissedilen, erkekliğin dışa dönük bir iktidar temsili olmasının altında, derininde, kuytularında kalan içe dönük iktidar mahkûmluğunun su yüzüne çıkartılması… O sert erkeklik ‘kabuğu’ altında inim inim inleyen ‘insan’ın hâli pürmelâline dair teşhis, teşhir ve tenkit girişimleri…
Buna biraz ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’de ‘Ali Kaptan’ karakteri üzerinden dokunulduğunu başka bir yazıda belirtmiştim. Biraz da ‘Behzat Ç.’ böylesi bir ‘erkeklik sorgulaması’na meyyal bir kurgusal gidiş içindeydi geçen sezon… Ama şu aralar bu sorgulamayı asıl vaat eden, Kanal D’nin yeni dizisi ‘Kuzey Güney’…

Kıvanç Tatlıtuğ’un son derece başarılı canlandırdığı ‘Kuzey’ karakteri bizi bir ‘Bully’nin karanlık, ıssız ve sızılı dehlizlerine girmeye çağırıyor. Konu genelde çok orijinal sayılmaz. ‘Kuzey’ ve ‘Güney’ adlı iki erkek kardeş, aynı kıza aşkta rakip oluyorlar. Ama ‘Kuzey’in aşkının ne kız (Öykü Karayel) ne de ‘Güney’ (Buğra Gülsoy) farkında. Bu haliyle birkaç hafta önce değerlendirdiğimiz ‘Ay Tutulması’nın neredeyse eril bir ‘ayna yansısı’ dense yeridir. Tabii orada aynı adama âşık ama birbirinden bihaber ikiz kız kardeşler var. Burada da ağabey, sevdiği kadına kardeşinin âşık olduğundan bihaber…

Erkeklik sultası
Bu ana eksenin dışında diziyi esas, baş belası-kabadayı (‘bully’) küçük kardeşin babasıyla ilişkisi üzerinden işlenen ‘erkek ve şiddet’, daha doğrusu ‘erkekte şiddet’ teması ilgiye değer kılıyor. Psikoterapist Terrence Real’in şahane kitabı ‘Erkekler Ağlamaz’da yer alan, erkeğin dehşetengiz ama aynı zamanda aciz şiddetinin babadan oğla transferine dair tespit ve misalleri hatıra getiren bir kesit bu…

Evde baba şiddeti altındaki aczin çıkışını sokakta herkese yönelik seferber edilmiş bir şiddet pratiğinde bulan oğul… Altında ezildiği erkeklik ‘sultası’, hapisten yeni çıkmış oğluyla, onun ağabeyiyle ve onların annesiyle (Semra Dinçer) oturacağı kahvaltı sofrasına önce şefkatle taşıdığı simitleri bile nihayetinde koymasına imkân vermeyen bir baba (Mustafa Avkıran)… Ve bu şekilde kuşaktan kuşağa taşınan, insan ‘kültürel genetiği’nin zehirli erkeklik bilgisi…

‘Kuzey Güney’ işte bu ‘kahredici kalıtım’ üzerine kafa yormaya çağıran bir kurgusal boyuta sahip. Bunun önümüzdeki haftalarda daha da önünün açılmasını dileyelim! Tabii çoğu erkeğin kendinden bir parça bulacağı gözlemlerle dolu Real’in sarsıcı kitabına bir göz atmayı da herkese salık verelim. Özellikle de dizinin senaristlerine!..

Tayfun Atay- Radikal

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR