“Amandla! Nükleer santralleri Güney Afrika’ya sokma!”

Comrades/Yoldaşlar!” diye başlıyor Mandela’nın ülkesinde nükleer santrallere ve uranyum madenlerinin açılmasına karşı olanların yürüyüş çağrısı.  Bu kelimeyi aslında günde üç öğün duymak mümkün. Bir yere mi gidilecek, bir bilgi mi paylaşılacak, bir aktarım mı yapılacak? Seslenişin böylesi: bir birlik, bütünlük içinde olduğumuzu anlamamıza yetiyor.

15079073_725019984331714_8052406879445509475_n

Detaylarını18 Kasım tarihli yazımızda bulabileceğiniz Nükleersiz Gelecek ödül töreninin ardından Ev sahibi yerel sivil toplum örgütü  Earthlife tarafından düzenlenen bir yürüyüşe katılmak var programımızda. İlandaki detaylara göre yürüyüş 18 Kasım’da 10:00’da Johannesbourg Westgate meydanında başlıyor ve 13:00’da Braamfontein’deki Anayasa Mahkemesi önünde sona eriyor, ilanın içerisinde “Lütfen  yürüyüş boyunca su içmeyi ve güneşten korunmayı ihmal etmeyin. Bugün çok sıcak olacak”  ibaresi de dikkat çekiyor. Bu açıklamanın birbirine merhaba yerine hep “nasılsın” diyen ve sorunun cevabını da duymak isteyen insanlar için bir sıradışılığı olmasa gerek diye geçiriyorum içimden.

14993398_725019810998398_5759999815973189190_n“Nükleer santralleri Güney Afrika’ya sokmayacağız! “Yürüyüşe katılanlar salt antinükleer hareketin içindekiler değil. İnsan haklarından yana, kadın hareketi içindeki gruplar, hayvan hakları için mücadele edenler, gıda üzerindeki tahakküme karşı çıkan çevreler kısacası yaşamı savunanlar. Nükleersiz Gelecek ödül töreni için Johannesbourg’da düzenlenen üç günlük organizasyonun davetlilerinin de  bu yürüyüşe katılımının öngörülmesiyle biz de yürüyüşteyiz.

15073439_725019967665049_2457893224142506311_n

“Amandla /Güç bizde!”                                                                                                           Bu yürüyüşün 13,14 Aralık tarihlerinde Cape Town Mahkemesinde görülecek olan davayla da ilgisi var. Davanın müdahilleri Earthlife Africa(ELA) ve onunla birlikte SAFCEI (Güney Afrika Halkları Çevre Örgütü)  konusu  ise Güney afrika hükümetinin Rusya hükümeti ile imzaladığı Nükleer Anlaşma. Anayasaya aykırı hatta hukuki bile olmayan nükleer anlaşmaya karşı halk adına açılan bu dava  son on yılın  en önemli mücadelesi olarak görülüyor. Güney Afrika’da nükleer anlaşmayı halka kabul ettirmek için nükleer lobinin başvurduğu yalanlar tüm dünyada başvurulan yalanlarla aynı dolayısıyla en temelde direnişin sebepleri de aynı denebilir.

15094272_10154684990928006_6982143069830827160_n

“Keep Uranium under ground /Uranyumu yerin altında bırak”

En başta nükleer enerjinin temiz olduğu iddiası geliyor. daha ileri gidelim, bu yalanlardan son dönemin populer söylemi ise  kuşkusuz iklim değişikliğine ilişkin: Türkiye’de “kömürü eritmek zorundayız daha fazla kömür kullanalım ki kullanacak kömürümüz kalmasın” mantığıyla tam da tersine fosil yakıtları yaktırarak sera gazı emisyonlarını arttıran kafadan hiç de farklı olamayarak Güney Afrika’da  nükleer lobi iklim değişikliğine karşı alınacak aksiyonlar arasında nükleer enerjinin temiz olduğunu ve nükleer enerjiye geçişi savunuyor.

15203299_10154684991458006_4144946802326982268_n

“Varlığımıza saygı duy, bizden direniş bekle!”                                                                        Fakat bugün burada sokağa çıkanlar biliyor ki  Nükleer enerji yatırımı halkı fakirleştirirken yaşam alanlarını da tahrip eder. Nükleer enerjnin modern hayata dair enerji ihtiyaçlarını karşılayacağı iddia edilemez. Bunu kafilenin pankart ve dövizlerinde de görüyoruz.

Türkiye ekibinden Banu Dalgıç cangı, Pınar Demircan
Türkiye ekibinden Banu Dalgıç Cangı, Pınar Demircan

Bu yürüyüşe katılmak bir başka ülkede yaşam haklarını savunmak kendimizi daha çok evimizde hissettirdiği gibi, uzun zamandır gaz, cop yemeden,  polis tarafından engellenmeden, tomalarla ıslatılmadan  hem de tam 3 saat boyunca slogan atarak yürümenin kısacası demokratik hak olan ifade özgürlüğünü yaşamanın tadına vardığımız da yüzümüzden okunuyor olsa gerek.

 

(Yeşil Gazete)

Pınar Demircan

 

 

 

 

 

 

 

 

Pınar Demircan
Pınar Demircan
Lisansını iktisat ,yüksek lisansını ingilizce işletme, doktorasını sosyoloji alanında tamamlamış olan Bağımsız Araştırmacı Pınar Demircan iş yaşamına Japonca bilmesi vesilesiyle Japon şirketlerinin insan kaynakları ve kalite yönetimi alanında çalışarak başladı. Profesyonel iş yaşamı devam ederken Türkiye'de bir nükleer santral kurulmasının yeniden gündeme gelmesinin ardından Fukuşima Nükleer Felaketi üzerinden nükleer santrallerin gerçeklerinin öğrenilmesi için Japonya'daki sivil toplum örgütleri ve ağlarıyla bağlantıya geçti. 2014 yılında Yeşil Gazete yazarları arasına katılarak nükleer santraller ve enerji konusuna yazılarıyla katkı yapan Demircan nukleersiz. org koordinatörlüğünü de bu tarihten itibaren yürütüyor. Çok sayıda sivil toplum örgütüyle çalışmalar yürüten Demircan'ın yurt içi ve dışında katıldığı konferans, etkinlik ve atölyelerde iklim, enerji, çevre ve ekoloji konularında özellikle nükleer bağlamında paylaşımları bulunuyor. Çalışmalarını akademik alanda da sürdürmek için başladığı sosyoloji alanındaki doktorasını 2023 yılında tamamlayan Demircan'ın disiplinlerarası alanda çeşitli çeviri ve makaleleri bulunuyor. İletişim: [email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR