Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Akbelen unutulmayacak

0
Fotoğraf: Cansu Acar.

Bilindiği gibi, Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy yakınında bulunan Akbelen ormanları, 24 Temmuz pazartesi sabahı saat 06.00’dan bu yana, bölgede çalıştırdığı iki kömürlü termik santrale yeni linyit kömürü yatakları açmaya çalışan YK Enerji AŞ.(Yeniköy Kemerköy Enerji) tarafından, güvenlik güçleri koruması altında yok ediliyor.

İki yıldan bu yana 750 dönümlük ormanlık alanı gece gündüz nöbet tutarak korumaya çalışan İkizköylüler ve onlara destek için bölgede bulunan çevre gönüllüleri beş günden bu yana zaman zaman güvenlik güçlerinin sert müdahalesi ile karşılaşıyor. Üstelik bölgeyi ablukaya alan güvenlik güçleri bölgeye giriş ve çıkışları da zorlaştırıyor; hatta engellemeye çalışıyor. Son beş günde Akbelen’deki orman katliamının boyutu artık Milas-Ören karayolundan da kolayca görülebilecek seviyeye ulaştı.

Türkiye 2015 Paris İklim Antlaşması’nı o tarihte imzalamasına rağmen ancak 2021 yılının sonunda onaylamıştı. 197 ülkenin imzaladığı antlaşmayı 192. ülke olarak tam altı yıl sonra onaylayarak, 2053 yılında net sıfır karbon hedefi koyup yeni bir döneme girdik. Ülkemizin çok geç de olsa antlaşmayı onaylaması enerji sektöründe kömürden çıkış için umutları yeşerttiyse de bu beklentinin ‘aşırı iyimserlik’ olduğu kısa sürede ortaya çıktı.  Çünkü Türkiye henüz kömür kullanımını sonlandırmak için hedef bir tarih belirlemediği gibi yıllar öncesinden koyduğu mevcut kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma ve elektrik üretiminde kömürün payını artırma planlarını Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış olmasına rağmen hala inatla sürdürüyor.

Kemerköy Kömürlü Termik Santrali; Gökova Körfezi’nin kıyısında, henüz işletmeye alınmadan önce…

Oysa kömürlü termik santrallerin bir plan içinde önümüzdeki on yıllık dönemde kapatılması, enerji sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarını %82’in üzerinde azaltmasını sağlayacak ve imzalanan Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak 2053 yılında net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmasını kolaylaştıracaktı.

Bir yanda yangınlar, diğer yanda maden için orman kıyımı

Diğer yandan kömürlü termik santraller için linyit madenlerinin açılması Akbelen Ormanı örneğinde yaşandığı gibi ormanlarımızın ve doğal yaşamın yok edilmesine de yol açıyor. Ülkemiz ve özellikle de Muğla bu durumun korkutucu örnekleri ile dolu… Muğla ilimizin ormanları Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri nedeniyle önemli ölçüde bu santralleri işleten şirketler tarafından yok edildi, edilmeye de devam ediyor. Muğla’da linyit madenciliğine izin verilen toplam arazi alanı Yatağan’da 21.000 hektar, Milas’ta 23.000 hektar ve bu alanlarının %47,3’ü orman… Yatağan ve çevresi bu tahribatın en yıkıcı örneklerinin görüldüğü bölgelerin başında geliyor. Diğer iki termik santral ise sadece Muğla’nın değil; dünyanın önemli doğal güzelliklerinin bulunduğu Gökova bölgesinde yer alıyor. 2021 yılında Muğla’da çıkan ve haftalarca süren hepimizi derinden yaralayan orman yangınlarında 16 bin hektardan fazla alanın yanması yetmiyormuş gibi şimdi de bu yangından kurtulan 750 dönümlük Akbelen ormanı güvenlik güçlerinin koruması altında testerelerle yok edilmeye çalışılıyor. Üstelik Kemerköy ve Yeniköy Kömürlü Termik Santralleri için bölge yeni başka ormanlık alanlarında tahrip edilerek yeni kömür madenleri açılmasının planlandığı da biliniyor. Görüldüğü gibi kömür uğruna ormanların yok edilmesi süreci Akbelen ormanı ile de sınırlı değil.

Fotoğraf: Dilan Pamuk. 

Diğer yandan Muğla ilindeki üç kömürlü termik santralin kümülatif sağlık yükünün de korkutucu boyutlara ulaştığı bilimsel olarak gösterildi. HEAL- Sağlık ve Çevre Birliği’nin Türkiye’de termik santrallerin kümülatif sağlık etkilerinin ilk defa hesaplandığı çalışmasına göre; hala çalışır durumda olup 1965’de işletmeye giren ilk kömürlü termik santralden bugüne, ülkemizde kömüre dayalı elektrik üretimi sonucu meydana gelen hava kirliliği 196.091 erken ölüm ve 320 milyar Euro, diğer bir deyişle 9,6 trilyon TL sağlık maliyetine neden oldu. HEAL’ın çalışmasına göre 1986’da işletmeye alınan Yeniköy Termik Santrali bugüne kadar 23 595,1993’de işletmeye alınan Kemerköy Termik Santrali ise 11 600 erken ölüme neden oldu. Her iki kömürlü termik santralin toplam kümülatif sağlık maliyeti 121 milyar Euro’yu bulmuş. Bu hesaplamalar insan sağlığı üzerine; doğal yaşama verilen zararlar hesaplamaların içinde değil… Doğa bir gün bizden bunun hesabını da soracak.

Fotoğraf: Cansu Acar.

Fotoğraf: Dilan Pamuk.

Evet; dünyanın en güzel köşelerinden birinde 2021 yazında büyük orman yangınları sonucu ormanlarının önemli bir bölümünü yitiren Muğla İkizköy’de olduğu gibi kalan ormanlarını da testerelere kurban veriyor. Üstelik uzmanlar tarafından teknolojisinin eski olduğu belirtilen bu iki termik santral için bölgede yeni orman alanlarının da kesilmesinin planlandığı biliniyor. Küresel iklim krizi nedeniyle bütün dünyada orman yangınları artarken ve ülkeler sera gazları için önemli bir yutak alanı olan ormanlarını korumak için büyük önlemler alırken, ülkemiz yönetenleri alevlerden kurtulan ormanlarını bu sefer testerelerle yok ediyor.

Diğer yandan Akbelen’de yaşanan dram başka bir durumu da gözler önüne serdi; bazı doğa ve çevre derneklerinin kimler tarafından yönetildiği gerçeğini… Medyada çıkan bir habere göre Akbelen Ormanı’nı 4-5 yıllık kömür gereksinimi için kestiren şirketin başkanı ünlü bir doğayı koruma vakfının mütevelli kurulu üyesiymiş… Bu küçük örnek bile bize kapitalist sistemin nasıl ‘yeşil ekonomi’ aldatmacası ile gerçek niyetini maskeleyerek, para uğruna doğa sömürüsünü sürdürdüğünü ispatlıyor…

Bir gün gelecek Akbelen Ormanları’nı yok edenler bunun hesabını hukuk önünde verecek…

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.