Aydın Engin: “’Gülenci polis şeflerinin’ hafif üstünlük sağladığını anlatıyor”

Anadolu Üniversitesinde basın ahlakı dersleri de veren, yazar  ve politikacı olduğu kadar usta bir gazeteci de olan Aydın Engin, Ahmet Şık’ın henüz çıkmadan yasaklanan ‘İmamın Ordusu‘ adlı kitap çalışmasının bir diğer taslağının da kendisinde olduğunu açıklamıştı.  Şık’ın kitabı inceleyip fikirlerini paylaşması için kendisine verdiğini kaydeden Aydın Engin’in bu çıkışı kamuoyunda geniş bir kesimde coşkuyla karşılanıp desteklenmişti. Biz de Yeşil Gazete olarak önümüzdeki günlerde de ülke gündemini belirleyecek olan Ahmet Şık’ın basılmamış kitabı İmamım Ordusu hakkında kendisiyle bir söyleşi yaptık.

Yayınlanmamış bir kitabın toplatılıp, kopyasını bulunduranların suçlu ilan edilmesi sizce ne demek?

Hukuk devletinden hızla uzaklaşıp, polis devletine doğru yol alırken “Kafandaki düşüncelerle suç işlemektesin. Ya o düşünceleri terk et ya da onları siler seni de içeri tıkarımdan’’ bir önceki durak demek…

Ahmet Şık’ın yazdığı İmamın Ordusu isimli kitabı okumak isteyen, hatta kitabın kopyalarını korumak ve paylaşmak isteyen de binlerce destekçi insan var. Kitabın bir kopyasının da sizde olduğunu söylediniz. Bu durumda bize kitabın neyle ilgili olduğunu biraz anlatır mısınız?

Çok kısa söyleyebilirim: Kitap Diyanet İşleri Başkanlığı memuru, sıradan bir camii vaizinin (Fetullah Gülen), dününden başlayıp bugününe ulaşan durakları belgelere, tanıklıklara ve bizzat Gülen’in anlatım ve yazılarına dayanarak sergiliyor. Ardından da polis örgütü içinde çeteleşme sınırına varmış grupların egemenlik ve siyasal, ekonomik çıkar kavgasını ve bu kavgada şimdilik “Gülenci polis şeflerinin” hafif üstünlük sağladığını anlatıyor.

Yok edilmek istenen kitabın mahkemesi devam eden ‘’Ergenekon’’ Örgütü ya da davasıyla bir ilişkisi var mı?

Kısmen var. Kitap, polis içindeki çekişmelerin, itiş kakışın Ergenekon Davası’nı sulandırma, bulandırma, karartma sonucu doğurmakta olduğunu olaylar eşliğinde vurguluyor ve böylece Türkiye’nin demokratikleşmesinin önüne çıkan çok çok önemli bir fırsatın heba edilmek üzere olduğu kaygısını okurlara iletiyor.

Ahmet Şık’ın özellikle gazeteci Metin Göktepe’nin öldürülmesi olayının takipçisi olduğu için resmi ya da gayrı resmi olarak tehdit edildiğini söyleyen gazeteci arkadaşları var sizin bu konuda bilginiz var mı?

Hayır yok.

Sizce Ahmet Şık ve Nedim Şener’in hedef seçilmesinin nedeni ne olabilir?

Hedef seçilmediler, alet edilmek istendiler. Çünkü iki saygın ve ne AKP yandaşlığı, ne Cemaat yakınlığı olan iki gazetecinin üstünden yürüyecek bir soruşturma daha ikna edici olur; kuşku duyanları inandırmakta daha etkili olur hesabı. Demokratik kamuoyunun güçlü tepkisine rağmen bu hedefe belli ölçülerde ulaşıldığı kanısındayım. Pek çok kişinin “Tamam bunlar sağlam gazeteciler ama ya Ergenekonla gizli ilişkileri varsa. Baksanıza polis ve savcılık ciddi kanıtlar var diyor…” diye düşünmesi kısmen başarıldı.

Yeşiller Partisi Eş Sözcüleri son olanlar konusunda yaptıkları açıklamada ‘’İmamın ordusu işbaşında’’ başlığını kullandılar siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Daha iyi bir başlık bul deseler bulamazdım.

‘’Ahmet Şık’ın kitabı bende de var!’’ cümlesiyle başlatılan protesto kampanyası konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu kitabı okuyucuyla buluşturmanın en doğru yöntemi sizce nedir?

Kâğıda basılı olarak okura ulaşmasının önünde artık sağlam ve güçlü bir engel var. Ama hiç bir engel tanımayan mecralar da var. Bakarsınız bir hünerli demokrat çıkar ve…

Röportaj: Savaş Çömlek-Yeşil Gazete

Savaş Çömlek
Savaş Çömlek

Miting ve gösteriler sırasında doktor yok mu dediğinizde koşan kişidir. Yeşil Gazete muhabirliği ve köşe yazarlığının yanısıra röportaj da yapar. Yeşil Düşünce Derneği gönüllüsüdür. Açık havadaki sportif etkinlikler ile mekan sınırlaması olmaksızın muhtelif sanat dallarının müdavimi olmaktan hoşlanır. Kendini aktivist olarak tarif ediyor. Tanısanız seversiniz.
[email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR