Aydın Abi bi tanedir – Ümit Kıvanç

Bu yazı riyatabirleri.blogspot.com.tr/ den alınmıştır

Cumhuriyet’e baskın, halihazırdaki iktidar koalisyonunun tuttuğu yolun nerelere uzanabileceğini gösteriyor. Bugünün gaddar güç sahipleri dahil kimsenin sağ salim sonuna ulaşabileceği bir yol değil bu. İşin siyasî boyutunu tartışabilir, öngörülerimizi ortaya sürebiliriz. Ama bir bir zulmün hedefi yapılan insanlarımız için dertlenirken, serinkanlılık gerektiren işlere girişmek kimsenin içinden gelmiyor.

Benim gibi, tanıyanlar, ayrıca, bu işleri Aydın Abi’siz yaparken çok sıkıntı çekeceklerdir. Üzüntü bir yana, onun özgürlüğünden yoksun, zor şartlarda bulunuşuna kafayı takmak bir yana, sıcaklığından, enerjisinden, hak-adalet mücadelesini herhangi bir insanın en sıradan gündelik davranışı suretine büründürmüş oluşunun rahatlatıcı tesirinden yoksun kalmak insanı sarsar. Sağlığıyla ilgili mücadeleler verdi yakın zamanda. Kendini etrafa yük etmeden. En sıkışık zamanda en dar yeri gülümsemesiyle genişletebilir.

29

19 Ocak anmalarından birinde Halil Ergün, “Ne zaman bir protesto, direniş veya mücadele için biryerlere gitsem,” demişti, “hep Aydın’ın sırtını gördüğümde kendimi güvende hissettim. Çünkü onun peşinden gidiyorsam doğru bir yerde olduğumu, haklı bir iş yaptığımı bildim.” Aydın Abi, yanlış anlaşılmasın, haykırarak kitleleri peşinden sürükleyen çelik gibi lider karakterinin vücut bulmuş hali değildir. Aydın Abi, Aydın Abi’dir; yanlış yapabilen, abilik taslamayan, bunu aklından bile geçirmediğini her an hissettiğin bir dost adam: Gülüşürsün, espriyi, hınzırlığı, gülmeyi sever; tartışırsın, akıllar fikirler yürütmeyi, tartışmayı sever; beraber yollar bulursun, beraberliği, dayanışmayı, kolektifliği sever; anlaşamadığında anlaşamazsın, sevgisini buna karıştırmaz, neyse odur, kandırmaz. Demokrasi ve çoğulculuk fikrini, ruhunu sindirmiş, benimsemiş, hayat ve mücadele ölçüsü kılmış ender Türkiyeli’lerdendir.

Yakın arkadaşları, dostları, bizler için ne ifade ettiğini kısa yoldan anlatmaya kalktım, o kadar çok şey söylemek gerekti ki, anca “Aydın Abi bi tanedir” diye tweet atabildim. (Onun üzerine de toplumumuzun lağım tabakasından bin türlü küfür-hakaret yağdı.)

Burada da bunu tekrarlamak istedim. Cumhuriyet baskınında gözaltına alınan başka ahbaplarıma, tanıdıklarıma da buradan selamlarımı göndereyim. Bilesiniz ki aklımız sizde. Kabul edilemez haksızlıklar telafi edilemez felaketlere dönüşmeden bu cinnet halinin bir an önce yatışmasını ve hepinizin serbest bırakılmasını diliyorum.

Bu yazı riyatabirleri.blogspot.com.tr/ den alınmıştır

28

 

Ümit Kıvanç

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR