Açık Radyo, söz uçar; Açık Kitap, yazı kalır [1]

Açık Radyo Ansiklopedisi, nam-ı asıl Açık Kitap. Radyo cenahının tanımlaması ile söyler isek, “Açık Radyo gibi bir kitap”. Açık Radyo’yu takip eden, dinleyen, kitaba da “eh işte, çat pat” göz gezdiren biri olarak söyleyebilirim ki bu tanım cuk demiş yerine de bir güzel oturmuş.

Aslında ansiklopedi okumayı seven biri değilim. Ansiklopedi dediğin lazım geldiğinde lazım gelen maddeye bakınıp işini gördükten sonra da kütüphanedeki yerine tıkıştırdığın basılı bir mevkutedir benim indimde. Ama iş Açık Radyo’nun çıkardığı, üstelik de “Açık Radyo gibi” diye imleyerek çıtayı en tepeye koyduğu bir Açık Radyo Ansiklopedisi’ne gelip dayandığında renk ister istemez değişiyor.

Kitabı edindiğim 20 Kasım 2010 tarihinden beri içimden geldiği gibi okuyamamıştım. Bizim gazetenin kitap ekinde “Açık Kitap”tan maddeler eşliğinde kendi zihnimde bir seyahate çıkmak buna vesile olur ümidi ile işte siftahı da bu hafta yapıyorum. Niyetim öyle madde madde kitaptan alıntılar yapmak, türk öğün çalış güven tevhid-i tedrisat mantığı ile hareket edip siz okurları canınızdan bezdirmek değil elbette. Eğlentili, Şenlikli, Şamatalı bir kültür seyahatine çıkmaktır maksadım. Zati açık radyocuların, “Açık Radyo gibi bir kitap” der iken kastettikleri tam tamına bu.

Kitabın içeriğinden, düzenlenişinden, algımın seçiciliği kadarı ile işleyişinden bahsedeyim dilerseniz bu hafta. Önümüzdeki sayıda da çala kalem (ya da kaşık) deşmeye başlarız gözümüze çarpanları, bizi anekdotları-bilgi kıırntıları ile yüreğimizden çatından, alnımızın kaşından vuranları.

Açık Kitap aslen açık radyoya emek verenlerin kendi ilgi alanlarının, bu bilgi mutlak tarihe not düşülmeli dedikleri hikayelerin, belgelerin, vakaların dertop edilidiği bir eğlenceli enformasyon deryası.

Bir örnek, A harfinden “Ada Beyi” maddesi (sahife 29), maddeyi kaleme alan yıllar yılı her Salı sabahı 11:00 ila 12:00 saatleri arasında Bozcaada’daki ev stüdyosundan biz Açık Radyo meczuplarına adayı, ada hayatını, ada tarihini, adadaki eş dost hısım akrabayı anlata anlata bitiremeyen Deniz Pak.

Deniz ne yazabilirdi peki “Açık Kitap”ta, elbetteki adaya has bir deniz ürünü olan “Ada Beyi“ni. O da öyle yapmış zaten, “Ada Beyi”ni anlatmış. Latince isminden girmiş, ona o ismi ilk verenden devam etmiş yetinmemiş bir de üstüne “Ada Beyi Buğulaması” tarifi patlatmış. Arife tarif gerektirmeyen bu leziz anlatısının bir yerinde de görün bakın ne yazmış.

“Balık servis edildikten sonra tepside kalanları sakın dökmeyin. Eşeğin büyüğünü ahırda unutmuş olursunuz. Tam doydum derken, kalanlarla yapılması elzem olan çorba tarifi sırasını bekliyor.”

Açık Kitabın büyük bölümü bu minval açık radyo emekçilerinin kendi ilgi alanlarının (aynen açık radyo programlarında da olduğu gibi) yazı olarak paylaşılmasından oluşuyor. Açık Radyo’ya gelen dinleyici mektupları, Açık Radyo’nun artık bir gelenek haline gelen dinleyici destek şenliğine katılan radyo dostlarının sarfettiği kelamlar, Açık Radyo’nun alamet’i farikası haline gelen, “Kainatın tüm seslerine, renklerine, titreşimlerine açık” sloganı radyo halinde değil de kitap halinde ilgilenenlerin beğenisine sunulmuş.

Açık Kitabı A harfinden okumaya başlayan benim gibilerin monotonluktan sıyrılmaları için de bir güzellik düşünülmüş. Okuduğunuz herhangi bir maddede yer alan bilgi ayrı bir madde halinde kitapta yer alıyor ise parantez içerisinde belirtilmiş. Bu sayede A harfinden bir madde okurken parantez içindeki bilgi ile kitabın sonuna, orada iken başka bir bilgi ile kitabın ortasına savrulmak olası. Böyle böyle giderken Macellan gibi yeni bir kıtaya ulaştığınızı anlamayıp kendinizi Hindistanı öte yoldan keşfetmiş zannına kapılabilirsiniz, ben o zanna zaman zaman kapılıyorum da o yüzden söylüyorum. (O Macellan değil kardeşim, Kristof Kolomb idi diyenlerinizi duyar gibiyim. Siz de kitabın deryasında bir o yana bu yana savrulsa idiniz ben misal şaşırırdınız hanya ile konyayı)

Kitabın gözüme çarpan tek eksiği arkasında kitap maddelerini içeren bir indeksinin olmaması. Ah ah, o indeks de olsa idi tadından yenmezdi inan olsun. Gözümü kapar parmağımı tesadüf-i arif bir maddeye getirip dönülmez akşamın ufku misali kitap içinde bilgi kırıntıcığı turlarına bile çıkardım.

Bu haftalık “Açık Kitap, Yazı Kalır”ın nev-i şahsına münhasır bilgilerini iletmekle iktifa edelim ama haftayadan tezi yok dalalım kitabın dehlizlerine. Ha unutmadan, Sanal alemdeki değil matbu alemdeki sörf evladır.

anavarza

 

Alper Tolga Akkuş

twitter.com/#!/anavarrza

Alper Tolga Akkuş
Alper Tolga Akkuşhttp://acikradyogunlugu.wordpress.com/
Anavarza’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra ismi lazım değil uluslararası bir bankada 12 yıl çalıştı. Bedensel engelinin kendisine sağladığı SGK imkanlarını kullanarak 2011 Kasım’ında emekli oldu ve asıl mesleğine kesin dönüş yaptı. Yeşil Gazete’yi yemyeşil yapmak gibi bir görevi kendisine misyon edinmiştir. Adanalıdır, Galatasaraylıdır, Türkiye’de yaşamaktadır ve bu üç mucizeyi allahın kendisine bir lütfu saymaktadır. [email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Çocuklar doğanın sözcüsü olunca..

Çocukların da, doğanın da hakları durmadan ihlal ediliyor. Oysa sağlıklı bir ekosistemde yaşamak sadece bütün canlıların hakkı değil; aynı zamanda çocuk haklarının da bir parçası

Güldünya Yayınları’ndan yeni kitap: Bir Özgürleşme Kılavuzu

Alman gazeteci, yazar Katrin Rönicke’nin kaleme aldığı kişisel anlatısı Bir Özgürleşme Kılavuzu’nda feminist olduğu için mutlu olan ve feminist olmanın zorluklarıyla baş etmeye çalışan her kadın için yararlı olabilecek şeyler var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Pati patiye, el ele Dünyayı tamire: Zaman Yolcusu Kreta

Gülşah Özdemir Koryürek'in 'Zaman Yolcusu Kreta: Tüketme, Tükenme' kitabının ana konusu, içinde yaşadığımız 'iklim krizi". Dünyayı kurtarmak isteyen çocukların öyküsünü anlatan yazar sadece bir edebi eser yaratmakla kalmamış; bütün okurları toz bulutlarından kara deliklere kadar astronomi ile ve dünyamızın jeolojik tarihiyle tanıştırmak istemiş.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Önyargı ejderhalarına karşı karanfil kokulu savaş – Eda Uysal

'Karanfiller ve Domates Suyu', insanın doğayla kurduğu bağı gösteren ve dezavantajları bulunan bireylerin görünür olmalarına dair farkındalık yaratan çarpıcı bir öykü.

EN ÇOK OKUNANLAR