Editörün SeçtikleriManşetSpor

Ağrı Dağı’nın zirvesine vegan bir yolculuk

0

Haber: Ataberk ERGİN

*

Her ikisi de vegan olan Zeynep Canbolat ve Kerem Daşçıkaran çifti, Ağrı Dağı’nın zirvesine tırmandı ve bunu dağcılıkta çokça kullanılan kaz tüyü mont, eldiven ya da tulum kullanmadan gerçekleştirdi.

Çift, 8 Eylül 2023 gecesinde başlayan tırmanış yolculuğunu sabah 8:30 sularında tamamladı. Canbolat; zirvenin beklediklerinden soğuk ve kapalı olduğunu, -10° civarı bir hava ve 5000 metrenin üstünde bir yüksekliği deneyimlemenin çok zor olduğunu söyledi.

‘Veganlığa karşı yanlış algılar var’

Ağrı Dağı’nın dağcılık dünyasında oldukça popüler olduğunu vurgulayan çift, doğaseverlerin bu dağın zirvesine çıkmayı hedeflediğini ve kendilerinin de dağlara özel bir ilgi duyan insanlar olarak kendi çizgilerinde bir tırmanış gerçekleştirmek istediğini belirtti.

Vegan yaşam tarzını benimseyen çift, bu yaşam tarzı için hayatlarının her alanında bireysel olarak mücadele verdiklerini belirterek şunları söyledi:

Türkiye‘nin en yüksek noktasına çıkmak bizim için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü ülkemizdeki veganlığa karşı oluşan bazı yanlış algılar var. Kuvvet ve dayanıklılık gerektiren fiziksel aktiviteleri gerçekleştirirken beslenme kaynaklı bir sorun yaşamadığımızı ve bazı konularda da avantajlı olabileceğimizi gösterebilmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Aktivizm boyutunda kendimizce kanıtlamak istediğimiz şey, ekstrem koşullarda dahi etik değerlerden ödün verilmeden de bu işin olabileceğini göstermekti.”

‘Veganlık sportif ve sağlık açısından yararlı’

Öte yandan çift, tırmanış sürecinde giyim ve gıda konusunda bir sorun yaşamadıklarını bildirdi. Dağcılık sporunun yüzde 70 çile, yüzde 30 keyif olarak tasvir edildiğini aktaran çift, “Yalnızca yükümüzü diğer dağcılar gibi atlara, katırlara vermediğimiz için ve bir haftalık suyumuzu taşımak durumunda kaldığımız için zorlandık” dedi.

Veganlık konusunda olumsuz bir izlenim verilmeye çalışıldığından şikayetçi olan çift, veganlığın önemini şu şekilde vurguladı:

“Bireylerin çoğunlukla ötekileştirildiği bir toplumda yaşıyoruz. Vegan olduğunuzu söylediğinizde iyi beslenmediğinizin düşünülmesinden başlayıp yaptığınız spor ya da aktivitede küçük bir başarısızlığınız olsa dahi bu veganlık ile bağdaştırılabiliyor. Oysaki vegan olmanın insan sağlığı üzerinde ve sportif başarı konusunda oldukça avantajlı olduğu görülüyor. Biz yaptığımız işlerle bunu göstermeye çalışıyoruz. Ayrıca sürdürülebilirliğin veganlık ile paralel bir çizgide ilerlediğini, doğaya ve hayvanlara karşı daha tutarlı bir tutum sergileyerek sürdürülebilirliği hayatımızın her alanında uygulamamız gerektiğine inanıyoruz.”

Veganlığın bilinçli bir şekilde tartışılabileceği bir toplum dilediklerini belirten çift, “Bireysel mücadelemizi tüm sömürülenler için sürdürmeye devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

‘Bilmeden yapmayın!’

Çift, dağcılığa hevesli insanlara tavsiyeler verdi. Canbolat, dağcılığın çok yönlü bir spor olduğunu ve spora başlayacak kişilerin temel dağcılık bilgisi, beslenme, ilk yardım ve doğada hayatta kalma becerilerinin iyi düzeyde olması gerektiği konusunda uyardı ve ekledi:

“Aksi takdirde kurtarılacak duruma düşmek sanılandan çok daha kolay olabiliyor.”

Mehmet Çiçek

İstanbul Doğa Sporları Kulübü Dağcılık Bölümü Sorumlusu Mehmet Çiçek de dağcılığın ilk kuralının eğitim olduğunun altını çiziyor:

“Dağcılık zor bir spor dalı olarak biliniyor ancak bunu kolaylaştırmanın bir yolu var; o da eğitim. Bütün spor dallarında belki eğitimsiz olmaz denebilir ama dağcılığın olmazsa olmazı eğitim. İnsanlar yaz ya da kış dağcılığı eğitimi alarak bu spora başlayabilirler. Ancak öncesinde kendilerini trekking sporuyla deneyebilirler, ne kadar kondisyonları olduğunu ölçmek adına. Ardından dağcılık faaliyetlerine başlarlarsa daha iyi olur. 2500 metre ve üzeri dağcılık faaliyeti olarak sayılıyor. 1000 metre, 1500 metre gibi aşama aşama ilerlerse kendilerini daha iyi test edebilirler ama ilk önce yaz dağcılığı eğitimi almalarını öneriyoruz.”

‘Dağcılar yük hayvanlarına karşı’

Çiçek, yük hayvanlarının kullanımı hakkında “Dağcılıkta yük hayvanlarının kullanıldığı yerler Türkiye’de çok sınırlı, birçok dağda yük hayvanı kullanılmıyor” dedi. Yalnızca Ağrı Dağı’nda yük hayvanlarının kullanıldığını belirten Çiçek, diğer yerlerde yüklerin hayvanlara taşıtılmasının önemli sebebinin yeni dağcıların yaptıkları yanlıştan kaynaklandığını şöyle aktardı:

“Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nda yük hayvanı kullanılarak bu faaliyet yapılıyor ama dağcıların bir kısmı yük hayvanları kullanmaya karşı, kendileri taşıyor tüm yüklerini. Faaliyeti bir gün daha fazla yaparak tırmanışlarını tamamlıyor. Ancak dağcılığa yeni başlayanların büyük bir çoğunluğu yeteri kadar kondisyona ulaşmadan bu tırmanışları yapmak istedikleri için ne yazık ki diğer yerlerde de yük hayvanı kullanarak bu faaliyeti gerçekleştiriyorlar.”

Çiçek, hayvan içerikli ürün kullanmak istemeyenlerin de dağcılık yapabileceğini söylüyor ancak bir uyarısı var:

“Kışın 4000 metre, yaz mevsiminde ise 6000 metre üstünde hayvan içerikli ürün (özellikle kaz tüyü içermeyen giysiler) kullanılarak yapılacak dağcılık faaliyetleri çok tehlikeli. Sentetik elyaf comfort olarak -3 ila – 5°C derece koruma sağlar. Ekstrem dereceleri çok daha düşük dereceler, -15 ila – 20°C’de koruma sağlasa da konfordan çok uzak olarak yüksek irtifada ancak hayatta kalmayı sağlayacaktır. Ekstrem derecelere güvenerek yapılabilecek yüksek irtifa dağcılığını önermiyoruz.”

You may also like

Comments

Comments are closed.