Gezi Davası’nda hakkında ağırlaştırılmış müebbet kararı verilen Osman Kavala ve 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ve Can Atalay tarafından ortak bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklama dün Gezi tutuklularının sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıldı.
İlgili haber: Gezi Davası’ndan çıkan utanç kararına tepkiler sürüyor
Bakırköy ve Silivri'den kamuoyuna ortak mesajımız: “Ya kin ve kibir baskın olacak, ya da kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve demokrasi kazanacak. Biz adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve tabii ki Gezi’yi savunacağız.” pic.twitter.com/kwuRq6D6uO
— mücella yapıcı (@MucellaYapici) May 8, 2022
İlgili haber: Gezi kararlarına büyük tepki: Uykularınız huzur, bahçeleriniz bahar görmesin
Anneler Günü’nün de kutlandığı açıklamada, insanlık, vicdan, adalet ve hukuka değinilerek özgürlük vurgusu yapıldı.
Gezi Davası’nda kararın çıktığı 25 Nisan’a atıfta bulunulan açıklamada şunlar aktarıldı:
‘Milyonlarca insan umudumuza umut kattı’
“25 Nisan’dan beri seslerini seslerimize katan; adaletsizliğe, kuyruklu yalanlara, hukuk tanımazlığa itiraz eden milyonlarca insanımız umudumuza umut, gücümüze güç kattı.
Başta amansız polis şiddetiyle evlatlarını yitiren Gezi Anneleri olmak üzere tüm annelerin ve canımız annelerimizin anneler gününü canı gönülden kutlarız…
Önceki dönem cumhurbaşkanlarından, kendi elleriyle poster yapan gençlere; siyasal parti genel başkanlarından, sosyal medyada itirazlarını dillendirenlere; konuyu gündemde tutan basın emekçilerinden, meslek odaları ve demokratik kitle örgütlerine; aydın, sanatçı ve yazarlardan konuya kulak kabartan tüm insanlara selam ve teşekkür ederiz.
‘Asıl mesele insanlık, vicdan ve adalet’
Konu bizler değiliz! Asıl mesele güzel ülkemizde insanlık, vicdan, adalet ve hukuktan en asgari düzeyde dahi bahsedilip bahsedilmeyeceğidir.
Ya kin ve kibir baskın olacak ya da kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve demokrasi kazanacak. Biz adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve tabii ki Gezi’yi savunacağız.
‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…’”