Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Ankara’da ekolojik vodvil

0

[email protected]

Ankara’da 30-31 Mart tarihlerinde “EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği ve Zirvesi/ Fuarı” düzenlenecek. Bu hazırlık en azından düzenleyicileri bakımından özenilen ve heyecanla beklenilen bir olay gibi duruyor. Kentte kapsamlı bir hazırlık var; el ilanları dağıtılıyor, afişler, pankartlar, her şey var. Yer, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium (adı tam olarak böyle).

Bu konuda bilebildiklerimiz çok fazla değil; daha doğrusu sadece düzenleyicilerin bilmememizi istedikleri kadarını bilebiliyoruz. Bu durumda bilmemizi istediklerine bakarak nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu anlamaya çalışalım.

Bu anlama çabasından önce küçük bir yöntem notu yararlı olabilir.

EKO İKLİM zirvesi ile ilgili verilere nesnel olarak bakmak ve bu verileri olduğu gibi önümüze koyarak, durumu yorumlamaya çalışmak gerek. Yorum bölümünde elbette öznel bir yorum yapabiliriz. Yorumun veya eleştirinin kime ait olduğu açık olduktan sonra burada önemli olan nesnel durum üzerinde kendi bakış açımıza, değerlendirme ölçütlerimize göre yapılacak zirvenin anlamı, katkısı/ yararı üzerine, belirli bir mantıksallık çerçevesinde düşüncelerimizi özgürce tartışmaya açmak olacaktır.

TOGG’un “yerli ve milli” otomobili, Eko İklim Fuarı’nda ilk kez izleyenlere tanıtılacak.

Eleştirilerin oldukça radikal ve sert bir karşı çıkış biçimi ile daha anlayışlı ve yumuşak, eleştirilen tarafı incitmemeye özen gösteren, anlayışlı biçimleri arasında çeşitli dozlarda ifade edilmesi olası. Yaklaşım seçimi, değerlendirmeyi yapanın kendi vereceği bir karar olacaktır. Eğer incitmeme/anlayış gösterme yaklaşımı yeğlenecekse bunun anlamı, tartışmak için kapıların açık tutulmasının, taraflar arasındaki konuşmaların ve birbirinin derdini anlamaya çalışmanın/ uzlaşmaların, uzun erimde bütün taraflar bakımından daha yararlı olabileceğine dair bir beklentidir.

Seçili katılımcı listesi

Şimdi, elimizdeki nesnel bilgilere özetleyerek bakalım:

Çağrıyı ATO yapıyor. Davetiyelerde ATO Başkan Vekili ve Ankara Kent Konseyi Başkanının imzası var. Dünya sponsoru: Türk Telekom, Su sponsoru: Arçelik, Ford, Otosan, Yapı Kredi, Halkbank ve Güneş sponsoru: Evcil Group.

İklim elçileri ise şöyle:

Murat Kurum: TC Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Mustafa Varank: TC Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Erdal Bahçıvan: İstanbul Sanayi Odası YK Başkanı
Şekib Avdagiç: İstanbul Ticaret Odası YK Başkanı
Ziya Altunyaldız: Ak Parti Konya Milletvekili TBMM Sanayi Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı
M.Rıfat Hisarcıklıoğlu: TOBB Başkanı, TOBB ETÜ Mütevelli Heyeti Başkanı
Madhav Kumar Nepal: Nepal Eski Başbakanı

“Konuşulacak Konuşturacak Oturumlar” (orijinal sıralamasına ve sınıflandırma yaklaşımına dokunmadan) da şu şekilde: Tarım/ Seyahat/ Teknoloji/ /Lojistik/ Kadın/ Gıda/ Enerji/ Tüketim/ Çocuk/ Engelsiz/

“EKO İKLİM nedir?” sorusunu yanıtlayan resmi sitede verilen bilgilere göre “12.000 katılımcı, 50.000 çevrimiçi ve uzaktan ziyaretçi hedeflediğimiz Zirve’de; 4.000 m²’lik alanda, ‘Ekonomi ve İklim Değişikliği’ temalı Fuar ve İklim Müzesi kurulacak; ulusal ve uluslararası 150 konuşmacının yer aldığı yirmiyi aşkın oturum yapılacak, B2B görüşmeleri, sertifikalı eğitim programları, eğitimler, workshoplar, sergiler gerçekleştirilecek; konserler, dinletiler ile mini gösteriler sahnelenecektir.”

Katılımcılar isimleriyle ve ayrıntıyla sitede tanıtılıyor. Buraya sadece katılımcı kümelerin sadece başlıkları sıralanacak, ancak en son küme olan STK’lar için çağrılılar tam olarak listelenecektir.

Bakanlar ve Uluslararası Konuşmacılar
Bakanlıklar ve Komisyon Başkanları
Büyükşehir Belediye Başkanları
Üst Birlikler
Elçilikler /Uluslararası Örgütler
Finans Kuruluşları
Odalar ve Borsalar
Belediye Başkanları
Üst kurumlar /Kamu Yöneticileri
Organize Sanayi Bölgeleri
Üniversiteler
Bürokratlar
Gazeteciler – Yazarlar – Sanatçılar
İş Dünyası
Sivil Toplum Örgütleri

İklim STK’leri ve uzmanlar unutulmuş

Aşağıda, STK’lerden çağrılı kişi adlarını atlanarak sadece ait oldukları kurumların adları sıralanıyor:

Herkes İçin Spor Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi-Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Akademisyen Yazar, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Türk Tabiatını Koruma Derneği Genel Başkanı, Ardahan Kent Konseyi Başkanı, Gelecek Araştırmaları Enstitüsü, Ankara Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı, TOBB Ankara-Genç Girişimciler Kurulu Başkanı, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Kent Konseyi Bisiklet Meclisi Başkanı, Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı-Etki Yatırımcısı, Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı, Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili, Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Üyesi-A Mimarlık Kurucusu, Balıkesir Kent Konseyi Başkanı, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı-Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Orta Anadolu İhracatçı Başkanı-Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Kent Konseyi İklim ve Çevre Meclisi Başkanı, Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı-Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Habitat Derneği Başkanı, İstanbul Kent Konseyi, İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu Başkanı, OSİAD Yönetim Kurulu Başkanı-Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi.

Sanırım sadece STK çağrılılarına ve diğer çağrılı kümelerinin adlarına bakarak, EKO İKLİM Zirvesi’nin niteliği, ne olduğu, iklim değişikliğine karşı mücadeleye girişirken sorunu nasıl tanımladığı, zirvenin nereye varabileceği vb. gibi konular bakımından yeteri kadar fikir edinebilmemiz olası. Türkiye’de ekolojik sorunlarla ilgili çalışmalarda on yıllardır yer alan ve ciddi bir biçimde/ farklı formatlarda ekolojik sorunlarla, iklim değişikliği konusu ile ilgilenmiş bir tek kişiye bile (çağrılı adlarına haksızlık etmemek için, bu ifadenin tam olarak doğru olmayabileceğini belirtmek gerek) bu listede rastlamamış olmak şaşırtıcı olabilir. Liste bütünüyle her düzeyde bürokrasi ve akademik bürokrasisi/ finans/ iş insanı ve bu grupla anlaşan medya seçkisiyle oluşturulmuş.

Ancak yine de şöyle düşünebiliriz: Zirvenin nasıl değerlendirileceğini, zirvenin amacına göre belirlemek gerekir. EKO İKLİM Zirvesi açıklaması şöyle başlıyor: “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması gereğince Türkiye, 2050 yılına kadar 60 milyar Avro “Karbon Vergisi” yükü ile karşı karşıyadır.” Ama amaç, yine de çok açık değil.

Ancak 20 Mart’ta bir açıklama yapan ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, şunları söylüyor:

“Bu zirvede dünyanın ilk iklim değişikliği fuarının yapılma nedeni, buralardaki iyi örnekleri dünyaya tanıtmak, katılımcı bir kültürle, konuyla ilgili bütün uzmanların, -200’den fazla konuşmacıdan bahsediyorum- deneyim paylaşması; yeşil dönüşüm sürecinin finansmanını doğru projelerle yakalamak, dünyadan gelecek olan kredilerin yerel finansman kuruluşları tarafından KOBİ’lere, organize sanayi bölgelerine, üreticilerine aktarılma sürecini kolaylaştırmak için bir zirveye dönüştürme nedenimiz de bu.

(….)

“İhracat yapan KOBİ’lerimizin dönüşümünün finansmanını sağlamak istiyoruz ki kolay ihracat yapsınlar. Bugün Avrupa’da birçok rafta geri dönüşümden ürünü olmayan işletmeler yer alamıyor. Yani AB’nin Yeşil Mutabakat’tan dolayı bir yaptırımı olmazsa bile ihracat yapabilmemiz için bu sürece, bu hassasiyete uygun ürünler üretmek zorundayız. Bu üretme zorunluluğun altyapısını oluşturmak için de bu zirveyi planladık.”

KOBİ’ler ne yapacak?

Bu durumda galiba gerçekten Türkiye’de iklim değişikliği konusunu, ekolojik sorunları, kentleri, kırı, biyo-çeşitliliği ve tarımı ve ormanları ve yakın bir gelecekte kuraklıklar/ yangınlar/ ve sellerle boğuşacak toplumun en yoksul kesimlerini önemseyen, gözü pek ve içten mücadelecileri bu “Zirveye” çağırmaya gerek yok. Sanırım onlar da bu korkutucu alaşımla aynı mekanda bulunmak istemezler. Ancak KOBİ’lerin üretimlerini evrensel standartlara biraz daha uygun yapmaları, işlerini bazı ekolojik kaygıları da dikkate alarak tasarlayacak olmaları, bu nedenle bu kesimin finanse edilmesi, daha az karbon vergisi ödeyecek olmaları vb. gibi kazanımlar da azımsanacak şeyler değil.

Ekolojik mücadele içinde yer alan, yeşil politikalar geliştirmek için yaklaşık yarım yüzyıldır uğraşanların binlerce tartışmadan damıttıkları kavramlar var. Hiç olmazsa şu iddia olmasaydı, biraz daha ciddiye alınabilir gibi duracaktı her şey:

“Bütün kurumların, kuruluşların, sivil toplumun örgütlerinin, akademisyenlerin, öğrencilerin bir araya gelerek ortak olarak organize ettiği, katılımcı bir kültürle organize ettiği ilk zirveyle tanışacak bu toplum.”

Durum, 2022 Mart’ında böyle…

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.