ABD’nin patronu artık Monsanto

Hali hazırda bile ABD'nin tarım politikalarını derinden etkileme gücüne sahip olan Monsanto, bu kanunla birlikte kanunlar ve yargı kararları karşısında da dokunulmazlık kazandı.

ABD’de artık, Monsanto’yu yargının ve yürütmenin de üstüne koyan bir kanun var.

Dünyanın en büyük GDO’lu tohum ve böcek ve ot zehiri üreticisi ve tekeli Monsanto’yu ABD’de dokunulmaz yapan kanun geçtiğimiz hafta Barack Obama tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi.

Hali hazırda bile ABD’nin tarım politikalarını derinden etkileme gücüne sahip olan Monsanto, bu kanunla birlikte kanunlar ve yargı kararları karşısında da dokunulmazlık kazandı.

Geçtiğimiz hafta imzalanan kanun, Eylül’de geçerliliğini yitirecek bir “geçici paketin” parçası olsa da, Monsanto firmasının eriştiği hakimiyeti göstermesi ve sağlamlaştırması açısından da büyük önem taşıyor.

 

 

 

Monsanto’nun mevcut durumda eriştiği gücün etkilerinden bazıları şöyleydi: Üst düzey yöneticilerini emekli olmalarını hemen ardından ABD Gıda ve İlaç Departmanı (Türkiye’deki Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın muadili) danışmanı ve müsteşarı yapabilmek, tüm ABD elçiliklerine “o ülkelerin de GDO’ya geçmesi için baskı yapın” talimatı verebilmek, GDO tohumları için yaptığı tüm AR-GE harcamaları için hükümetten teşvik ve destek almak, federal düzeydeki kanun yapıcılara alınması gereken kararları dikte ettirmek, tohumlarını mahkeme kararlarıyla patent altına aldırmak, tüketiciyi “GDO’lu ürün” etiketinden mahrum bırakmak

Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren kanun paketine Missouri’den Cumhuriyetçi senatör Roy Blunt’un önerisiyle eklenen maddelerle birlikte, GDO’lu tohumların ekimi, satışı, hasadı ve dağıtımı artık mahkemeler veya ABD hükümeti tarafından bile engellenemeyecek.

Roy Blunt, Monsanto’nun her yıl milyonlarca dolar harcadığı politikacılara “yardım” ve “bağış” (diğer bir deyişle, lobi) bütçelerinden en fazla yararlanan politikacı olarak biliniyor.

Kanunun ardından oluşan tepki, tarafları “özür dilemeye” kadar itti. Senato Uygunluk Komitesi Başkanı (ve haliyle, Roy Blunt’un önerisinin senatoya gelmesi ve geçmesinden sorumlu olan) Barbara Mikulski özür diledi. Food Democracy Now adıyla başlatılan imza kampanyası bir kaç gün içinde 250.000 imzaya ulaştı.

Cumhuriyetçi Senatör ve Monsanto dostu Roy Blunt

GDO’ya verdikleri destekle bilinen muhafazakar/sağ ve liberaller bile skandalın büyüklüğü karşısında tepkilerini ortaya koydu. Önemli muhafazakar düşünce kuruluşu  FreedomWorks, “Monsanto’da herkes gibi kurallara göre oynamalı, böylesine özel imtiyazlar edinemez” derken, Çay Partisi (ing: Tea Party) ulusalcılarından Dustin Siggins “Bu iş bir özel çıkar kısır döngüsüne dönüşmüş durumda. Şirketlere özel teşvikler veriyoruz, güçleniyorlar, haksız rekabetle büyüyorlar, sonra o güçleriyle Senato’dan bir kaç ‘arkadaş’ edinip güçlerine güç katıyorlar” sözleriyle öfkesini dile getirdi.

2012 itibariyle karlılığını %22 arttırdığını açıklayan Monsanto bile gelişmeler karşısında “çiftçiye daha fazla destek olacağız” minvalinde utangaç açıklamalar yapma gereği duydu.

Kanunu savunan ve “her şeyi yargıya taşıyan aktivistlerle uğraşmamak için getirilmiş bir çözüm olduğunu” ifade edenler de yok değil – Monsanto’nun “dostu” Genetik Okuryazarlık Projesi Müdürü John Entine gibi.

2013 Eylülü’ne kadar yürürlükte kalacak olan kanunun ardından, Monsanto firmasını devletin tüm kurumlarından daha üst ve dokunulmaz bir pozisyona taşıyan düzenlemelerin devamının gelip gelmeyeceği ise merakla bekleniyor.

 

(Yeşil Gazete, The Guardian)


Durukan Dudu
Durukan Dudu

Ekoloji editörü, haberci.

Olduğundan yaşlı gösterir (Sakalı var, ondan). Blues’a aşık. İsveç’te Kırsal Kalkınma yüksek lisansının ardından TEMA ve Buğday gibi STK’larda çalıştı, bu süreç içinde Ormanevi Kolektifi’yle kırsala göçtü, bi’ ekoköy kurmaya çabalıyorlar. Çiftçilik, marangozluk ve ekolojik restorasyon denemelerinden kalan boş zamanlarında koordinatörlük, eğitmenlik, proje yönetimi falan yapıyor. Yaşlanıp emekli olunca bir şehre yerleşmeyi düşünüyor. Mektep, 136.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR